AB iklim değişikliği gözetleme kurumu, dünyada yaşanılan en sıcak Mayıs ayının geride bırakıldığını açıkladı.
Haber: Emma Newburger
Çeviri: Çisil Sevinç
Avrupa Birliği’nin iklim değişikliği gözetleme kurumu Copernicus Climate Change Service’in Cuma günkü (5 Haziran) açıklamasına göre, geçen ay yaşanan en sıcak Mayıs ayını geride bıraktık. Son 10 yılın en sıcağı olması beklenen 2020 yılıyla birlikte iklim değişikliği eğilimi şiddetli bir şekilde devam ediyor.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi (NOAA), bu senenin en sıcak yıllar sıralamasında ilk beşe gireceğine neredeyse kesin gözüyle bakıyor.
Copernicus Climate Change Service’de görev alan bilim insanı Freja Vamborg, “Geçen ay küresel olarak kaydedilmiş en sıcak Mayıs ayı olarak tarihe geçti ve bu kesinlikle korkutucu bir işaret. Daha fazla endişe verici olan taraf ise, son 12 aydır ölçülen ortalama sıcaklıklara göre şu ana kadar elimizdeki verilere bakıldığında en sıcak 12 aylık dönemlerden birini geride bıraktık” dedi.
Yeni araştırmaya göre, ortalama üzerinde seyreden en yüksek sıcaklıklar ortalamadan 10 derece sıcak geçen Sibirya’nın bazı bölgelerinin yanı sıra, Alaska ve Antarktika’da kaydedildi.
Haziran 2019 – Mayıs 2020 arası dönemi kapsayan 12 aylık dönemde, sıcaklıklar ortalamanın 0.7 derece üzerinde seyretti. Küresel olarak bakıldığında, Mayıs ayı 1981’den 2010’a kadar ölçülen verilere göre 0.63 derece daha sıcak geçti.
Küresel sıcaklıklardaki sürekli artış eğilimi, iklimi değiştiren seragazı emisyonlarından kaynaklanıyor.
Dünyanın kaydedilen en sıcak 10 yılının sonuncusu olan 2019 yılı en sıcak ikinci yıl rekoruna sahip oldu. Son 10 sene içerisinde ise altı kez en sıcak yıl rekoru kırıldı.
Yükselen sıcaklıklara; Grönland ve Antarktika’daki buzulların hızla erimesi, Avustralya ve Kaliforniya’daki yıkıcı orman yangınları ve çok daha yoğun ve sık görülen kasırga ve sıcak hava dalgaları gibi sayısız iklim felaketi eşlik ediyor.
İnsan faaliyetlerinden kaynaklanan küresel ısınmanın azalmaya başlayacağına dair hiçbir işaret yok. Paris Anlaşması’na bağlı ülkeler küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1.5 derece üzerinde sınırlandırmayı taahhüt etse de, hedeflerine ulaşabilmek adına kararlı adımlar atmıyorlar.
Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.