YAZI: Richard Betts, Direktör, Sürdürülebilirlik Servisleri, KPMG
İklim değişikliği farkındalığı, iklim değişikliğinin küresel ekonomik refah için ciddi bir risk ve insanlık için potansiyel bir küresel krizin yanı sıra varoluşsal bir tehdit olduğunu yoğunlaşarak belirtiliyor. Bu farkındalık şu anda karşı karşıya olduğumuz en önemli risklerin çoğunun sistemik ve birbiriyle bağlantılı riskler olduğu, iklim ve biyolojik çeşitlilik krizleri gibi sorunların üstesinden gelmenin bir sistem yaklaşımı gerektirdiği kabulüne de yoğunlaşıyor. Örneğin, küresel bir salgın sırasında bile, Dünya Ekonomik Forumu’nun 2021 Küresel Risk Raporu, küresel ekonomiye yönelik en önemli risklerin çoğunu küresel iklim ve biyolojik çeşitlilik krizleriyle ilişkilendiriyor. Rapor ayrıca iklim, biyolojik çeşitlilik ve pandemi risklerinin tümünün birbiriyle bağlantılı olduğunu ve mevcut koşullar altında daha da kötüleşme potansiyeli olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
Krizlerin sayısının hızla artmasına rağmen, sorunlara ve çözümlere ilişkin farkındalık ve değişim ivmesi de artıyor. Nitekim, son zamanlarda küresel çapta büyük ülkelerden ve şirketlerden pek çok yüksek profilli net sıfır duyurusu yapıldı ve bu değişimin hızla yaşandığı gözlemleniyor. Bu makale, daha önemli bazı girişimleri ve bunların iklim değişikliğiyle mücadeleye olan etkilerini araştırıyor.
AB
2020’de AB, AB Yeşil Mutabakatı’nın bir parçası olarak Avrupa İklim Yasası aracılığıyla iklim nötr hedefini ortaya koydu. AB’nin hedefi Paris Anlaşması ile uyumlu bir şekilde küresel sıcaklık artışını 2°C’nin oldukça altında tutmak ve bunu 1,5°C’de sınırlandırmak. Ayrıca, Eylül 2020’de AB, 2019’da 2050’ye kadar net sıfır hedefini karşılamak için belirlediği 2030 karbonsuzlaşma hedefini artırarak, emisyonlarında en az %55 azaltım taahhüdü verdi1.
AB aynı zamanda iklim eylemini COVID-19’un üç ana müdahale önceliğinden biri haline getirdi; bu AB’nin yıllık bütçesinin ve kurtarma fonunun en az %30’unun 2030 emisyon azaltma hedeflerine ve 2050 iklim nötr hedefine ulaşmak için harcanacağı anlamına geliyor.
Birleşik Krallık
Haziran 2019’da Birleşik Krallık, hükümetin net seragazı emisyonlarını 2050 yılına kadar 1990 seviyesine göre %100 azaltmasını gerektiren yasaları kabul eden dünyadaki ilk devlet oldu. Daha yakın bir tarihte, Kasım 2020’de İngiltere Başbakanı Boris Johnson, bir Yeşil Sanayi Devrimi ve COVID-19’dan yeşil toparlanma başlatmak için iddialı bir karbonsızlaştırma planı olan “On Nokta Planı”nı duyurdu2. Plan, 2030 yılına kadar açık deniz rüzgar enerjisi kapasitesini dört katına çıkarma taahhüdünü içeriyor. Ayrıca “On Nokta Planı” 10 yıl içinde yeni benzinli ve dizel araçların satışının bitiş tarihini; hidrojen, nükleer ve karbon yakalama ve depolama çözümlerini teşvik etme girişimlerini de gündeme getirdi.
ABD
Yeni ABD Başkanı Joe Biden, hızla Paris Anlaşması’na yeniden katıldı. Ayrıca ABD’yi 2035’e kadar karbon kirliliğinden arındırılmış bir enerji sektörüne, 2050’ye kadar net sıfır ekonomiye kavuşturacağına ve yaklaşık 2 trilyon dolarlık net sıfır programı kurmaya söz verdi. Bunun yanında Biden, diğer ülkelere hızla karbonsuzlaşmaları için baskı uygulamak için ABD’nin tüm nüfuzunu kullanma sözü verdi3.
Çin
Muhtemelen geçen yıl iklim değişikliği ile ilgili en önemli haber Eylül 2020’de Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in BM Genel Kurulu’na Çin’in 2060’tan önce karbon nötr olmayı hedefleyeceğini duyurması oldu. Bu dünyanın en büyük CO2 salımına sahip ülkenin ilk uzun vadeli hedefi. Çin şu anda küresel seragazı emisyonlarının %28’inden sorumlu ve bu, ABD ve AB’nin toplamından daha fazla4. Çin çok büyük bir kirletici olmasına rağmen, aynı zamanda net sıfır karbonsuzlaşmayı uygulanabilir hale getirebilecek birçok temiz teknolojide dünyaya öncülük ediyor. Son analize göre eğer Çin başarılı olursa, Çin’in tek başına aksiyonu küresel ısınma tahminlerinden 0,2°C ila 0,3°C azaltarak Çin’in iklim sözünü dünyanın bugüne kadarki en büyük iklim taahhüdü haline getirecek5. Bu hedefe ulaşmak, halihazırda fosil yakıtlara büyük ölçüde bağımlı olan bir ülke için büyük bir zorluk gibi görünebilir. Çin, dünyadaki kömürün yarısını yakıyor ve hâlâ yeni kömür santralları inşa ediyor6. Aynı zamanda Çin dünyadaki çelik ve çimentonun çoğunu üreten fabrikalarında da kömür yakıyor.
Daha önce de bahsedildiği gibi, Çin ayrıca karbonsızlaştırma hedefleri ve dünya için gerekli olan birçok temiz teknolojide dünyaya öncülük ediyor. Çin, dünyadaki en büyük yenilenebilir enerji yatırımcısı, üreticisi ve tüketicisi konumunda7. Dünyadaki tüm güneş panellerinin ve rüzgar türbinlerinin yaklaşık üçte biri8 Çin’de kurulu. Aynı zamanda şu anda dünyadaki elektrikli binek araçların neredeyse yarısına9 ve elektrikli otobüslerinin %98’ine10 ev sahipliği yapıyor. Çin ayrıca elektrikli araçlara güç sağlamak ve yenilenebilir enerjiyi elektrik şebekelerinde depolamak için kullanılan pillerin üretiminde de lider11.
Japonya
Ekim 2020’de, dünyanın en büyük beşinci karbondioksit salımına sahip olan Japonya, 2050 yılına kadar karbon emisyonlarını net sıfıra indireceğini duyurdu. Bu hedef, daha eskiden verilmiş olan 2050 yılına kadar emisyonları 2010 seviyelerine kıyasla %80 azaltma taahhüdüne dayanıyor12.
Güney Kore
36 GW’lık kömür enerjisi kapasitesine sahip, küresel olarak denizaşırı kömür projelerinin en büyük üç kamu finansöründen biri olan ve şu anda dünyanın sekizinci en yüksek karbon emisyonu salımına sahip ülkesi Güney Kore, 2050 için net sıfır hedefini açıkladı. Şu an henüz onaylanmamış olsa da denizaşırı kömür projelerine finansmanı sona erdirecek bir kanun tasarısı hazırlandı13.
Kurumlar
Birçok şirket de karbonsuzlaştırma planlarını hızlandırıyor. Kasım ayında KPMG, küresel şirketi ve tedarik zinciri için 2030’a kadar net sıfıra ulaşmayı taahhüt etti. Bu hedefi desteklemek için bir dizi iklim aksiyonu aldık. Bu aksiyonlar arasında 1,5°C’lik bilime dayalı bir hedef de dahil olmak üzere, KPMG’nin doğrudan ve dolaylı seragazı (GHG) emisyonlarında 2030’a kadar %50 azalma hedefi de yer alıyor. Ek olarak, KPMG toplu olarak Yönetim Kurulu ülkelerinde 2022’ye ve daha geniş ağı için 2030’a kadar %100 yenilenebilir elektrik kullanımı taahhüdü verdi. Ayrıca, harici olarak akredite edilmiş gönüllü karbon dengelemeleriyle önlenemeyen seragazı emisyonlarını da dengeleme sözü verdik14. Türkiye’de KPMG Türkiye olarak kısa süre önce sertifikalı CarbonNeutral® şirketi olduk15.
İvme Kazanıldı, Gerisi Gelecek
Kamu ve yatırımcı duyarlılığı hızla değişiyor. Artık sadece iklim değişikliği hakkında raporlama veya aşamalı iyileştirmeler yapmak yeterli değil. Ülkeler ve şirketler, karbondan hızla net sıfıra nasıl ulaşacakları ve net pozitif etki yaratacakları konusunda bir plana ihtiyaç duyuyor. İvmenin arttığı ve özellikle yenilenebilir enerji ve depolama maliyetlerinin hızla düştüğü bir ortamda çıtanın daha da yükselmesi muhtemel. Aslında, ilk hedeflerin daha iddialı hale geldiğine dair örnekler halihazırda karşımıza çıkıyor. Örneğin, 2017’de Birleşik Krallık Hükümeti, 2040’a kadar yeni benzinli ve dizel otomobil satışlarının yasaklanacağını duyurdu. Üç yıl içinde yasağın yılı 2035’e ve ardından Kasım 2020’de 2030’a çekildi. Dahası, güneş ve rüzgar artık dünya nüfusunun neredeyse %70’i için yeni enerji üretiminin en ucuz şekli. Yakında, yeni güneş ve rüzgar santralları inşa etmek, mevcut kömür santrallarının işletilmesine devam etmekten daha ucuz olacak. Elektrikli otomobillerin ve otobüslerin maliyetleri düşmeye devam ediyor ve önümüzdeki beş yıl içinde fosil yakıtlı alternatifleri kadar ucuz olacağı tahmin ediliyor16. Kısacası, ilerleme yönü kesinlikle durdurulamaz ve karbonsızlaştırma hedefleri ve hedef tamamlama tarihleri ile ilgili adanmışlık, karbonsuzlaştırma teknolojik ve finansal olarak uygulanabilir hale geldikçe muhtemelen artacak.
Son gelişmelerin ışığında, Çin, ABD, AB, Birleşik Krallık, Japonya, Güney Kore, Kanada ve Güney Afrika’nın yanı sıra birçok küçük ekonomi ile birlikte küresel ekonominin halihazırda yaklaşık %70’ini, dünya emisyonlarının yarısından fazlasını ve küresel fosil yakıt ihracat pazarlarının %75’ini oluşturan ülkelerin 2050 veya daha kısa bir süre için net sıfır hedefleri var ve bu hedeflerin çoğu ulusal mevzuatta yer alıyor. Bu, sadece birkaç aylık bir zaman diliminde büyük bir değişimi temsil ediyor. Muhtemelen bu devasa ivme, diğer ülkeleri de aynı şekilde hareket etmeleri ve hızlı bir şekilde net sıfır karbonsızlaştırma taahhüdünde bulunmaları için teşvik edici olacak bir baskıya yol açacaktır.
Kaynakça
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…