Plastik Kirliliği ile Mücadele Konusunda Hükümetlerarası Müzakereler Komitesi’nin (INC) beşinci ve son oturumu INC-5 25 Kasım-1 Aralık 2024’te gerçekleşecek. Çevre alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, Busan, Güney Kore’nin ev sahipliğini yapacağı INC-5 öncesi plastik kirliliğine karşı güçlü ve bağlayıcı bir anlaşma talep ediyor.
Devletler, plastik kirliliğini sona erdirmek için INC-5’e hazırlık yaparken, plastik kirliliği gezegeni harap etmeye, ekosistemleri ve yaban hayatı yok etmeye, iklim değişikliğini tetiklemeye ve solunan hava, tüketilen gıda ve su yoluyla vücuda sızmaya devam ediyor.
Veriler net: Küresel plastik üretimi, 2000’den 2019’a ikiye katlanarak yıllık 460 milyon tona ulaştı ve müdahale edilmezse 2050’ye kadar üç katına çıkması bekleniyor. Bu, küresel ısınmayı 1,5°C altında tutmak için kalan karbon bütçesinin %13’ünü veya daha fazlasını tüketecek. Müzakereler başladığından bu yana geçen iki yılda, yaklaşık 20 milyon ton plastik okyanuslara karıştı. Bugün okyanuslarımızda bulunan beş trilyon plastik parçası dünyanın etrafını 400 kez dolaşmaya yetiyor. Bugüne kadar üretilen plastiğin %90’ı geri dönüştürülmedi. Türkiye’de de plastik kirliliği alarm veriyor; Akdeniz’den alınan derin deniz örneklerinin %92,8’inde plastik var, Akdeniz Havzası’nda her 4 metrekareye 1 plastik atık düşüyor.
Bu müzakerelerin son turunda, devletler plastik krizini sona erdirmek ya da bu sorumluluktan kaçınarak plastik kirliliğinin gezegene zarar vermeye devam etmesine göz yummak arasında bir tercih yapacaklar. 25 Kasım’da başlayacak toplantı, insan sağlığını ve doğayı korumak için tüm plastik yaşam döngüsünü kapsayan cesur ve bağlayıcı küresel eylemleri karara bağlayacak bir dönüm noktası olmalı. STK’lar ise bu dönüm noktasında Türkiye’nin kararlı bir duruş sergilemesini, sürdürülebilir bir geleceğe katkı sağlayacak adımlar atarak küresel eşitsizlik meselesine karşı örnek bir rol üstlenmesini talep ediyor. Türkiye’nin plastik kirliliğiyle mücadele etmek için atması gereken adımlar konusunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı başta olmak üzere Türkiye delegasyonuna çağrıda bulunuyor ve dört talebi müzakere masasına taşımalarını istiyor.
Küresel ısınmanın 1,5 dereceyle sınırlı kalabilmesi için, plastik üretiminin 2040 yılına kadar %75 oranında azaltılması gerektiği öngörülüyor. Türkiye, plastik üretimini düşürmeye yönelik politikalara öncelik vermeli. Plastiğin %99’u fosil yakıtlardan üretilir; plastik krizi bir iklim krizidir. Türkiye’nin işlenmemiş/yeni plastik üretimini aşamalı olarak durdurmak, küresel plastik üretiminin %60’ını ve denizlerdeki plastik kirliliğinin %70’ini oluşturan tek kullanımlık plastik ürün ve ambalajlara son verme, düşük karbonlu, yeniden kullanıma dayalı bir ekonomiye adil ve kapsayıcı bir geçişi sağlayan pozisyonu savunur olması gerekir. Çünkü üretimin azaltılması plastik kirliliğinin, bertarafının azaltılması için en öncelikli adım.
Türkiye öncelikli olarak Avrupa Birliği’nin “Tek Kullanımlık Plastik Direktifi” ile yasakladığı kullan-at plastiklerden başlayarak, Sıfır Atık Mevzuatı’nda daha kararlı hedefler belirlemeli. Plastik ürün tasarımında geri dönüştürülebilirlik ve yeniden kullanılabilirlik ile geri dönüştürülmüş ve yeniden kullanılmış içerik öncelikli hedefler olmalı. Bu önceliklerle döngüsel ekonomiye geçişi sağlamak için küresel kriterler belirlenmeli.
Türkiye, 2023’te AB’nin plastik atıklarının %56’sını alarak bu alanda son beş senedir lider konumda ve İngiltere’den en çok yasa dışı plastik atık alan ülke. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin bir nevi geri dönüşüm tesisi olarak kullanılmak istenmesine, en başta Türkiye Cumhuriyeti yönetimi karşı çıkmalı, plastik atık ticareti bir “küresel eşitsizlik” meselesi olarak ele alınmalı.
İklim Değişikliği Başkanlığı’nın 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi çerçevesinde atık sektörü stratejilerine paralel olarak Türkiye, atık ithalatına olan bağımlılığını sonlandırmalı ve 2026 yılına kadar “Sıfır Atık Mevzuatı” çerçevesinde kademeli bir atık ithalatı yasağı uygulamaya koyarak, plastik atık ithalatından çıkış rotasını ilan etmeli; yerel atık azaltma, toplama ve geri dönüşüm mekanizmalarını güçlendirmeli. Bunun akabinde plastik üretimi, tüketimi ve ithalatında daha şeffaf bir politika izlenmeli ve atılan adımların etkinliği yıllık raporlamalarla takip edilmeli.
Sivil toplum örgütlerinin süreçlere katılımı artırılmalı, öneri geliştirmelerine olanak tanınmalı ve karar alma mekanizmalarına katkı sunmaları sağlanmalı.
Açıklamayı imzalayan kurumlar ise şu şekilde:
Çöpüne Sahip Çık Vakfı
Greenpeace Türkiye
Plastiksiz Türkiye Platformu
TEMA Vakfı
TÜRÇEV
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Demircan, yenilenebilir enerjideki yatırımlarla şu ana kadar 132 milyar…
Japonya'nın çevre ve sanayi bakanlıkları, seragazı emisyonlarını 2035 yılına kadar 2013 seviyelerine göre %60 oranında…
BM Gıda ve Tarım Örgütü’nün desteğiyle 22 ülke biyoçeşitlilik kaybı, arazi bozulması, iklim değişikliği ve…
Akdeniz Koruma Derneği’nin dün gerçekleştirilen Olağan Genel Kurulu’na, dernek üyelerinin yeşil aklama iddiaları ve denetim…
Geçen ay Azerbaycan’da düzenlenen COP29’da fosil yakıtlardan temiz enerji kaynaklarına adil bir küresel geçişe yönelik…
Hakkari'nin Yüksekova ilçesi için önemli bir kaynak olan Dilimli Barajı'nın su seviyesi 20 metreye kadar…