Koronavirüs nedeniyle Kuzey Kutup Dairesi’ndeki iklim değişikliği araştırmaları kesintiye uğradı.
Haber: Alex Matthews
Çeviri: Çisil Sevinç
Her yıl 150 iklim bilimci ıssız Grönland’ın en büyük dağ buzuluna gidiyor. Yürüttükleri çalışma karmaşık ve oldukça önemli.EastGRIP projesi, dağ buzulunun altında kalan buzların okyanusa nasıl aktığını ve bunun yükselen deniz seviyelerine olan etkisini araştırıyor.
Ancak çalışma bu yıl yürütülemeyecek ve buz akıntıları ölçülemeyecek.
Bu aksaklığın sebebi koronavirüs. Salgının önlenmesi için alınan önlemler araştırmayı imkansız hale getirdi.
Grönland hükümeti yerli nüfusu tehlikeye atmaktan ve sağlık hizmetlerinin aksamasından kaçınıyor ve bu yüzden ülkeyi yabancılara tamamen kapattı.
Ülkeye girişler açık olsaydı bile, uluslararası ekibi toplamak ve hastalanma risklerine karşın onları en yakın havaalanından 1600 kilometre öteye taşımak pek de anlamlı olmazdı.
Ekipleri taşıyan ve tedarik sağlayan aktarma uçakları da yasaklanmış durumda. Hiç kimse ufak ve izole toplulukları virüsle temas ettirme riskine girmek istemiyor.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Bu gelişmelerle beraber bilim insanları pek çok şeyi kaçırıyor. Beş senedir üzerinde çalıştıkları projede nihayet aradıkları buz akıntılarına ulaşmayı umuyorlardı.
Kopenhag Üniversitesi Buz, İklim ve Dünya profesörü ve EastGRIP komite başkanı Dorthe Dahl-Jensen, “Bu sene dip kayaya ulaşmayı umuyorduk. Bu oldukça heyecan verici çünkü buz akıntısı için çok önemli bir kısma indik. Buz gerçekte nasıl akıyor? Beş yıldır bu sorunun cevabını arıyorduk ve bu yıl sonunda ulaşacaktık. Bütün bu gelişmeler askıya alındı. Sonuçlara ulaşamadan yaşamak zorundayız” dedi.
Ekip gelecek sene çalışmaya geri döndüğünde, veriler kaybedilmiş olacak. Bir sene daha yağacak kar, siperleri ve ekipmanları gömecek ve bu da onarımla zaman kaybedileceği anlamına geliyor.
Bu sorunla karşı karşıya kalan Dr Ken Mankoff ve ekibi, Danimarka ve Grönland Jeoloji Araştırması ile birlikte çalışıyor. Grönland’daki buz tabakasının sağlığını inceliyor ve kar yağışını gözlemliyorlar.
Bununla birlikte, alanda kurdukları görüntüleme ekipmanına erişim sağlayamazlarsa on yıllardır elde edilen bulgular arasında boşluklar oluşacak.
Mankoff, “En kötü senaryoda, 12 aylık bir boşluk olacak. Bazı veriler uydular ve uzaktan algılama cihazlarıyla yakalanabilir ancak diğer özgün parçalar tamamen kaybolacak” şeklinde konuştu.
Dahl-Jensen ve Mankoff araştırma alanlarına dönene kadar verilerinin kaybolmadığını ve araştırmayı fazla etkilemediğini umut etmek zorunda.
Şimdilik, ikisi de evde kaldıkları ve kendilerini, ekiplerini ve geri kalan herkesi tehlikeye atmadıkları için mutlu.
Ancak kısa dönemli finansmanla araştırma yürüten daha genç bilim insanları için elde edilemeyen sonuçlar çok daha büyük bir sorun teşkil ediyor. Gelecek nesil iklim bilimciler bundan kötü etkilenecek.
Mankoff, “Eğer proje için veri elde edilemezse az kıdemli çalışma arkadaşlarımızın kariyerlerinde oldukça büyük bir etkisi olacak” dedi.
Olumsuz etkilenenlerden biri de, Norveç’teki Svalbard Üniversite Merkezi (UCIS) direktörü Dr Joran Moen. Norveç hükümetinin emri üzerine çalıştığı okul kapatıldı ve alan araştırması iptal edildi.
Svalbard’daki 70 öğrenci yüksek lisans ve doktora çalışmalarını tamamlayamayacak.
Moen, “Bölgedeki iklim değişikliğinin görüntülenmesinde, Mart ayından Haziran ayına kadar yaşanan dönüşümler oldukça etkili olacak. Bölgedeki sıcaklığın hızla değişmesinden dolayı Kuzey kutbunun çok hassas bir bölgesindeyiz. Bu bölge, insanlığın iklimi ve etkilerini ne denli etkileyebileceğinin kanıtı niteliğinde” şeklinde konuştu.
Moen’e göre, veri boşlukları Svalbard’daki uluslararası topluluğun tamamı için bir problem yaratıyor ve araştırmayı olumsuz etkiliyor. Bununla birlikte, öğrencilerin yaşadığı veri kayıpları araştırmalarını tehlikeye atıyor.
Moen ve UCIS, eğitime devam etmek için olabildiğince çok önlem aldılar. Dersler dijital ortama taşındı ve hâlâ küçük ve risksiz araştırma gezileri planlanıyor.
Dahl-Jensen ve Mankoff ekipmanlarına ne zaman ulaşabileceklerini beklerken, karda ne kadar fazladan mesai yapmaları gerektiğini planlıyorlar.
İklim bilimi de kaldığı yerden devam etmeyi ve eksik verilerin ne kadar hayati olacağını görmek için bekliyor.
Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.