Küresel metan emisyonları şimdiye kadar kayda geçen en yüksek seviyelere ulaştı. Artışın temel nedeni ise fosil yakıt kullanımı ve büyükbaş hayvancılığı.
Earth System Science Data (ESSD) ve Environmental Research Letters (ERL) adlı bilimsel dergilerde yayımlanan iki makale, küresel metan emisyonlarının şimdiye kadar kayda geçen en yüksek seviyelere ulaştığını gösteriyor ve bu gidişatın en son yayımlanan IPCC raporundaki kötümser senaryoya yakın seyrettiğini ortaya koyuyor.
Her iki makaleye de katkı koyan Küresel Karbon Projesi’nde görevli araştırmacılar, 2000-2017 yılları arasındaki metan seviyelerinin, bu yüzyılın sonuna kadar 3-4 derece ısınmaya yol açabilecek bir eğilimde olduğunu ortaya koyuyor.
Yıllık metan emisyonları, 2000’li yılların başından itibaren %9 arttı. Isınma potansiyeli açısından bu değer, trafiğe 350 milyon adet araba eklenmesi veya Almanya’nın ya da Fransa’nın toplam emisyonlarının iki katına çıkması anlamına geliyor.
Yalnızca 2017’de emilen 600 milyon ton metan gazının 100 yıllık bir süreçte atmosferdeki ısıyı tutmada karbondioksitten 28 kat daha etkili olduğu görülüyor. Makalenin ortaya koyduğuna göre, tüm metan emisyonlarının yarısından fazlası insan faaliyetlerinden kaynaklanıyor. Paris Anlaşması hedeflerine uygun şekilde tasarlanan seragazı senaryolarında ise, araştırmada tespit edilen oranda artış beklenmiyordu. Raporda, metan emisyonlarının bu oranda artmaya devam ettiği durumda, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmanın çok zor olacağı da vurgulanıyor.
Küresel ölçekte metan seviyelerindeki artışın temel nedeni ise fosil yakıt kullanımı ve büyükbaş hayvancılığı.
CSIRO’da (Commonwealth Scientific and Industrial Research Organisation) çalışan ve Küresel Karbon Projesi’nde de yer alan Pep Canadell “Metan, seragazları nedeniyle yaşanan küresel ısınmanın %23’ünden sorumlu. Asya ile Güney ve Kuzey Amerika’nın birçok bölgesinde metan emisyonları hızla artıyor. Bu artışın temel nedeni tarımın ve hayvancılığın genişlemesi ve yoğunlaşması ile Güney ve Güneydoğu Asya ile Çin’de fosil yakıt kullanımının artması. Kuzey Amerika’da, emisyon artışının fosil yakıt kullanımından kaynaklandığını görüyoruz” dedi.
Avrupa, emisyonların azaldığı tek kıta olarak görünüyor. ESSD makalesinin başyazarı olan ve Versay Saint-Quentin Üniversitesi’nde çalışan Marielle Saunois “Avrupa’da, uygulanan politikalar ve etkin yönetim sayesinde düzenli depolama, gübre ve diğer kaynaklardan salınan emisyonlar azaldı. İnsanlar ayrıca daha az et yiyor, bunun yerine tavuk ile balık tüketimini artırıyor” diye konuştu.
NASA Goddard Uzay Uçuş Merkezi’nden Ben Poulter “Metan artışına karşı fosil yakıtlardan ve tarımdan kaynaklanan emisyonları azaltmak gerekiyor. Bunun yanı sıra sulak alan restorasyonu gibi acil etki azaltma seçeneklerinin yürürlüğe konması gerekiyor. Metanın atmosferde kısa süre kalabilmesi nedeniyle metan emisyonlarının azaltılmasının iklim üzerindeki faydalarını hızla göreceğiz. Metan emisyonlarının azaltılması aynı zamanda net sıfır emisyon hedefine hizmet ediyor” dedi.
ERL makalesinin başyazarı Rob Jackson ise “Daha az et yememiz, kırmızı et ve pirinç tarımından kaynaklanan emisyonları azaltmamız, arabalarımızda ve evlerimizde kullandığımız petrol ve doğalgazı alternatif enerji kaynaklarıyla değiştirmemiz gerekecek” dedi.