Muğla’nın Milas ilçesine bağlı İkizköy’de madene karşı verilen mücadele beşinci yılına girerken Akbelen Ormanı’nda patlatılan dinamitler çevredeki evlerin duvarlarında çatlaklar oluşturdu. Evlerin çatlatılan duvarlarına dair istenilen delil tespiti mahkemeler tarafından defalarca reddedildi.
İkizköy Çevre Komitesi konuya dair yaptığı basın açıklamasında, “Eğer beş senedir inadımızla, inancımızla, birliğimizle direnişi bugünlere kadar getirmeyip pes etseydik; Akbelen Ormanı’ndan sonra gelen tarım arazilerimiz, 45 bine yakın zeytinimiz, evlerimiz, köyümüzle birlikte geçmişimiz ve geleceğimiz de yok olacak, silinip gidecekti. Bunca senedir köylerimizi, verimli topraklarımızı, zeytinliklerimizi talan eden YK Enerji şirketinin her türlü baskısına, şirketi koruyan jandarmanın en ağır şiddetine, bitmeyen eziyetlerine karşı hala bu topraklarda yaşamak için mücadelemiz sürüyor” ifadelerine yer verdi.
İkizköy’ü madenin zehirli etkisinden bir nebze de olsa koruyan Akbelen Ormanı’na 24 Temmuz 2023’te jandarma koruması altında YK Enerji şirketinin saldırdığı vurgulanırken, bölge halkının ve çevre savunucularının tüm çabalarına ve kamuoyunun yoğun tepkilerine rağmen davaların devam ettiği dönemde bir haftada 740 dönümlük ormanın kesildiği aktarıldı. Kolluk kuvvetlerinin halka karşı şiddetli müdahalelerine de yer verilen açıklamada, “Yediğimiz biber gazına, tomanın suyuna, jandarmanın copuna karşı köylüler olarak yine vazgeçmeyip madene karşı mücadelemize de, bunun için tuttuğumuz çadırlı nöbete de devam ettik. 12 Eylül 2023’te inatla süren direnişimizi kırmak, madenin önünü açmak, tepkimizi engellemek üzere nöbet alanımız dağıtılarak, eşyalarımıza en konularak Akbelen’e Jandarma Asayiş Noktası kuruldu” denildi.
Bugün gelinen noktada her gün çok sayıda dinamit patlatıldığını, 7/24 iş makinelerinin çalıştığını ve köyün adeta bir toz ablukasının içinde hayatta kalmaya çalıştığı belirtildi ve eklendi: “Evlerimizin hemen karşısında patlatılan dinamitler yüzünden aylardır evlerimiz çatlaklar içinde. Dört bir yanından çatlayan evlerimizde güvende değiliz. Her gün deprem şiddetinde sarsıntılar yaşıyoruz. Köyümüzde yaşayan çok sayıda yatalak veya bakıma muhtaç yaşlı ile birlikte çocuklarımız yaşıyor. Can güvenliğimizin olmadığı çatılarımızın altında; her gün çatlakların derinleşmesine, evlerimizin giderek daha çok hasar almasına tanık oluyoruz.”
Patlamalar sonucunda evlerde oluşan çatlaklara dair hasar tespiti için yapılan mahkeme başvurularının reddedildiği vurgulanan açıklamada, “Evlerimizin madende patlatılan dinamitler yüzünden aldığı hasarı tespit etmesi için mahkemeye bıkmadan usanmadan defalarca başvurduk. Jandarmaya şikayette bulunduk. Milas Kaymakam’ı ile görüşmeye gittik. Jandarma evlerimize gelip yalnızca çatlaklarımıza baktı, Kaymakam verilen izinler çerçevesinde bir sorun yoktur dedi, mahkemeler de hukuki yarar bulmadığı için delil tespit talebimizi reddetti” denildi.
“Çatlayan hasarlı evlerimizin içinden görevini yapmayan mahkemelere, Milas Kaymakamı’na, jandarmaya, bu izinleri bu şirketlere veren bakanlıklara ve bu ihmalden, bu talandan sorumlu olan tüm kamu kuruluşlarına, tüm yetkililere haykırıyoruz” cümleleri ile yetkililere sitemkar sorular yöneltildi:
“- Bir gün evlerimiz dinamitlerin şiddetine dayanamayıp başımıza yıkılsın da; çocuklarımızla, yaşlılarımızla, gencimizle, her türlü insanımızla bize yuva olan bu evler bize mezar olsun diye mi bekliyorsunuz?”
– İneklerimizi, keçilerimizi, koyunlarımızı beslediğimiz ahırlar hayvanlarımızın başına yıkılırsa hesabını kim verecek?
– Mahkemenin çatlakları tespit etmemek için söylediği ‘hukuki yarar’ kimin yararıdır?
– YK Enerji şirketinin hukuksuzluklarını görmezden gelmenize dayanak gösterdiğiniz izinlerinizi, İliç’te 9 madenciye mezar olan liç yığını için de vermemiş miydiniz?”
Açıklama şu cümlelerle noktalandı: “Bu ülkenin işçileri, köylüleri, patronlar ve şirketler tarafından ezilenleri, yaşamları yağma edilenleri olarak biliyoruz ki hepimiz kader ortağıyız. Biliyoruz ki hiçbirimizin canının bir kıymeti yok. Biliyoruz ki birileri daha çok zengin olsun diye yaşamlarımız gasp edilmeye devam ediyor. Ve yine biliyoruz ki bitmeyen bu işkencelerinizin sebebi kıramadığınız inadımız, tükenmeyen inancımız, bitmeyen hukuki ve meşru mücadelemiz. Ne yaparsanız yapın mücadelemize devam edeceğiz. Gitmemizi beklediğiniz bu toprakları, Akbelen’i de İkizköy’ü de terk etmeyeceğiz!”
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…
Dünya, kuraklık ve arazi bozulumuna en çok maruz kalan ülkeleri desteklemek için yeni bir çerçeve…
İklim ve çevre alanında çalışan 8 sivil toplum kuruluşu, okul, hastane, belediye binası, kamu binası,…
Çin, kömür çıkarımı sırasında açığa çıkan metan emisyonlarını azaltma amacıyla daha sert kurallar getireceğini duyurdu. Metan,…