Türkiye’de STK’ların iklim alanındaki çalışmalarının temel sorunlarından birinin kuramsal pratik olduğunu söyleyen Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilci Yardımcısı Seher Alacacı, “17. Sürdürülebilir Kalkınma Amacı olan ‘Amaçlar için Ortaklıklar’ krizlere yanıt ve toparlanma çabalarımızın mihenk taşı olmalı” diyor.
Öncelikle pandemiden konuşmadan söze girmek olmaz. 2020 yılı boyunca herkesin planlarını altüst eden pandeminin, sizin çalışmalarınız ve sürdürülebilirlik açısından nasıl bir etkisi oldu?
COVID-19 yalnızca bir sağlık krizi olarak değil, aynı zamanda insani kriz ve kalkınma krizi olarak da ortaya çıktı. 2020 yılını SKA Eylem Onyılı olarak belirlemiştik, çünkü Küresel Amaçlara ulaşmamız için son 10 yılımız kalmıştı. Ancak Covid-19 salgını ile kalkınmanın küresel bağlamı temelden değişti. Hepimizin şahit olduğu üzere küresel pandemi her birimizi farklı etkiliyor. Ancak bu süreç; köklü eşitsizlikler, sosyal normlar ve orantısız güç dengeleri sebebiyle kadınlar ve kız çocukları için ilave riskler teşkil ediyor. Ayrıca ne eğitimde ne istihdamda olan gençler, engelliler, aşırı yoksullar, göçmen ve mülteciler gibi dışlanmış veya hassasiyet arz eden gruplara karşı ayrımcılığı da ne yazık ki pekiştiriyor. Bizler de UNDP olarak krizin sosyoekonomik açıdan etkilerini, özellikle sıraladığımız gruplar açısından en aza indirgemek için kamu ve özel sektör, yerel yönetimler ve sivil toplum başta olmak üzere birçok aktörle çalışıyoruz. Özellikle, hazırlık, yanıt ve düze çıkma hedefleri etrafında, UNDP’nin küresel olarak belirlediği üç acil öncelik alanında çalışmaya başladık: Sağlık sistemlerinin desteklenmesi; desteklenmesi; kapsayıcı ve bütünleşik kriz yönetimi ve yanıtı; sosyal ve ekonomik etki, ihtiyaç değerlendirme ve yanıt. Zaman geçtikçe kriz yönetiminde yanıt aşamasından, düze çıkma aşamasına geçmekteyiz. İşte bu noktada İkinci Dünya Savaşından bu yana insani gelişmenin önündeki en büyük tehdit olarak tanımlanan Covid-19 krizini, halihazırda var olan yoksulluk, iklim değişikliği, eşitsizlikler gibi kalkınma sorunlarını aşmak ve uzun vadeli stratejiler geliştirmekte bir fırsat olarak değerlendiriyoruz. Bu çerçevede Ağustos ayında yenilenen UNDP COVID-19 stratejisi düze çıkışın ötesinde, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları pusulasıyla bizleri 2030’a götürecek bir rota çiziyor. Bu rota şu dört ana başlıktan geçiyor: Yönetişim; sosyal koruma; yeşil ekonomi ve dijital yıkım.
İkinci olarak, geçtiğimiz yıl hangi alanlarda çalışmalar yaptınız ve önümüzdeki yıl için neler planlıyorsunuz?
2020 yılı, UNDP açısından Covid-19 ile gelen yeni kontekse hızlıca adapte olup krize yönelik hızlı çözümler üretip uygulama yılı oldu. Bunlara 2021’de de devam edeceğiz. 2020 bizim için aynı zamanda bu yeni ortamda Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarına katkıda bulunan başarılar ve stratejik ortaklıklar yoluyla karmaşık ve çok boyutlu sorunlara uygun tasarlanmış çözümler ile dolu bir yenilik ve hızlanma yılı oldu. Türkiye’de, 2018-2021 Stratejik Planımızda ortaya konulan yeni nesil UNDP yaklaşımı çerçevesinde kapsayıcı ve sürdürülebilir büyüme, etkili, kapsayıcı ve hesap verebilir yönetişimi güçlendirme, dayanıklı toplumlar için ulusal koruma ve düze çıkma kapasitelerini geliştirme, sürdürülebilir bir gezegen için doğa temelli çözümleri teşvik etme, enerji açığını kapatma ve toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendirme gibi geniş bir yelpazede çalışmalarımızı hayata geçirdik. Özel sektör işbirliği ile kurulan Hedefler İçin İş Dünyası Platformu UNDP teknik desteğiyle 2019’da faaliyete geçmişti ve özellikle COVID-19 sonrası dönemde krizin özel sektör üzerindeki etkisini ölçmek ve nabzını tutmak anlamında hem Türkiye hem de küresel düzeyde ilklere imza attı. Suriye Krizine Yanıt ve dayanıklılık çalışmaları ile UNDP, 2020 yılı içinde de Suriyeli ve ev sahibi nüfus için ihtiyaca dayalı çözümler üretti ve kamu, özel sektör, odalar, belediyeler, sivil toplum gibi geniş yelpazede kurduğu ortaklıklar ile bunları hayata geçirdi. Pek çok mevcut çalışmamızı pandemi ile beraber dijital ortama taşıdık, mevcut dijital çözümlerimizin değeri de çok daha iyi anlaşıldı. UNDP’nin ekonomik büyümede verimlilik odaklı politika önerileri 11. Kalkınma Planında yer buldu. İklim değişikliği ve giderek artan eşitsizlikler gibi küresel düzeydeki sorunlara yeni çözümler bulmak amacıyla UNDP Türkiye de Hızlandırma Laboratuvarını geçen yıl kurmuştu. 60 ülkeyi içeren küresel öğrenme ağının bir parçası olan Laboratuvar önümüzdeki yıllarda yürüteceğimiz tüm faaliyetlerin merkezinde yer almaya devam edecek. Kalıcı Organik Kirleticilerin bertaraf edilmesinde Kocaeli’deki İZAYDAŞ tesisleri ile yürüttüğümüz çalışmalarda kritik başarılar elde ettik. Son dört yılda bertaraf ettiğimiz KOK ve zararlı atık miktarı dünya çapında anlattığımız bir başarı hikayesine dönüştü. Barolar ile beraber yedi pilot şehirde hassas gruplara yönelik adli yardım desteğine aracı olduk. Ulaştığımız dört bine yakın kişinin büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturdu. 2020 yılının en önemli gelişmeleri arasında insan ve gezegen dengesine odaklanan 2020 İnsani Gelişme Raporu vardı. Rapor, pandemi sonrası dünyada ve Antroposen Çağı’nda insan ve gezegen dengesini yeniden kurmanın yollarını inceledi ve Türkiye de rapor ile birlikte yayınlanan İnsani Gelişme Endeksi’nde üst üste ikinci kez “çok yüksek insani gelişme” kategorisine girdi. UNDP Türkiye olarak Rapor bulgularını ve Türkiye açısından çıkarımları tartıştığımız platformlar oluşturduk. 2021’de de bu bulguları anlatmaya devam edeceğiz. Yeni dönemde, Eylül 2020’de BM Genel Kurulu’nda onaylanan 2021-2025 Ülke Program Dokümanında belirtilen ve Türkiye’nin 11. Kalkınma Planında da değinilen öncelikli hedefler doğrultusunda faaliyetlerimizi planlıyor ve uyguluyor olacağız. COVID-19 bağlamında kalkınmanın değişen önceliklerine yoğunlaşacak ve özellikle risk-bilinçli sürdürülebilir ekonomi ve çevre, yönetişim ve yerinden edilme sorunlarına kalıcı çözümler, odaklanacağımız konular arasında yer alacak.
İklim değişikliği ve sürdürülebilirlik bağlamında, sizce sivil toplumun çalışmalarındaki en büyük sorun nedir? Sivil toplum ve STK’lar bu sorunun değişimi için neler yapabilir? Genel olarak yurttaşlara ve kurumlara neler önerirsiniz?
Türkiye’de STK’ların iklim alanındaki çalışmalarının temel sorunlarından birini kuramsal bir pratik olarak değerlendirebiliriz. İklim alanı tüm dünyada multidisipliner eğitim ve çalışma biçiminin gerekliliğini en çok vurgulayan ve bu anlayışın uzman yetiştirirken ve kurumlarımızı oluştururken kaçınılmaz olduğunu gösteren bir alan. Biyoçeşitlilik iklim değişikliğiyle karşılaştırıldığında daha açık; türler ve yaşam alanları üzerinden algılanabilen bir kavram. Gerçekte aynı çok disiplinli bakış ihtiyacı bu alanda da şart olmakla birlikte doğanın yok olduğunda hemfikir olanların sayısı çok daha fazla. Kurumlar ve STK’ların çatı hedefler altında toplanamaması, net hedef ve göstergelere ve zaman planına dayalı bir tür seferberlik biçiminde organize edilememesi pek çok ülke açısından ciddi bir eksiklik. Bu alandaki çabaların artması gerekli. Eğitim ve bilgi paylaşımının tüm mecralarında bu konunun öncelikli olarak işlenmesi, kısa vadede erişilebilir hedefleri olan stratejiler etrafında örneğin yerel yönetimlerin bilimsel göstergeleri kullandığı çalışmalar yapması gibi girişimler, bu alandaki manzarayı ciddi oranda olumlu etkileyecektir.
Son olarak kamuoyuna yönelik mesajınızı veya çağrınızı almak isteriz…
“Hiç kimseyi geride bırakma” sözünü hep birlikte ele aldığımız takdirde hedeflediğimiz tüm Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları en etkili şekilde hayata geçecek. Pandeminin yol açtığı krizleri yönetebilmek amacıyla el ele verip bu amaçlar doğrultusunda çalışmalıyız. 17’nci Sürdürülebilir Kalkınma Amacı olan “Amaçlar için Ortaklıklar” krizlere yanıt ve toparlanma çabalarımızın mihenk taşı olmalı. İlerisi için daha iyiyi inşa etmek ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının tamamına ulaşabilmek için güçlerimizi birleştirmeliyiz. Şu anda karşı karşıya olduğumuz krizlerden ders çıkararak, her birimizin kararlılığı ve özverisiyle düze çıkışın ötesine bakmaya başlayabiliriz
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…