;
Bilim

Metan Emisyonları Rekor Seviyelere Ulaştı: 1.5 Derece Hedefi Gitgide İmkansızlaşıyor

metan

Yeni bir rapora göre, emisyonları azaltmaya yönelik küresel çabalara rağmen, son 20 yılda insan kaynaklı metan üretiminde %20’lik bir artış görüldü.

Küresel metan emisyonları, büyük ölçüde insan faaliyetleri nedeniyle rekor seviyelere ulaştı ve bu durum iklim hedeflerini riske atıyor. Earth System Science Data dergisinde yayımlanan Küresel Metan Bütçesi 2024, metan eğilimlerinin ve bunların iklim değişikliği üzerindeki etkilerinin kapsamlı bir analizi. Rapor, bilim insanlarından oluşan uluslararası bir koalisyon olan Küresel Karbon Projesi tarafından hazırlandı.

Rapor, insan faaliyetlerinin küresel metan emisyonlarının en az üçte ikisinden sorumlu olduğunu ortaya koyuyor. Yeni tahminlere göre, emisyonları azaltmaya yönelik küresel çabalara rağmen, son 20 yılda insan kaynaklı metan üretiminde %20’lik bir artış görüldü. Gazın atmosferik konsantrasyonları 2023 yılında milyarda 1,923 parçaya ulaştı. Bu, sanayi öncesi döneme kıyasla 2,6 kat daha yüksek bir seviye ve en az 800 bin yılın en yüksek konsantrasyonu.

Araştırmacılar, raporla birlikte yayımlanan ayrı bir makalede bu eğilimin, “yaşanabilir bir iklimi sürdürmek istiyorsak devam edemeyeceğini” yazıyor. Aynı zamanda mevcut gidişatın, Paris Anlaşması’nın 1.5 derece küresel ısınma sınırını riske atacağı da ortaya konuldu.

Metan, atmosferde kısa ömürlü olan oldukça güçlü bir seragazı. Sulak alanlar gibi doğal kaynaklardan veya tarım ve fosil yakıt endüstrisi gibi insan kaynaklı (antropojenik) kaynaklardan ortaya çıkıyor. Salımından sonraki ilk 20 yıl içinde bu gaz, atmosferi karbondioksitten yaklaşık 90 kat daha hızlı ısıtır.

Metan emisyonlarının ele alınması iklim hedeflerine ulaşılması açısından hayati önem taşıyor, zira şu anda bu gazı atmosferden doğrudan uzaklaştırabilecek bir teknoloji bulunmuyor. Dünyanın en büyük beş metan üreticisi Çin (%16), Hindistan (%9), Amerika Birleşik Devletleri (ABD) (%7), Brezilya (%6) ve Rusya’dır (%5).

Rapor, hayvancılık ve pirinç tarlaları da dahil olmak üzere tarımın, küresel insan kaynaklı metan emisyonlarının %40’ını oluşturan en büyük kaynak olmaya devam ettiğini ortaya koyuyor. Fosil yakıt faaliyetleri %34, atık işleme %19 ve biyokütle yakma %7 oranında katkıda bulunuyor. Bu sektörlerdeki emisyonlar, gelişmekte olan bölgelerdeki faaliyetlerin artması ve fosil yakıtların yoğun bir şekilde kullanılması nedeniyle arttı.

Ancak araştırmacılar metan kaynaklarına ilişkin en son değerlendirmelerinde önemli bir değişiklik yaptı. Daha önce sulak alanlar, göller, göletler ve nehirlerden kaynaklanan tüm emisyonları doğal olarak sınıflandırmışlardı. Rapor, insan faaliyetlerinin bu kaynaklardan artan emisyonlar üzerindeki etkisini ölçme girişiminde bulunuyor. Örneğin, insanlar tarafından inşa edilen rezervuarlar yılda tahminen 30 milyon ton metan salımına yol açıyor. Bunun nedeni ise, yeni su altında kalan organik madde ayrışırken metanın açığa çıkması.

Küresel Metan Taahhüdü’nde Belirlenen Hedeflere Ulaşmak Gittikçe Zorlaşıyor

Bilim insanları, son yıllarda sulak alan ve tatlı su metan emisyonlarının yaklaşık üçte birinin, rezervuarlar ve gübre akışı, atık su, arazi kullanımı ve artan sıcaklıklar nedeniyle artan emisyonlar da dahil olmak üzere insan kaynaklı faktörlerden etkilendiğini tahmin ediyor.

Metan emisyonlarını azaltmak için 150 ülke tarafından imzalanan ve 2030 yılına kadar %30’luk bir azaltım hedefleyen Küresel Metan Taahhüdü de dahil olmak üzere önemli uluslararası taahhütler bulunuyor. Küresel Karbon Projesi başkanı Stanford Üniversitesi bilim insanı Rob Jackson’a göre bu taahhüdün hedefleri artık “bir çöl vahası kadar uzak görünüyor.” Küresel Karbon Projesi araştırmacıları, dünyanın metan emisyonlarını azaltma taahhütlerinde ilerleme kaydettiğine dair çok az kanıt buldu.

Uydu verileri, 2020 ve 2023 yılları arasında metan emisyonlarının %5 daha arttığını gösteriyor. En büyük artışlar Çin, Güney Asya ve Orta Doğu’da görüldü. Çin’deki kömür madenciliği ve Orta Doğu’daki petrol ve doğal gaz faaliyetlerinden kaynaklanan emisyonlar bu artışa en büyük katkıyı yapan unsurlar oldu.

Fransa’daki Paris-Saclay Üniversitesi’nden Marielle Saunois, “Sadece Avrupa Birliği ve muhtemelen Avustralya son 20 yılda insan faaliyetlerinden kaynaklanan metan emisyonlarını azaltmış görünüyor” dedi. Rapor, mevcut eğilimlerin devam etmesi halinde Küresel Metan Taahhüdü’nde belirlenen hedeflere ulaşmamızın mümkün olmadığı konusunda uyarıyor.

Gözlemledikleri emisyon artışı, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin en kötümser seragazı senaryolarını takip ediyor. Bu da yüzyılın sonuna kadar küresel sıcaklığın sanayi öncesi döneme göre 3 dereceden daha fazla artması anlamına gelebilir.