YAZI: Ferhat Yilmaz, Michel Tsamados ve Dan Osborn Dept of Earth Sciences University College London
Tanzimat reform hareketi ile birlikte, Osmanlı İmparatorluğu’nda tarıma daha fazla önem verilmeye başlandı ve 1884 yılında ziraat okullarının kurulmasına karar verilmesi ile sekiz öğrenci Fransa’ya tarım eğitimi almaları için gönderildi. 1892 yılında ise, kırsal, yerleşim yerlerinden uzak ve Küçükçekmece Gölü’ne yakın bir alanda inşa edilen Halkalı Ziraat Mektebi açıldı ve mektep öğrenci yetiştirmeye başladı.
Tarım ve hayvancılık derslerine ek olarak, okulda 14 saatlik üç bölümden oluşan meteoroloji dersi de sunuluyordu. Temel olarak meteoroloji dersi; rüzgar, bulut, yağmur, sis, kasırga, ve karın oluşum nedenlerinin daha derinlemesine incelenmesi ve atmosferik elektrik, şimşek ve gök gürültüsü gibi konuları içeriyordu. Ayrıca müfredatta öğrencilere hava tahmini, iklim, su kaynaklarında sıcaklık, nem ve rakımın bölge iklimine etkisi gibi konularda eğitim ve bilgilendirmeler de yer alıyordu. Yeni Ziraat Gazetesi’nin (Yeni Ziraat Gazetesi) haberine göre, artan maliyetler ve yetersiz yönetim nedeniyle Halkalı Ziraat Mektebi’nin 1922’de kapatılması düşünüldü ancak okul birkaç yıl daha faaliyetini sürdürdü. 40 yılı aşkın bir süre İstanbul’da tarım ve hayvancılık eğitimi veren Halkalı Ziraat Mektebi, 1928 yılında kapatıldı ve Ankara’ya taşındı.
Halkalı Ziraat Mektebi öğrencileri ve personeli tarafından 1896-1917 yılları arasında okulun ana binasının batısında bulunan Rasathane’de (gözlem evi) sıcaklık, basınç, yağış, nem, toprak sıcaklığı, rüzgar hızı ve yönü ve havanın mevcut durumu (karlı, yağmurlu, acık, bulutlu gibi) parametreler günlük olarak rasat defterlerine kaydedildi.
Rasat defterinde meteorolojik gözlemlerin genellikle sabah saatlerinde yapıldığı, bazı yıllarda sabah ve akşam olmak üzere iki kez yapıldığı görülüyor. Ancak neden iki kez ölçüm yapıldığı konusunda kesin bir bilgiye ulaşılamıyor. Sabah gözlem saatleri 07:00 ile 11:00 arasında (çoğunlukla 8:00 civarında), akşam gözlem saatleri 16:30–20:00 (çoğunlukla 19:00 civarındaydı) kaydedildi. Ek olarak, bu gözlem saatleri dünyada manuel sıcaklık okumaları için kullanılan yaygın gözlem süreleri olarak da biliniyor.
Biz de buradan yola çıkarak, bir araştırma yürüttük ve İstanbul’un yaklaşık bir asır önceki hava durumunu ortaya koymayı amaçladık. Veri kurtarma konusunda saygın indeksli bir dergide yayımlanan araştırmamızda, İstanbul’un yaklaşık bir asır önceki hava durumunu ortaya koymak için Meteoroloji Genel Müdürlüğü Meteoroloji Müzesi’nde bulunan 3 adet rasat kayıt defterini, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün iklim verilerini kurtarmaya yönelik metodolojisi kullanarak ve Osmanlıcadan İngilizceye çeviri yaparak dijital ortama aktardık ve verileri analiz ettik. Rasat defterlerinin dijital ortama aktarılması ile 55 binin üzerinde meteorolojik gözlem de kurtarılmış oldu.
Kurtarılan veri setinde Ocak 1900 – Aralık 1909 tarihleri arasında ortalama sıcaklık 13.8 dereceyken, okula en yakın meteoroloji istasyonu olan Florya’da Ocak 2000 – Aralık 2009 tarihlerinde ortalama sıcaklık 14.9 derece olarak bulundu ve kentsel ısı adası ve temsil etkisi gibi faktörler dikkate alınmadan İstanbul’un son yüzyılda yaklaşık 1.1 derece ısındığı ortaya kondu. 2021 yılı ortalamasının (15.5 derece ) karşılaştırılmasında ise İstanbul’un yaklaşık 1.7 derecelik bir artışa maruz kaldığı görüldü.
İstanbul için bilinen en eski sıcaklık ölçümlerinin olduğu Kandilli Rasathanesi (1911 – 1936) ve Halkalı Ziraat Mektebi’ne en yakın Florya Meteoroloji İstasyonu (1937 – 2022) verilerini kullanarak uzun donem sıcaklık değişimini analiz ettik. Ek olarak, veri güvenilirliği için kurtarılan Halkalı verileri Kandilli verileri ile 1911 – 1917 yılları için karşılaştırıldığında yüksek korelasyon değerleri gösterdi. Ayni yüksek korelasyon değerleri, tüm veri setinin 20thCRV3 yeniden analiz model verileri ile karşılaştırıldığında da gözlemlendi. Bu durumda kurtarılan verilerin ne derece önemli olduğu ortaya koyulmuş ve geçmiş donem iklim değerlendirmesinde kullanılabilirliği gösterildi.
Diğer parametreler için, bağıl nem değerlerinin yaz aylarında düştüğü, kış aylarında ise arttığı fark edildi. Nem oranı en yüksek (%85) Şubat ayında, en düşük seviyeler (%69) ise Ağustos ayında kaydedildi. 1896’dan 1917’ye kadar yıllık ortalama nem %78, yaz donemi %71 ve kış donemi %85. Rasat defterlerinden 6.000’in üzerinde basınç gözlemi elde edilmiş ve ortalama basınç değeri yaklaşık 1.007,7 hPa olarak kayıtlara geçmiş durumda. Yine aynı dönemde rüzgar hızı ölçümlerine göre İstanbul’da kış aylarında (Aralık, Ocak ve Şubat) ortalama rüzgar hızı yaklaşık 2,77 m/s olarak belirlenmiş. Çalışmada bu parametreler için güncel bir karşılaştırma yapılmadı, bir sonraki aşamasında daha detaylı bir analiz düşünmekteyiz.
Çalışma ilk kez Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve Copernicus veri kurtarma portalı olan I-DARE’de Türkiye ve Doğu Akdeniz bölgesinde yer aldı. Bunun yanı sıra toprak sıcaklığı, rüzgar ve nem gibi daha önce o dönemlerde bulunmayan parametreler de ilk kez yayımlandı. Bu parametrelerin özellikle veri eksikliği çekilen 20. yüzyıl dönemi yeniden analiz modellerinin geliştirilmesinde önemli bir katkı sağlayacağını düşünmekteyiz.
Veri setini, geliştirildiği kadarıyla, CSV formatında, açıklama dosyası ve orijinal rasat defterlerinin fotoğrafları ile birlikte kullanıma sunduk. Bu gözlemlerin ve daha fazla hava durumu gözleminin sayısallaştırılması ve yeni tarihsel veri setlerinin belirlenmesi gibi ek çalışmaların, Türkiye’de ve daha geniş anlamda Doğu Akdeniz ve bir bütün olarak Akdeniz Havzası genelinde iklim değişikliği araştırmalarını destekleyeceğini ve anlayışı iyileştireceğini umuyoruz.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…