Devam eden yangınlar nedeniyle N95 ve aktif karbon maskeleri talep eden Milas halkı, “Yangınlardan kaynaklanan yüksek oranda toz, duman, kirletici gazlar ve külün etkisi altındayız. Nefes alamıyoruz” diyor.
YAZI: Bulut BAGATIR
Muğla’daki termik santrallar ve açık ocak madenler nedeniyle halihazırdaki hava kirliliği orman yangınları ile beraber daha da kötüleşti. Yangınların halen devam ettiği Muğla halkı ise hava kalitesine uygun maske ve sağlık ekipmanı talep ediyor.
Milas ve Köyceğiz’de devam eden yangınların nefes almayı zorlaştırırken bölge halkı, aktif karbon maskeleri ile koruyucu diğer ekipmanların dağıtılması için kampanya başlattı.
Change.org’ta başlatılan kampanya kapsamında yapılan duyuruda, “Yangınlardan kaynaklanan yüksek oranda toz, duman, kirletici gazlar ve külün etkisi altındayız. Nefes alamıyoruz” denildi. Açıklamada “Köylerde kalma sebebimiz sadece evlerimizi, bağ-bahçemizi, hayvanlarımızı korumak ya da gidecek yerimizin olmaması değil! Aynı zamanda devam eden yangınlarda destek sağlamak veya olası başka orman yangınlarına da anında müdahale edebilmek için nöbetteyiz” ifadeleri kullanıldı.
Gökova Ataköy Mahallesi’nde yaşayan Zeynep Gündüzyeli, güneşi görmeye başladıklarını ancak bunun yarın başka bir yangın ile karşılaşmayacakları anlamına gelmediğini ifade ediyor. Gündüzyeli, “Köyceğiz ve Milas’ın farklı noktalarında yangın devam ediyor. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hava ölçümü konusundaki çalışmalarına bakmak için sitesine girdim ancak haritada sadece Muğla Merkez’e dair veri sunuluyor ve ‘Güzel bir gün, açık hava sporları için müsait’ deniliyor. Muğla’nın dört bir köşesinde dumanlarla birlikte hava kirliliği artmışken böyle bir açıklama şaka gibi. Duman bastırmış, kül parçacıkları başımızdan aşağıya yağıyor. Güneş kırmızı bir portakal gibi kül bulutunun arkasındaydı. Bunun bize uzun vadede etkisi ne olacak bilmiyoruz” diyor.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sebahat Genç de yüksek konsantrasyonlarda dumanın bir dizi şikayeti tetikleyebileceğini belirtiyor. Bunlar arasında; gözlerde yanma, burun akıntısı, öksürük, balgam, hırıltı ve nefes almada zorluk görülebiliyor. Prof. Dr. Genç şu şekilde devam ediyor: “Kalp veya akciğer hastalığı olanlarda duman şikayetleri daha da kötüleştirebilir. Kalp hastalığı olan kişiler göğüs ağrısı, çarpıntı, nefes darlığı veya yorgunluk yaşayabilirler. Akciğer hastalığı olan kişiler her zamanki kadar derin veya kuvvetli nefes alamayabilirler ve öksürük, balgam, göğüste rahatsızlık, hırıltı ve nefes darlığı gibi şikayetler oluşabilir veya artabilir.”
“Dumanlar Halk Sağlığını Tehdit Ediyor”
Gündüzyeli termik santrallar nedeniyle Muğla’daki havanın hiçbir zaman temiz olmadığından bahsediyor: “Yangınlarla birlikte hava kirliliği oranı giderek katlandı. Termik santrallara yakın olan bölgelerde yaşayan insanların çok ciddi akciğer rahatsızlıkları var. Bu kirlilik yangınlarla birlikte yayıldı. Dumanın bastırdığı yaklaşık 5 günlük süreçte hepimiz solunum sorunu yaşadık.”
Prof. Dr. Sebahat Genç partikül maddenin (PM2.5), orman yangını dumanına kısa ve uzun süreli maruziyetten kaynaklanan başlıca halk sağlığı tehdidi olduğundan söz ediyor: “Orman yangınlarından yayılan toplam parçacık kütlesinin yaklaşık %90’ı bunlardan oluşur. Partikül madde maruziyetinin etkileri, göz ve solunum yolu tahrişinden akciğer fonksiyonlarında azalma, bronşit, astımın alevlenmesi, kalp yetmezliği ve erken ölüm gibi daha ciddi rahatsızlıklara kadar değişir. Ek olarak, ince partiküller solunum yollarını tahriş eder ve yüksek konsantrasyonlara maruz kalmak kalıcı öksürük, balgam, hırıltılı solunum ve nefes almada zorluğa neden olabilir. İnce partiküllere maruz kalmak sağlıklı insanları da etkileyerek solunum yakınmalarına, akciğer fonksiyonlarında geçici azalmalara ve akciğer iltihabına neden olabilir. Çalışmalar, ince partikül maddeyi artan kalp krizi riskleri ve kardiyak aritmi, kalp yetmezliği veya felçten kaynaklanan ani ölümle ilişkilendirmiştir.”
Temiz Hava Hakkı Platformu da yaptığı açıklamada dumandan kaynaklanan en büyük sağlık tehdidinin ince parçacıklar olduğunu, parçacık kirliliğine maruz kalmanın, kanser ve erken ölümle de bağlantılı olduğunu belirterek, “Konuyla ilgili yetkililerin acil olarak uygun ekipman ve maskenin ne olduğu konusunda bilgilendirme yapması gerekmektedir” diyor.
“Araziye Çıkınca Nefes Alamıyoruz”
Zeynep Gündüzyeli ise, İl Sağlık Müdürlüğüne ve Valilikten kendilerine bir bilgilendirme yapılmadığından şikayetçi. “Sanki her şey yolunda gidiyor gibi bir hava var” diyen yurttaş, ne soluduklarını bilmek istediklerini söylüyor ve ekliyor: “ Devlet burayı terk etmiş. Her şeyi gönüllüler yapıyor. Aramızda para topluyoruz ki acil bir durumda müdahale edebileceğimiz şeyleri satın alabilelim. Bugün yangının olmaması yarın olmayacağı anlamına gelmiyor. 8 km ötemiz yanıyor. Pandemi maskeleriyle gezdik. Biraz daha kalın olan kağıt maskeler muhtarımız sayesinde sonradan geldi. Araziye çıkınca nefes alamıyorsunuz. Yarın iklim değişikliği nedeniyle bunun daha fazlasının yaşanacağı belirtiliyor. O zaman ne yapacağız?”
Akbelen Ormanı’nın açık kömür madeni olmaması için mücadele eden aktivistlerden biri olan Deniz Gümüşel de yangınlar nedeniyle zor günler geçirdiklerini anlatıyor: “Gökyüzü 3 gün boyunca sapsarıydı. Nefes almakta çok zorluk çektik. Astımı ve bronşiti olan arkadaşlarımızın hastalıkları tetiklendi.” Gümüşel kendilerinin uzun zamandır yaşadığı başka bir hava kirliliği problemi olduğunu ve bunun Akbelen Ormanı’ndaki nöbet alanına yaklaşık 700 metre yakınlıktaki açık kömür madeninden kaynakladığını ifade ediyor: “Açığa çıkan kömür, üzerindeki toprak tabakası alındıktan sonra oksijenle birleşerek yanmaya başlıyor. Metan gazı açığa çıkıyor. Özellikle sabah saat 4’te başlayan kükürte maruz kalıyoruz. Bir hava akımı mevcut. Madenden bütün ovaya yayılıyor. Kronik rahatsızlığı olmayan benim gibi insanlarda bile öksürük, boğazda tahriş, ciğerlerde yanma başladı. Doktora gidip, bununla ilgili bir rapor alacağız. Açık ocak madenlerin en büyük çevresel etkilerinden bir tanesi yanma nedeniyle ortaya çıkan gazlardır. Yangından bağımsız olarak bölge halkı yıllardır hava kirliliğiyle birlikte yaşıyor.”
Aktivist, N95 ve aktif karbon maskelerinin dayanışma ağı sayesinde ellerine ulaştığını da ekliyor.