Diğer

“Mevsimlik Gezici Tarım İşçiliğindeki Sorun Tüm Yükün Kadının Sırtına Binmesi”-2

Kalkınma Atölyesi’nden Ertan Karabıyık, mevsimlik gezici tarım işçiliğindeki esas sorunun kadının çalışma ve aile işlerindeki toplam yükün çok önemli bir kısmını sırtlanması olduğunu belirtirken, “Bu hayatın içerisinde maalesef söz hakları yok” diyor.

YAZI: Gülce DEMİRER

Nasıl bir farktan bahsediyoruz? Burayı biraz açabilir miyiz?

Örneğin zeytin hasadında kadın erkek ücret farkını çok görüyoruz. Kadınlar yere serilen çadırlara düşen zeytinleri topluyor. Erkekler ise ağaçların üzerinden aletle veya sırıkla zeytini yere silkiyor. Bu nedenle ücreti farklılaştırıyorlar. Kadın ve erkek aynı işi yapıyor, her ikisi de zeytin topluyor ve her ikisi de aynı miktarda ürün topluyorsa ve sonunda ikisi yaptığı iş sonucunda farklı ücretlendiriliyorsa burada bir ayrımcılıktan bahsediyoruz. Bunun bir örneğini de incir toplama işinde görüyoruz. Kadın ve erkek yere düşen kuru incirleri topluyor ve günlük ücretleri ikisinin de aynı. Maalesef Türkiye’de özellikle kadın ve kırsal çalışanların ücretleri konusunda araştırma bulmakta zorlanıyoruz. Kimse bu konuya kafa yormuyor.

Kalkınma Atölyesi olarak ücretlerin çocuk işçiliğine etkisine dair hızlı bir değerlendirme ile ücret analizi yapmaya çalıştık. Birçok üniversiteyi, araştırma enstitüsünü bu konuda araştırma yapmaları için cesaretlendirmeye çalışıyoruz. Çünkü o kadar tartışmalı bir alan ki, genellikle bu konuda ezberlenmiş durumlar yeterince anlaşılmadan dile getiriliyor. Örneğin belirli bir süre boyunca belirli işçilik biçimlerine göre, bahçelere gidip ölçümler yapılması gerekiyor. Hangi işçi bir günde, hangi bahçe tiplerine göre ne kadar fındık topluyor? Kimse bu ve benzeri araştırmaları yapmıyor. O nedenle işçi verimliliği dediğimiz şey buradan gelir. 20 yaşındaki bir kişi, eğilimli bir arazideki bir fındık bahçesinde örneğin ortalama 40 kg fındık topluyor. Kadınlar şu miktarda topluyor, erkekler şu miktarda topluyor. Mahalli işçiler, göçmen işçiler, gezici işçiler şu kadar topluyor diyemiyoruz. Değişkenleri belirleyip ölçmüyoruz. Oraya bir tartı koyup herkesin fındığını ölçeceksin. Verimli bir yerde daldan da yerden de toplandığı zaman 55 kg’a çıkıyor örneğin. Bu tür araştırmaları çay hasadında, kayısı hasadında, bakliyata, üzümde kısacası her üründe yapmak lazım. Temel prensip eşit yapılan işe eşit ücrettir. Böyle işler yapılmadığı sürece ücretteki toplumsal cinsiyet ayrımını ortaya koyamayız. Verimlilik üzerinden konuşulmadığında söylediğimiz lafın karşılığı maalesef olmaz. Ücret sadece sorunlardan biri. Sosyal güvenlik, çalışma saatleri, hafta sonu izinleri, beslenme, dinlenme gibi o kadar çok sorun var ki…

Kalkınma Atölyesi’ndeki kadın çalışmasında nasıl çıktılar elde ettiniz?

Mevsimlik gezici tarım işçiliğindeki esas sorun kadının çalışma ve aile işlerinde toplam yükün çok önemli bir kısmını sırtlanması. Fındık için yaptığımız bir analizden bahsedeyim. Kadın genelde sabah saat 5’te uyanır. Erkekler yaklaşık bir saat sonra uyanır. Aileyi bahçeye hazırlar. Yataklar toplanır, bir gün önceden hazırlanan yemek çıkınlanır. Çocuk varsa çocuğun bakımı yapılır. Saat 7’de bahçeye giderler. Saat 9 gibi bir mola verilir ve çalışmasının ardından kadın yemeği hazırlar. Tekrar çalışmaya dönüldükten sonra öğle yemeği için mola verilir ve aynı hazırlığı kadın yine yapar. Akşam dört gibi yine bir mola verilir, bu sefer çayı hazırlar. Erkek sigarasını içer. Akşam 7’ye kadar çalıştıktan sonra eve gelirler. Erkek duşunu alır, oturur. Kız çocukları ve kadınlar akşam yemeğini ve ertesi günün yemeğini hazırlarlar. Çocukların yine bakımı yapılır, ev temizlenir, sıcak suyun hazırlaması gerekiyorsa sıcak su hazırlanır. Erkek odun getirmesi gerekirse getirir, o kadar. Sabah saat 5’te uyanan kadın akşam 11 gibi uyur. 18 saat ayakta. Kadın hiç para almaz. Kadının ihtiyaçları erkek tarafından karşılanır. Bu hayatın içerisinde yeri maalesef çok yok. Yalnız başına çarşıya gidemiyor, kazanılan parayı kontrol edemiyor. Mevsimlik gezici tarım işçiliğinde böyle vahim bir tabloyla karşı karşıyayız. O nedenle mevsimlik tarım işçilerine buzdolabı ve çamaşır makinesi verin diyoruz. Yakacak odun değil, tüp gaz verin yemeklerini orada yapsınlar. Hijyen paketlerine ulaşamıyorlar. Ne yapılacaksa kadının iş yükünü azaltan, bunu değiştiren işler yapılmasını talep ediyoruz.

Paylaş

Önceki Haberler

Hava Kirliliği Ruhsal Hastalıklara Yol Açıyor

Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…

18 Aralık 2024

IEA: Küresel Kömür Talebi 2024’te Rekor Kırabilir

Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…

18 Aralık 2024

10 Kentte Enerji Projeleri için Acele Kamulaştırma Kararı Çıktı

Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…

18 Aralık 2024

Yeni Sıcaklık Rekorları Kapıda!

Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…

18 Aralık 2024

Kanada Hükümeti Emisyon Azaltım Tavsiyesine Uymadı

Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…

17 Aralık 2024

Salda Gölü Her Geçen Gün Eriyor!

Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…

17 Aralık 2024