Koronavirüs ve petrol talebindeki düşüş, fosil yakıt endüstrisini derinden etkiliyor. Kimi uzmanlar, kriz nedeniyle sektörün ciddi zararlara uğrayacağını düşünseler de kimileri de bunun yeşil enerjiye olumlu bir dönüş sağlayacağı fikrine katılmıyor.
Analistlere göre, koronavirüs salgınının, fiyat savaşı ile birleşen petrol talebini düşürmesi, fosil yakıt endüstrisine hasar verdi. Endüstri, kendi tarihi açısından en büyük zorluklardan biriyle karşı karşıya. Ancak asıl soru bu durumun kalıcı olarak iklim krizinin gidişatını değiştirip değiştirmeyeceği. Birçok uzman değiştireceğini düşünüyor.
Uzmanlar, petrol ve doğalgaz talebinin azalmayacağını ve atmosferin yavaş yavaş iyileşeceği zamanın daha da ileriye çekileceğini düşünüyorlar.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Fosil yakıt talebindeki zirvenin şu sıralarda çıkmaza sürüklendiği belirten cesur söylemler bulunuyor. Ancak bazı karşıt görüşlüler, fosil yakıt endüstrisinin hep olduğu gibi devam edeceğini ve fosil yakıtların fiyatındaki düşüş ile yeşil enerjiye geçişin yavaşlayacağını öne sürüyorlar.
Kuşkusuz olan ise fosil yakıt sektörünün yıkıcılığı. Neredeyse son 20 yıldır düşük seyreden petrol fiyatları daha da kötüye gidiyor. Bazı büyük petrol borsa değerleri Ocak ayından bu yana yarıya düştü. Yıllık yatırımların en az üçte ikisi (130 milyar dolar) boşa gitti ve binlerce kişi işini kaybetti.
Wood Mackenzie’de şirket araştırma yöneticisi Valentina Kretzschmar, “Koronavirüs ve fiyat savaşı petrol ve doğalgaz sektöründe kargaşa yarattı ve birçok şirket şu an hayatta kalmaya çalışıyor” diyor.
ABD merkezli bankacılık devi Goldman Sachs’a göre, günde yaklaşık 1 milyon varilden sorumlu petrol kuyuları kapatılmış olabilir, çünkü petrolün fiyatı nakil maliyetinden daha düşük. Bankanın emtia başkanı Jeffrey Currie, bu durumun “enerji endüstrisini ve jeopolitiğini kalıcı olarak değiştirmesinin” ve “iklim değişikliği kapsamındaki tartışmayı değiştirmesinin” muhtemel olduğunu söylüyor.
Koronavirüs nedeniyle insanların eve kapanmasıyla petrol talebi düştü. Ancak Carbon Tracker’dan analist Kingsmill Bond, virüsün fosil yakıtlara olan yoğun talebi tekrar artıracağını söylüyor.Carbon Tracker 2018’de, petrol talebindeki zirvenin 2023’te geleceğini öngörmüştü ancak Bond, koronavirüs krizinin bunu üç yıl önceye çekebileceğini ifade ediyor.
Birçok şirket azami talebin ne zaman gerçekleşeceğini bilemese de önümüzdeki 10 yıl içerisinde gerçekleşeceğini söylüyor. BNP Paribas’nın iklim değişikliği yatırım araştırma başkanı Mark Lewis ise koronavirüs krizinin bunu daha yakın bir tarihe çekebileceği fikrine katılıyor.
Petrol sektörü, iklim krizinden endişe duyan yatırımcılar tarafından zaten baskı altındaydı. Arkadiko Partners’da dünyanın en büyük yatırım yönetimlerine danışmanlık hizmetini sunan Colin Melvin, bu krizden sonra yatırımların, daha fazla sosyal fayda sağladığını düşünülen şirketlere doğru artacağını beklediğini belirtiyor.
Ancak bütün uzmanlar, petrol sektöründeki kaybın yeşil enerji ve iklim adına bir kazanç olduğunu düşünmüyor. Oxford Üniversitesi’nde enerji politikası profesörü Dieter Helm “Bu durum sadece petrolün piyasadaki payını daha uzun süre ayakta tutabilir çünkü daha ucuz. Bu da iklim açısından kötü bir haber olabilir” diyor.
Helm, koronavirüs krizinden yeşil bir ekonomik toparlanma sağlamanın hükümetlerin temkinli politika önlemleri alarak gerçekleşebileceğini söylüyor ve “Karbon vergisi bu noktada devreye giriyor. Şimdi tam zamanı” diye ekliyor.
Tarihi Bir Fırsat
Sadece G20 ülkeleri, koronavirüsün etkilediği ekonomiye, 5 trilyon dolar gibi muazzam teşvik paketleri sunuyor ancak bu bütçenin nasıl ve kimlere dağıtıldığı belirsiz. Avrupa Birliği liderleri acil durum önlemlerini Yeşil Düzen ile uyumlu hale getirme taahhüdünde bulunmuştu. Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Genel Müdürü Fatih Birol, seragazı emisyonlarını azaltan enerji teknolojilerine yatırım yapmak için “tarihi bir fırsat” olduğunu söylemişti.
Ancak ABD’nin 2 trilyon dolarlık, iklim krizine dair herhangi bir eylem içermeyen koronavirüs yardım paketinin 60 milyar doları, havayolu ve fosil yakıt şirketlerine gidiyor. Kanada hükümeti de petrol şirketlerini “desteklemek” adına, şirketlere kredi vereceğini açıkladı.
2008 ekonomik krizinden sonra, trilyon dolarların ekonomiyi yeşillendirmek için kullanılacağı ümit ediliyordu ancak fosil yakıtlar ve emisyonları giderek artmaya devam etti. Bond, “2008 krizinden günümüzün farkı, yenilenebilir enerji ücretlerinin artık fosil yakıtlardan düşük olması. Sürdürülebilir olmayan yüksek maliyetli fosil yakıt varlıklarının devam ettirilmesinin hiçbir anlamı yok” diyor.