Güney Atlantik’te yer alan Falkland Adaları, bir zamanlar petrol endüstrisi gezegende kaynak ararken en ön safhalarda yer alıyordu. 1.7 milyar varil petrolün bulunmasından 10 yıl sonra koyun yetiştiriciliği ve Arjantin ile olan gerginliğiyle bilinen bölge, her zaman olduğu gibi uzak görülüyor. Petrol çıkarmak, “atıl varlıklar” olarak adlandırılan ve şirketlere büyük meblağlara mâl olabilecek enerji riskleri listesine ekleniyor.
Koronavirüs ekonomileri tahrip ederken ve talebi düşürürken, Avrupalı petrol şirketleri son aylarda bazı itiraflarda bulundu: Milyarlarca dolar değerinde petrol ve gaz asla yerden çıkarılamayabilir.
Kriz aynı zamanda daha temiz enerjiye küresel bir geçişi hızlandırırken, fosil yakıtlar önümüzdeki on yıllarda beklenenden daha pahalı olabilir. Karbon emisyonları ise daha pahalı hale gelecek. Bu iki basit varsayım, bazı alanlara dokunmanın artık ekonomik bir anlam ifade etmediği anlamına geliyor. BP Plc, 4 Ağustos’ta yeni ülkelerde artık keşif yapmayacağını söyledi.
Petrol endüstrisi, COVID-19 yayılmaya başladıkça enerji geçişi, arz artışı ve azami talep ile zaten boğuşuyordu. Rystad Energy AS’ye göre, pandemi muhtemelen bu azami talep zirvesini öne çıkaracak ve keşif için cesaret kırıcı olacak. Danışman şirket, dünyadaki geri kazanılabilir petrol kaynaklarının yaklaşık% 10’unun (yaklaşık 125 milyar varil) geçerliliğini yitirmesini bekliyor. Accenture Plc’de küresel enerji endüstrisinden sorumlu kıdemli genel müdür Muqsit Ashraf, “Atıl varlıklar olacak. Şirketler bu gerçeği kabul etmek zorunda kalacak” dedi.
Falkland’daki Sea Lion projesi, Rockhopper Exploration Plc, 2010 yılında sahayı bulduğunda dünya çapında birinci sınıf bir kaynak olma sözü verdi. Yüz milyonlarca dolar harcandıktan ve Arjantin ile İngiltere arasında projenin yasallığı nedeniyle yaşanan bir alevlenmenin ardından, projenin ilk aşaması henüz hâlâ piyasaya petrol getirebilmiş değil.
Rockhopper’ın partneri olan Premir Oil Plc, Sea Lion projesindeki çalışmaları askıya almasının aldı çünkü projenin bir sonraki aşamalarının da gerçekleşmesi beklenmiyor.
Daha büyük şirketler de diğer projeleri için bu gerçeği dile getirmeye başladı. BP, Haziran ayında keşif portföyünü değerlendireceğini ve bazı gelişmemiş projelerini bırakacağını söyledi. Fransa merkezli Total SE’nin geçtiğimiz ay karbon ağırlıklı varlıklar için 8 milyar dolarlık bir kesinti yaptığını kabul etmesi gibi, emisyonları azaltma baskısı, şirketleri karbon yoğun rezervleri yerin altında bırakmaya da sevk edebilir.
Rystad’ın üretime dönük araştırma başkan yardımcısı Parul Chopra, en çok risk altındaki projelerin listesinin Brezilya, Angola ve Meksika Körfezi’ndeki derin deniz keşiflerini içerdiğini söyledi. Alberta’daki Sunrise projesinin genişletilmesi gibi Kanada’daki katran kumu projelerinin de şüpheli olduğunu söyledi.
BP ve Husky Energy Inc. arasında bir ortak girişim olan Sunrise teminatı, potansiyel olarak 3,7 milyar varil kadar yüksek zift arzına sahip. Bununla birlikte, çıkarma işlemi de oldukça karmaşık. Çoğu katran kumu projesi, madencilik faaliyetlerine benzer. Ziftin, zeminden çıkarılarak ağır ham petrol haline getirilmesinin ardından yakıta dönüştürülmeden önce daha hafif hidrokarbonlarla seyreltilmesi gerekir. Sunrise projesi ise daha karmaşık ve daha maliyetli. Tortu çıkarılamayacak kadar derinde olduğu için ziftin yüzeye pompalanabileceği bir kuyuya akmasını sağlamak için buhar enjekte ediliyor.
Sunrise’ın üç aşamada inşa edilmesi ve 40 yıl boyunca günde 200 bin varilden fazla zift üretmesi gerekiyordu. Günde 60 bin varil olan ilk aşama ham petrol fiyatlarının düştüğü 2015 yılında başladı. 2020 Mart ayından bu yana, düşen fiyatlar ve boru hattı kapasitesindeki kısıtlamalar nedeniyle üretim, günde yaklaşık 10 bine düştü.
Ne projeyi yürüten Husky ne de BP, geliştirmenin sonraki aşamaları için bir zaman çizelgesi açıkladı. Carbon Tracker Initiative araştırma grubundan analist Mike Coffin, mevcut seviyelerin çok üzerinde ham petrol fiyatlarına ihtiyaç duyacaklarını, bunun da bir genişlemenin yakın olmadığına işaret ettiğini düşündüğünü söyledi.
Ekonomik uygulanabilirliklerinin ötesinde, karbon yoğun katran kumları, BP’nin 2050 yılına kadar “net sıfır” şirketi olma hedefine de uymuyor. Carbon Tracker’a göre, Paris İklim Anlaşması ile uyumlu hiçbir yeni katran kumu projesi bulunmuyor.
Husky, uzun vadeli planlarının Sunrise’ı genişletme potansiyeli içerdiğini söylüyor; ancak zamanlamaya veya proje için gereken petrol fiyatına yönelik bir tahminde bulunmayı reddediyor. Bir BP sözcüsü, şirketin katran kumu projelerini gözden geçirdiğini söyledi.
Falkland Adaları’nda, mevcut projenin iyileşeceğine dair hâlâ umut var. Rockhopper, adaların uzaklığına ve 1980’lerde İngiltere ile savaşan ve toprakları üzerinde hâlâ egemenlik iddia eden Arjantin’e rağmen, zorlukların aşılmaz olmadığını söyledi.
Rockhopper diğer şirketlerin katılımına da işaret etti. Premier 2012’de projeye katıldı ve Navitas Petroleum LP’nin hisse almak için görüşmeleri devam ediyor. Sea Lion’ın atıl bir varlık haline gelme riskinin çok az olduğunu öne sürdü.
Ancak Premier İcra Kurulu Başkanı Tony Durrant’a göre, devam edip etmeme konusundaki nihai karar en erken gelecek yıla kadar belli olmayacak. Nihai yatırım kararları için önceki son tarihler çoktan geldi ve geçti. Şirket, Sea Lion’ın “atıl bir varlığa dönüşme” riski altında olup olmadığı konusunda yorum yapmayı ise reddetti.