Bilim

Kültür Varlıkları Sıcaklık Artışı ve Hava Kirliliğinden Olumsuz Etkileniyor

Küresel sıcaklık artışları ve hava kirliliğinin tarihi eserlere zarar verdiğini söyleyen bilim insanları, kültür varlıklarını korumak adına dış etkenlerle bağlantılarını kesmenin faydalı olabileceğini söyledi.

Ondokuz Mayıs Üniversitesi’nden Dr. Michael Deniz Yılmaz, arkeolojik açıdan hava kirliliği ve iklim değişikliğinin etkilerini değerlendirdi.

İklim değişikliğinin ve artan hava kirliliğinin çevresel boyutlarının yanı sıra tarihi eserlere de zarar verdiğine işaret eden Yılmaz, havadaki nem oranı ve yağış miktarına bağlı olarak suda çözünebilecek materyallerden üretilmiş olan kültür varlıklarının zamanla eriyerek yok olduğunu, ayrıca tarihi eser yapıtlarının zamanla çözünerek suya karıştığını belirtti.

“Sıcaklık Farklılıkları Eserlere Zarar Veriyor”

Mevsimsel sıcaklık farklarına bağlı olarak fiziksel ufalanma ve kırılmalar sonucunda kayaçların, toprak halini aldığını aktaran Yılmaz, “Bu durum doğadaki toprak ve kumların oluşumunu sağlamasının yanı sıra, kültür varlıklarının da yapı taşlarının erozyonuna sebep olan bir süreçtir. Çevre bölgede kum ve rüzgarın artmasıyla aşınmalar da ortaya çıkmaktadır. Aynı zamanda kurak iklime sahip olan coğrafyadaki gece-gündüz ile yaz-kış arasındaki sıcaklık farkları eserlerde de çatlama meydana getiriyor” ifadelerini kullandı.

Hattuşa’daki Eserlere Dikkat

Yosun oluşumunu artıran iklimin ortaya çıkmasıyla beraber, eserlerin üzerinde liken denilen yosunlar oluştuğuna dikkati çeken Yılmaz, şöyle devam etti: “Yosunların kökleri kılcal çatlaklara sebebiyet veriyor. Bu kılcal çatlaklar ise ufalanma ve aşınmaya yol açıyor. Ülkemizde, Hattuşa’daki Sfenksli Kapı bunun için iyi bir örnek olarak gösterilebilir. Hattuşa’daki eserler için önlemler alınarak, orijinal sfenksler müzede koruma altına alındı.”

Hava kirliliğinin de tarihi eserlere zarar verdiğinin altını çizen Yılmaz, şunları kaydetti: “Kültür varlıklarının içine kadar nüfuz eden salınan karbonmonoksit gazı ancak kimyasal yöntemlerle temizlenebiliyor. Bu tekniklerin tamamına yakını aşındırıcı özelliğe sahip olduğundan eserde tahribata yol açıyor. Hava kirliliği, kalker taşlarını karartarak orijinal görünümünü kaybetmesine sebep oluyor. Zaman içerisinde yapıtın üzerindeki bezeme unsurları ve yazılar da yok olmaya başlıyor. Kültür varlıklarını korumak adına dış etkenlerle bağlantılarını kesmek faydalı olacaktır.”

Önceki Haberler

Fosil Yakıt Endüstrisinin Desteğiyle Oluşturulacak Fon “Şimdilik” İptal

Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…

15 Kasım 2024

Metan Emisyonlarını Azaltmak için Taahhüt Var, Eylem Yok

UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…

15 Kasım 2024

Çatışmalardan Mustarip Ülkeler Ekstra Bir Finansman Talep Ediyor

Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…

15 Kasım 2024

Yeşil Enerji Koridorları Orta Asya ve Kafkasya’ya “Güç Verebilir”

COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…

15 Kasım 2024

COP29 Delege Sayısında Türkiye 3. Sırada

COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…

15 Kasım 2024

Fosil Yakıt Endüstrisi COP29’a Akın Etti!

Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…

15 Kasım 2024