TÜREK 2018’e katılan German Offshore Wind Energy Foundation (Alman Offshore Rüzgar Enerjisi Kurumu) Genel Müdürü Andreas Wagner, Türkiye’nin ilk offshore santralı ihale sürecinde neler yapılması gerektiğini anlattı. Wagner, “Potansiyel teklif sahiplerinin sayısını ve ilgisini etkileyen önemli faktörler arasında kapsamlı bir toprak etüdü, rüzgar ölçüm ve coğrafi koşulların verileri, açık ve güvenilir çerçeve koşulları yer alıyor” diyor.
Türkiye ilk offshore santralı ihale sürecini yaşıyor. Sizin deneyimlerinize göre Türkiye, problemsiz bir süreç geçirmek için neler yapmalı?
Prensip olarak, piyasa oyuncularının sayısı ve büyüklüğü ile ihale hacminin büyüklüğü ve ihalelerin sıklığı rekabetin yoğunluğu için büyük önem taşıyor. Aynı zamanda, sadece offshore rüzgar kapasitesi veya rüzgar çiftliğiyle birlikte ilgili şebeke bağlantısının ihale edilip edilmediği göz önüne alınmaksızın, TSO (Transmission System Operator- İletim Sistemi Operatörü) tarafından karasal şebeke bağlantısı ve entegrasyonun sağlanması da çok önemli.
Başarılı bir ihale süreci geçirmek için başka etkenler de bulunuyor. Potansiyel teklif sahiplerinin sayısını ve ilgisini etkileyen diğer önemli faktörler arasında kapsamlı bir toprak etüdü, rüzgar ölçüm ve coğrafi koşulların verileri, açık ve güvenilir çerçeve koşulları yer alıyor.
Offshore rüzgar santrallarının başlıca avantajları neler? Bazı akademik çalışmalar, offshore rüzgar santrallarının ekosistemle ilgili olumsuz yönlerine işaret ediyorlar. Siz bu konuda neler söylersiniz?
Denizdeki daha iyi rüzgar koşulları nedeniyle, bu türbinler yılın hemen her saatinde elektrik üretebiliyorlar. Almanya ve Avrupa’da, bu nedenle, karadaki türbinlerin ortalama iki katı kadar elektrik üretebiliyorlar. Günümüzün offshore rüzgar türbinleri 4.000 ile 4.500 arası tam yük operasyon saatlerine ulaşıyor ve bu da yaklaşık yüzde 50’lik bir kapasite faktörüne denk geliyor. Bu neredeyse konvansiyonel enerji santrallarının oranlarıyla kıyaslanabilir. Arz güvenliğine önemli ölçüde katkıda bulunuyorlar. Bu türbinler temiz elektrik enerjisini güvenilir bir şekilde ve büyük miktarlarda temin ediyor ve güneş santralları, hidroelektrik, biyokütle ve karadaki rüzgar enerjisi santralları gibi diğer yenilenebilir enerjileri mükemmel bir şekilde tamamlıyor.
Offshore rüzgar enerjisi ile elektrik üretimi sırasında iklim değişikliğine neden olan seragazlarından biri olan CO2 üretilmiyor. Ayrıca bu türbinlerin kısa bir geri ödeme süresi var: Sadece üç ila altı ay sonra, türbinlerin üretimi ve kurulumu için gerekli olan enerji, temiz elektrik üretimi ile geri ödenebiliyor.
Özellikle deniz çevresinin ve deniz yaşamının korunması için yasal gereklilikler Almanya’daki katı düzenlemelere yansıtılıyor. Projelerin çevresel uyumluluğu ile ilgili çalışmalara ek olarak, deniz memelilerinin korunması için kapsamlı gürültü azaltma konseptleri geliştiriciler tarafından sunulmalı. Araştırmalar, Alman Kuzey Denizi’ndeki liman yunuslarının sayısının, offshore rüzgar çiftlikleri alanında sabit kaldığını ve hatta artmakta olduğunu gösteriyor.
Ayrıca, türbinlerin temellerinin midye, denizşakayığı ve denizyıldızının yerleştiği yapay resifler olarak hizmet ettiği görülürken, genel olarak ise Alman offshore rüzgar çiftliklerinde tür çeşitliliğinde artış gözlemleniyor.
Kuş göçü ile ilgili olarak, dalgıçkuşu, sümsük kuşu ve kuzeydenizi martıları gibi gün içi hareket eden kuş türlerinin çoğunlukla offshore rüzgar türbinlerinden kaçındığı biliniyor. Öte yandan, göçmen türlerin geceleri türbinlerle sınırlı bir çarpışma riski bulunuyor. Bununla birlikte, bu risk uygun aydınlatma stratejileri ile başarılı bir şekilde azaltılabilir.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…