Yeni bir araştırmaya göre, organik et üretiminin neden olduğu iklim hasarının maliyeti, konvansiyonel olarak üretilen etler kadar yüksek.
Yeni bir araştırma, farklı gıdalardan kaynaklanan seragazı emisyonlarını tahmin ederek neden oldukları zararı karşılamak için fiyatlarının ne kadar artması gerektiğini hesapladı.
Araştırma, sığır eti ve kuzu eti için organik ve konvansiyonel üretimin benzer iklim maliyetlerine neden olduğunu buldu. Organik tavuk iklim adına konvansiyonel muadillerinden daha zararlıyken, organik domuz eti biraz daha iyi.
Geleneksel çiftlik hayvanlarının emisyonları gübresinden; inekler ve koyunların ise metan gazı üretmesinden kaynaklanıyor. Beslendikleri tahıl, özellikle Güney Amerika’da olduğu gibi ormansızlaşma ile ilişkili ise daha da yüksek emisyonlara neden olabilir.
Araştırmacılar, organik çiftlik hayvanlarının ithal yemlerle beslenmediğini ve genellikle otla beslendiğini, ancak bunun onların daha az et ürettikleri ve daha yavaş büyüdükleri için kesime kadar olan sürecin daha uzun olduğunu ve daha uzun süre seragazı saldıkları anlamına geldiğini belirttiler. Organik olarak yetiştirilen bitkiler, kimyasal gübrelere ihtiyaç duymadıkları için konvansiyonel tarım ürünlerinin iklim maliyetlerinin yarısına sahip; ancak tüm bitkiler hayvansal ürünlere göre çok daha düşük emisyona sahip.
Araştırmacılar, analizin gıda fiyatlarının gerçek maliyetlerini yansıtmasını sağlamak için et vergileri gibi politikalara acil bir ihtiyaç vurgusu yapıldığını söyledi. Toplanan gelirlerin, daha yoksul ailelerin fiyat artışlarını yönetmesine yardımcı olmak ve çiftçileri daha çevre dostu olmaya teşvik etmek için kullanılması gerektiğini belirtiyorlar.
Araştırma, iklim maliyetlerini karşılamak için çiftçilere ödenen fiyatlarda gerekli artışları hesapladı. Buna göre, geleneksel et için mağaza fiyatlarında yaklaşık %40’lık bir artış gerekiyor.
Araştırma Alman gıda üretimini analiz etmesine rağmen bilim insanları sonuçların herhangi bir AB ülkesi için de benzer olacağını söyledi. Yalnızca Almanya’da yetiştirilen çiftlik hayvanlarını dikkate aldı, ancak soya gibi ithal yem emisyonlarını da hesaba katıyor.
Münih Teknik Üniversitesi’nde görevli ve araştırmayı yöneten Maximilian Pieper, “Organik tarımın hayvan bazlı ürünler için daha iyi puan almasını bekliyorduk, ancak seragazı emisyonları için aslında pek bir fark yaratmıyor. Ancak bazı açılardan, organik kesinlikle geleneksel tarımdan daha iyi. Kimyasal gübrelerin aşırı kullanımı ve gübrenin yanlış kullanılması su ve hava kirliliğine neden olurken, pestisitler yaban hayatına zarar verebilir” dedi.
Nature Communications dergisinde yayımlanan çalışmada, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) – 1 ton karbondioksit başına 180 € – çalışmasına dayanan, Alman hükümetinin iklim zararı tahmini kullanıldı. İklim maliyetlerini karşılamak için üretici fiyatının, sığır etinde kilogram başlına 6 euro daha fazla ve tavuk için ise yaklaşık olarak kilogram başına 3 euro daha fazla olması gerektiğini buldu.
Pieper, “Etin iklim zararı maliyetleri, diğer kategorilerle karşılaştırırsanız özellikle şaşırtıcı. Gerekli fiyat artışları süt ürünlerinden 10 kat, bitki bazlı ürünlerden ise 68 kat daha fazla. Bir bitki tarlasına sahip olduğunuzda ve onları doğrudan yediğinizde, emisyonlar bu noktada son buluyor. Ancak örneğin sığır etinde, sadece 1 kg sığır eti üretmek için 42 kg yeme ihtiyacınız var. Bu muazzam verimsizlik, aradaki farkı açıklıyor” dedi.
Diğer etlerin aksine, organik domuz eti konvansiyonel domuz etinden daha düşük iklim maliyetlerine sahip çünkü konvansiyonel domuz eti diğer çiftlik hayvanlarından daha fazla ithal yemle besleniyor ve bu nedenle daha fazla ormansızlaşmadan sorumlu.
Oxford Üniversitesi’nden Dr. Marco Springmann, “Bu analiz, hayvan kaynaklı gıdaların gezegen için yüksek maliyetlerini doğruluyor. Politik sonuçları da açık: Tarım da dahil olmak üzere ekonominin tüm sektörlerinde bir emisyon fiyatı uygulamak, ağırlıklı olarak bitki bazlı olan daha sağlıklı ve daha sürdürülebilir diyetlere doğru değişim için tutarlı ve çok ihtiyaç duyulan bir teşvik sağlayacak” dedi.
Çevresel zararın yanı sıra, zengin ülkelerde günümüzün yüksek et tüketimi insanların sağlığına da zarar veriyor. Springmann ve meslektaşlarının 2018’de yaptığı araştırma, ilgili sağlık bakım maliyetlerini karşılamak için kırmızı et üzerinden % 20 vergi ve daha zararlı olan pastırma gibi işlenmiş ürünlere % 110 oranında vergi gerektiğini hesapladı.