İnsanlığın, dünyanın bize sunduğu 1 yıllık doğal kaynakları tükettiği gün olan Küresel Limit Aşım Günü, bu yıl 29 Temmuz olarak belirlendi. Bu tarih, doğanın bize 2021 boyunca kullanmamız için sunduğu kaynakları, daha 7’inci ayın sonunda tüketmiş olduğumuz ve kalan 5 ayda 2022’nin kaynaklarından borç alacağımız anlamına geliyor.
Dünya üzerindeki yenilenebilir kaynaklar ile insanların bu kaynaklara yönelik talebini değerlendiren araştırmalar yürüten Küresel Ayak İzi Ağı’nın (Global Footprint Network) verileri, dünyamızın bize sunduğu 1 yıllık doğal kaynakları, bu yıl, 29 Temmuz itibariyle tükettiğimizi gösterdi. Küresel Ayak İzi Ağı’na göre, bugünden itibaren, dünyanın yıl içine yenilenebilme kapasitesinden fazlasını tüketmeye başlayacağız.
Küresel Limit Aşım Günü, geçen yıl üç hafta ileri kaydı. Ancak pandemi kısıtlamalarının etkisiyle görülen kaynak kullanımındaki bu azalma kısa ömürlü oldu. 2021 yılında yıllık karbon ayak izimiz 2020 yılına göre % 6.6 artarken Limit Aşım Günü 2019 yılındaki tarihine geri geldi. Tarihin yeniden erkene kaymasında Amazon ormanlarının kaybındaki ani artış ve küresel orman biyokapasitesindeki %0,5’lik düşüş de etkili oldu.
1.7 Dünyamız Varmış gibi Tüketiyoruz
Birleşmiş Milletler Ekosistem Restorasyonu 10 Yılı’nın başlatıldığı 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde de vurgulandığı gibi, pandemi sonrası toplumsal ve ekonomik iyileşme ancak ekolojik kaynakların verimli kullanımıyla mümkün olabilir. Oysa insanlık bugün gezegenimiz üzerindeki ekosistemlerin yenileyebileceğinden %74 daha fazla kaynak kullanıyor. Bir başka deyişle 1.7 Dünyamız varmış gibi tüketiyoruz. Tüketim hızımız Küresel Limit Aşımı’nın hesaplanmaya başlandığı 1970’lerden bu yana en yüksek seviyeye ulaşmış durumda.
“Tarihi bir Dönüm Noktasındayız”
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Genel Müdürü Aslı Pasinli, konuyla ilgili şu görüşlere yer verdi: “Pandemi bize, insan yaşamına öncelik verildiği zaman alınacak önlemler ve bütçeler konusunda karar vericilerin hızlı hareket etmelerinin önemini gösterdi. Ne yazık ki son dönemde ülkemizde bir yandan kuraklık öte yandan sellerle yoğun bir şekilde hissettiğimiz iklim krizi de yetkililerin alarma geçmesini; hızlı ve kararlı adımlar atmasını gerektiriyor. Doğayı korumak artık sadece etik bir konu değil. Doğayı korumak artık bir varoluş meselesi, insan hakları meselesi, ekonomik bir mesele. Bugüne kadar yapılanlardan çok daha hızlı ve radikal adımlar atılmalı, dünyada yükselen yeni ‘Yeşil Ekonomi’nin dışında kalmamalıyız.” Pasinli ayrıca Kasım ayında tüm dünyanın gözünün İskoçya’da düzenlenecek COP26 zirvesinde olacağını hatırlatarak “Bu insanlık için tarihi bir fırsat. Küresel salgın bizlere aynı zamanda birlikte hareket edebileceğimizi de gösterdi. Bu kez gezegenimizin iyiliği için harekete geçebiliriz” dedi.
2021’de Kömür Tüketiminin Karbon Ayak İzinin %40’ını Oluşturması Bekleniyor
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) verilerine göre, 2021 yılında ulaşıma bağlı karbon ayak izi, pandemi öncesindeki seviyenin de altında kalmış durumda. Yıl sonunda yurtiçi uçuşlar ve karayolu seyahatlerine bağlı karbon emisyonlarının 2019 seviyesinin %5 altında kalması beklenirken, uluslararası hava taşımacılığı kaynaklı emisyonların da 2019’a göre %33 daha az olacağı tahmin ediliyor. Öte yandan pandemi sonrası ekonomik toparlanma sürecinin fosil yakıt talebini tetiklemesi nedeniyle, küresel enerji tüketimi bağlantılı karbon emisyonlarının geçtiğimiz yıla oranla %4,8 artması bekleniyor. 2021 yılında özellikle kömür kullanımının artarak toplam karbon ayak izinin %40’ını oluşturması bekleniyor.