YAZI: Erhan ARCA
Muğla Valiliği 30 Temmuz akşamı yaptığı basın açıklamasında kesim işleminin bittiğini iddia ederken bundan sonra yapılacak işlemler hakkında, “Maden çıkacak sahalar tıpkı diğer maden sahalarında olduğu gibi, izin sahibi tarafından rehabilitasyon projesine uygun olarak rehabilite edilecek ve mevcut alanda benzer özelliklerde 130 bin fidan dikimi gerçekleştirecektir” cümlesine yer vermişti.
Rehabilitasyon işlemleri hakkında yorumda bulunan Bartın Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Erdoğan Atmış, işlemlerinin çıplak olan, daha önce yok ettikleri yerlerde başlatılmasını gerektiğini söylerken, “Ancak rehabilitasyon olacak bir şey değil, yalan yani. Orman geri gelmiyor, rehabilite edilmiyor. Orada başka bir yeşillendirme yapıyorlar” ifadesinde bulundu.
Dozerlerin Akbelen Ormanı’ndaki çalışma sebebinin şu anda bölgenin hem biyolojik hem de hukuksal anlamda orman statüsünü devam ettirmesi olduğunu Prof. Dr Atmış şöyle açıkladı: “Bu işlemi yapanlar burasının biyolojik olarak orman oluşunu ortadan kaldırmak istiyorlar. Bunun için öncelikle orada kestikleri tomrukları soyup, parçalara ayırıp çıkartacaklar. Çünkü bu aynı zamanda orman idaresi ve şirketler için bir gelir. Ardından oradaki diğer bitkileri sökecekler. Daha sonra da toprağı kaldıracaklar. O zaman Akbelen Ormanı’nın biyolojik olarak orman niteliğini ortadan kaldıracaklar. Bunu yapmadıkları sürece, orası hem biyolojik hem de hukuki olarak orman statüsünde olmaya devam edecek.”
Akbelen Ormanı’ndaki kesime rağmen ormandaki biyoçeşitliliğe de dikkat çeken Prof. Dr. Atmış, toprakta şu anda milyonlarca tohum, binlerce fidan olduğunu ve Akbelen Ormanı’ndaki işlemlerin şu an durdurulması durumunda alanın filizlenerek büyüyeceğini ve eski ormanın kendini onaracağını aktardı. Ancak işlemlerin bu imkanı yok etmek için yapıldığını paylaşan Prof. Dr. Atmış, “Oradaki yöre halkı da bunun farkında olduğu için nöbetini devam ettiriyor. Biyolojik orman özelliğini yitirmesi için orayı tamamen katletmeleri, toprağı da kaldırıp çıkartacakları kömüre ulaşmaları gerekiyor” derken bu işlemi yapsalar dahi Akbelen’in orman statüsünün hukuki olarak devam edeceğini aktardı.
Prof. Dr. Atmış, Akbelen’in biyolojik orman niteliğini kaldırmak için devam eden işlemlerin sebeplerini ise şöyle açıkladı: “Söz konusu kesim izinlerinin 2021’de bittiği ve daha sonra tekrar izin alınmadığı söyleniyor, şu an ortada bir izin yok. Yapılan işlem hem Anayasaya aykırı bir suç hem de orman yasasına ve ilgili yasalara aykırı bir suç. Yani ceza gerektiren bir eylem. Burada bu izinler yokken şirket yine fırsattan yararlanıp, ormanı yeniden geri getirebilecek şansı ortadan kaldırmak adına çalışmalar yapıyor.”
Türkiye’deki ormansızlaşmanın bir an önce durdurulması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Atmış, “Ne olursa olsun orman, yerin altından alınacak diğer tüm ürünlerden daha değerli. Çünkü buradaki altın da kömür de, ne varsa hepsi bir kere üretilecek. Ancak üzerindeki ormandan her an ürün alıyorsunuz, her an havayı temizliyor, oksijen üretiyor, sel ve taşkınları önlüyor, sağlığınızı olumlu etkiliyor. Ormanın ekosisteme yüzlerce hizmetini sayabilirim ve orman bu hizmetleri devamlı olarak veriyor. Ancak oradaki kömürü bir kere alacaksınız ve sadece bir şirketin, patronun, finansör olan uluslararası kuruluşların daha çok para kazanması için bunu yapacaksınız” dedi.
Akbelen’de yaşanan asıl çelişkinin geri getiremeyecekleri bir işlemin yapılıyor olması olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Atmış, “Türkiye’deki rehabilitasyon çalışmalarında yani, madencilikten tekrar ormana dönüştürme çalışmasında hiçbir başarı yok, olmamış, olmuyor” derken, yapılacağı iddia edilen yeşillendirme çalışmalarının da eski ormanı geri getirmeyeceğini belirtti. Eski ormanın doğal bir orman olduğu, dolayısıyla yüzyıllar boyunca bölgede; çukurların oluştuğunu, yamaçların dikleştiğini, akarsu yataklarının akış düzenin değiştiğini ifade eden Prof. Dr. Atmış sözlerini Türkiye’deki “rehabilitasyon” işlemlerine değinerek bitirdi: “Orada bir kere çukurlar oluştu, yamaçlar farklılaştı, akarsu yataklarında suların akış düzeni değişti. Kısacası her şey değişti. Toprak bırakmadınız, toprağı öldürdünüz zaten. Şimdi rehabilitasyondan bahsediliyor, rehabilite falan yok. Türkiye’de rehabilite olmadığı sayıştay raporlarına ‘yapılan yeşillendirme çalışmaları başarısız’ şeklinde yansımış. ‘Bir kestiysek beş dikeriz’, ‘burayı kestik ama geri getiriceğiz’, ‘rehabilite edeceğiz’, “bunun için gereken parayı Orman Genel Müdürlüğü’ne vereceğiz’ cümlelerinin hepsi halkı oyalamak ve kandırmak için seçilmiş sözcükler, hiçbir karşılığı yok.”
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…
Dünya, kuraklık ve arazi bozulumuna en çok maruz kalan ülkeleri desteklemek için yeni bir çerçeve…
İklim ve çevre alanında çalışan 8 sivil toplum kuruluşu, okul, hastane, belediye binası, kamu binası,…
Çin, kömür çıkarımı sırasında açığa çıkan metan emisyonlarını azaltma amacıyla daha sert kurallar getireceğini duyurdu. Metan,…