24 hükümet, yerel yönetimler ve şirketlerden oluşan 111 üyeye sahip İngiltere ve Kanada liderliğindeki Powering Past Coal Alliance, birçok ülke kömür kullanımını artırdığı için taahhütlerini yerine getirmemekle suçlanıyor.
Bir çalışma, İngiltere hükümetinin dünyanın dört bir yanındaki ülkeleri ve işletmeleri elektrik üretimi için kömürü bırakmaya teşvik etme girişiminin bir etki yaratmadığını ve girişimin “yeşil badana” olarak değerlendirilebileceğini ortaya koydu.
24 hükümet, yerel yönetimler ve şirketlerden oluşan 111 üyeye sahip İngiltere ve Kanada liderliğindeki Powering Past Coal Alliance (PPCA), Boris Johnson’ın Kasım ayında Glasgow’da ev sahipliği yapacağı BM iklim görüşmelerine yönelik stratejisinin temel taşlarından birini oluşturuyor.
Üyelerin, Paris Anlaşması’nın hedeflerine ulaşmak için, gelişmiş ülkeler için 2030’dan önce, gelişmekte olan ülkeler için ise 2050’den önce kömürlü termik santralları ortadan kaldıracak bir yolda olduklarını göstermeleri gerekiyor.
Ancak sivil toplum kuruluşu Reclaim Finance, İngiltere ve Kanada da dahil olmak üzere bazı üyelerin, seragazı emisyonlarını artıracak ve küresel karbon bütçesini düşürmeye yardımcı olabilecek şekilde kömür kullanımını genişletmeye devam ettiğini keşfetti.
Reclaim Finance raporunun yazarı Paul Schreiber, “PPCA iyi niyetli olabilir, ancak amaca uygun değil. Doğru yapılırsa yardımcı olabilir, ancak bugün küresel karbon azaltımlarına yardımcı olmuyor. Üyelerin taahhütleri takip edilmiyor, finansal kurumlar için yeşil badan görevi görüyor” dedi.
İttifakın gereksinimlerinde boşluklar olduğunu söyledi. Örneğin Kanada, yurt içinde kömürü aşamalı olarak durdurmayı planlayarak kurallar dahilinde kalmasına rağmen, diğer ülkelerdeki elektrik santrallarında kullanılmak üzere kömür ihraç etmek için kullanılacak çok sayıda yeni kömür madeni geliştirmeye devam ediyor.
Schreiber ayrıca İngiltere’nin kamu soruşturmasına konu olan yeni kömür madeni planlarına da işaret etti. Mevcut gereksinimlerin uygulanması da yetersiz. Almanya, gelişmiş ülkeler için belirlenen sürenin çok ötesinde, 2038’de kömürden çıkış tarihi belirledi. Meksika, kömürle çalışan iki elektrik santralı ve büyük yeni kömür yatırımları inşa ederken, Senegal de kömürü genişletmeyi düşünüyor.
Bir İngiliz hükümet sözcüsü, “İngiltere, geçen yıl kömür kullanmadan 5000 saati aşan elektrik üretimiyle iklim değişikliğiyle mücadelede ve kömürü aşamalı olarak ortadan kaldırmada dünyaya liderlik ediyor. Bu taahhüdün bir parçası olarak, elektrik üretiminden hız kesmeden kömürden geçişi ilerletmek için Kanada hükümeti ile birlikte PPCA’yı başlattık. Kömürle çalışan tüm elektrik santrallarını Ekim 2024’e kadar ortadan kaldırma hedefimizi güçlendirmeyi planlıyoruz. Bu da 10 yıl içinde İngiltere’nin elektrik için kömüre olan bağımlılığını yaklaşık üçte birden sıfıra indireceği anlamına gelebilir” dedi.
Rapora göre, ittifaktaki bazı iş insanları da kömüre çeşitli biçimlerde destek vermeye devam ediyor. ABD emeklilik fonu Calpers, Eylül 2019’dan itibaren mevcut olan en son verilere göre kömüre yaklaşık 8 milyar dolar yatırım yapmış ve yatırım evi Schroders’in bu tür yatırımlarda 5 milyar dolardan fazla yatırımı bulunuyor.
Calpers’ın bir sözcüsü, “Kömür kullanan şirketlere yatırım yapıyoruz ve Climate Action 100+ aracılığıyla net sıfır hedefine doğru ilerliyoruz” dedi.
Bir Schroders sözcüsü ise “PPCA üyeliğimiz, iklim değişikliği tehdidi konusundaki endişelerimizi ve özellikle kömür endüstrisinin bu iklim sorununun ön saflarında yer aldığı görüşünü yansıtıyor. Küresel seragazı emisyonlarının düşmesi gerektiği açık, bu da en çok maruz kalan şirketlerin çoğunda yapısal değişiklikler gerektirecek” dedi.
Schreiber ise, PPCA deklarasyonundaki yasal boşlukların kapatılmasını ve 2040 itibarıyla kömürle çalışan enerjinin küresel olarak ortadan kaldırılmasını hedeflemek için bilimsel tavsiyeler doğrultusunda kömürden çıkış tarihlerinin öne çekilmesi çağrısında bulundu.