Türkiye Ziraat Odaları Birliği Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklık nedeniyle üretim düşüklüğünün gıda arzının gerilemesine neden olacağını ve bu durumun tüketici fiyatlarına olumsuz yansıyacağını söyledi.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, kuraklık riskini değerlendirdi.
Ege ve Marmara bölgelerinde devam eden yağışların özellikle kuru alanlarda üretim yapan üreticileri sevindirdiğini ve bu bölgelerde kuraklık riskinin şimdilik azaldığını aktaran Bayraktar, “Yağış almayan İç Anadolu Bölgesinde ise kuraklık riski devam ediyor” diye konuştu.
Ekim, kasım, aralık ayları ve ocak ayının başında beklenen yağmur ve kar yağışlarının düşmemesi sonucu ekim alanlarında özellikle İç Anadolu Bölgesi’nde buğday ve arpa çıkışları olumsuz etkilendiğini söyleyen Bayraktar, “Önümüzdeki günlerde beklenen yağışlar gerçekleşmezse üretimi ve üreticilerimizi zor günler bekliyor” dedi.
2022-2023 yılı tarımsal üretim ve pazarlama dönemi ekim ayı itibarıyla başladı.
Başta kışlık hububat olmak üzere, bazı baklagiller, kanola ve bazı sebzelerin ekimleri yapıldı.
“Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Türkiye’de son üç ayda yağışlar uzun yıl verilerine göre %38, geçen yıla göre de %29 azalma göstermesiyle kış kuraklığı yaşanıyor” diyen Bayraktar, “Beklenen kar yağışlarının yeterince gerçekleşmemesi durumunda, ilkbaharla birlikte ekimleri gerçekleştirilecek diğer ürünler içinde sıkıntılı bir döneme girilecek” şeklinde konuştu.
Pamuk ve Şekerpancarı Etkilenebilir
Yeterli sulama yapılamaması durumunda birçok üründe verim kaybı yaşanabileceği konusunda uyaran Bayraktar, şöyle devam etti:
“Su yetersizliği ürün tercihlerini de etkileyecek, üretici daha az su isteyen ürünlere yönelecektir. Üretim düşüklüğü gıda arzının gerilemesine neden olacak ve neticede ise yaşanan bu durum tüketici fiyatlarına olumsuz yansıyacaktır.
Önümüzdeki aylarda yağışların yetersiz olması ve sulamanın yeterli düzeyde yapılamamasıyla mısır, pamuk, şekerpancarı gibi çok su isteyen ürünlerde de sorun yaşanabilir.”
Bayraktar, ne yapılması gerektiği ile ilgili ise şunları aktardı:
– Kuraklık riskini yönetebilmeli, en az zararla bu afetten çıkmanın yollarını bulmalıyız. Gerek tarım, gerek sanayi sektörleri ve gerekse evde tüketilen suyun tasarruflu olarak kullanılmasını sağlayacak önlemler alınmalı.
– Basınçlı sulama imkanlarının artırılması sağlanmalı. Bölge bazında kuraklığa ve soğuğa toleranslı tohum çeşitleri daha fazla geliştirilmeli ve hastalıklara dayanıklı çeşitlerinin kullanım alanları yaygınlaştırılmalı.
– Yeni gölet ve baraj yatırımları başlatılmalı ve devam edenler bir an önce tamamlanmalı. Yer altı sularımızın bilinçsizce ve aşırı bir şekilde tüketilmesi önlenmeli.
– Güneydoğu Anadolu Projesi, Konya Ovası Projesi, Doğu Anadolu Projesi gibi büyük sulama yatırımlarını içeren projeler bir an önce tamamlanmalı.
– Acilen eski ve atıl vaziyette olan sulama sistemleri yenilenmeli, kapalı sistemlere geçilmelidir. Yeraltı sularını tutmak için yeraltı barajları inşa edilmeli.