Üst düzey isimler, BM’ye yazdıkları bir mektupta, fosil enerjiden aşamalı olarak vazgeçilmesini desteklemeyen ülkelerin müzakerelere ev sahipliği yapmamaları gerektiğini söylüyor.
Azerbaycan’ın Devlet Başkanı İlham Aliyev, bu hafta ülkesinde COP29 için bir araya gelen dünya liderlerine gazın “Tanrı’nın bir hediyesi” olduğunu ve piyasaya sürdüğü için suçlanmaması gerektiğini söyledi.
Harekete geçmek için yaklaşık 200 ülke arasında oybirliğiyle anlaşmaya ihtiyaç duyulmasına rağmen, BM’nin iklim müzakereleri son yıllarda önemli ilerleme kaydetti.
2015 yılında imzalanan Paris Anlaşması, küresel sıcaklık artışını sanayi öncesi döneme göre 1,5 derecede sınırlandırmayı amaçlıyor. Ayrıca enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan uzaklaşmayı ve 2030 yılına kadar yenilenebilir enerjiyi üç katına çıkarmayı da kabul ettiler.
Mektubun yazarları bu başarıları kabul ediyor ancak yavaş ilerleyen COP sürecinin hızla ilerleyen iklim kriziyle mücadelede “artık amacına uygun olmadığını” düşünüyor.
İmzacılar, “(COP’un) Mevcut yapısı, insanlığın güvenli bir geleceğe doğru yol alması için gerekli olan değişimi katlanarak artan hız ve ölçekte sağlayamıyor” dedi. Mektubun imzacıları arasında BM eski Genel Sekreteri Ban-Ki Moon, BM’nin eski iklim şefi Christiana Figueres ve İrlanda eski Başbakanı Mary Robinson yer alıyor.
Yazarlar, mevcut COP sürecinin değişimi hızlı bir şekilde gerçekleştiremeyeceği veya ülkeleri harekete geçmeye zorlayamayacağından endişe duyuyor. Geçen yıl Dubai’de düzenlenen COP28 toplantısında tüm ülkeler “enerji sistemlerinde fosil yakıtlardan uzaklaşmaya” karar verdiler. Ancak 12 ay sonra, gezegeni ısıtan gazların emisyonları bir kez daha neredeyse %1 oranında arttı.
Bilim insanları, şu anda gördüğümüzden çok daha tehlikeli etkilerin eşiği olarak kabul edilen 1,5 dereceyi aşan küresel sıcaklık artışını önlemek için emisyonların bu on yılın sonuna kadar %42 oranında azaltılması gerektiğini söylüyor.
Mektubun imzacılardan biri olan önde gelen iklim bilimci Johan Rockström, “Kritik bir noktadayız. 30 yıllık müzakereler çok önemli sonuçlar verdi. Amaç COP sürecini sorgulamak değil, aksine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var ama eyleme geçmemiz gerekiyor” dedi. BM mektuba henüz yanıt vermedi.
Bakü’deki konferansta, küçük ada devletlerinden müzakereciler, tüm ülkelerin eşit olduğu COP’un doğasını değiştirmeye yönelik herhangi bir girişimden özellikle endişe duyuyorlar. En büyük çekince, zengin ülkelerden oluşan G20 grubu gibi forumlarda büyük yayıcıların karar alması ve kendi seslerinin duyulmaması.
Bu görüşmelerde Küçük Ada Devletleri İttifakı’nın danışmanlarından Micahi Robertson, “Biz bu tartışmaların bir parçası değiliz” dedi.
Mektup, COP müzakerelerine ev sahipliği yapmak üzere seçilen bazı ülkeler ve bu ülkelerin artan sıcaklıklarla mücadelede önemli ilerleme sağlama yeteneklerine ilişkin artan endişeler nedeniyle hazırlandı.
COP29’un başlamasından hemen önce, gizli bir kayıtta Azerbaycan’ın COP ekibinin genel müdürü Elnur Soltanov‘un potansiyel bir yatırımcı gibi davranan bir kişiyle devlet petrol ve gaz şirketindeki “yatırım fırsatlarını” tartıştığı görülüyordu.
COP29’un başlangıcında ülkenin lideri İlham Aliyev, Azerbaycan’ın mevcut gaz ihracatını savundu. Azerbaycan önümüzdeki 10 yılda üretimi üçte bir oranında artırmayı planlıyor.
Bakü’deki zirvede Aliyev, gaz ve petrol endüstrisi için Tanrı’nın hediyesi ifadesini kullanırken, “İster petrol, gaz, rüzgar, güneş ister altın, gümüş, bakır olsun her doğal kaynak doğal kaynaktır. Ülkeler bunlara sahip oldukları ve pazara sundukları için suçlanmamalı. Pazarın ve insanların ihtiyacı var” dedi.
Petrol ve gaz kullanımı, yandıklarında karbondioksit gibi gezegeni ısıtan gazlar açığa çıkarmaları nedeniyle küresel ısınmanın başlıca nedenleri arasında gösteriliyor.
Mektubun yazarları aynı zamanda COP’lara ev sahipliği yapacak ülkelerin seçim sürecinden de endişe duyuyor. Azerbaycan, müzakereleri geçen yıl Dubai’de düzenleyen bir diğer büyük petrol üreticisi Birleşik Arap Emirlikleri’nin ardından geldi.
BM eski iklim şefi Christiana Figueres, “Son COP’ta fosil yakıt lobicilerinin sayısı bilimsel kurumların, yerli toplulukların ve savunmasız ulusların temsilcilerinden üstündü. COP sürecinde en çok etkilenenlerin adil temsilini sağlayacak önemli reformlar yapmadan adil bir geçişe ulaşmayı ümit edemeyiz” dedi.
Yazarlar, ev sahibi ülkelerin “Paris Anlaşması’nın hedeflerini sürdürmek için yüksek düzeyde kararlılık göstermeleri gerektiğini” söylüyor. Ayrıca ülkelerin verdikleri sözler konusunda net hesap verebilirliğe sahip daha küçük, daha sık COP’lar istiyorlar.
İklim değişikliği açısından dönüm noktası olarak nitelendirilen ve Uluslararası Adalet Divanı'ndan görülen davanın duruşmaları sona…
Enerji Yatırımcıları Derneği Başkanı Cem Özkök, GES ve RES projelerinin yapı denetim kapsamından çıkarılmasının, yatırımcıların…
Dünya Ekonomik Forumu’nun yeni bir çalışmasına göre, küresel seragazı emisyonlarının %40’ını oluşturan sekiz sektördeki emisyon…
Dünya, kuraklık ve arazi bozulumuna en çok maruz kalan ülkeleri desteklemek için yeni bir çerçeve…
İklim ve çevre alanında çalışan 8 sivil toplum kuruluşu, okul, hastane, belediye binası, kamu binası,…
Çin, kömür çıkarımı sırasında açığa çıkan metan emisyonlarını azaltma amacıyla daha sert kurallar getireceğini duyurdu. Metan,…