Bu sonbaharda Avrupa’nın bazı bölgelerinde görülen erken kar yağışları umutları yeşertti ancak son yılların deseni tekrar ederek yağmur ve karla karışık yağmur hüküm sürdü.
Guardian’daki habere göre, Fransız Alpleri’ndeki Morzine ve Les Gets kayak merkezlerindeki şiddetli yağışlar, tatil yerlerinin açılışının Noel’den iki gün öncesine kadar ertelenmesi anlamına geldi; bu da sektörün ve tatillerini planlamış milyonlarca turistin gözlerini umutla gözyüzüne dikti.
Ancak hiçbir dilek ve umut, dünyanın en popüler kayak destinasyonunu olan Alpler’in varlığını tehdit eden unsurların üstesinden gelmeyecek. Alpler’deki 30 milyar dolarlık sektör tehlike altında.
Bilim açık ve dikkatlice değerlendirilmiş hakemli raporlarda bir çok kez dile getirildi. Bu yılın son raporunda, küresel ısınmanın sanayi seviyelerinin 2 derece üzerine çıkması halinde, incelenen 28 Avrupa kayak beldesinin %53’ünün kar eksikliği nedeniyle çok yüksek risk altında olacağı belirtiliyor.
1961 ile 1990 yılları arasında ortalama her beş yılda bir görülen en zayıf kar örtüsü “kıt kar” olarak tanımlandı.
Eğer dünya genelinde 4 derecelik bir ısınmaya ulaşılırsa, kayak tesislerinin %98’i çok yüksek oranda kar örtüsü eksikliği riski altında olacak.
Başka bir çalışma, Alpler’deki kar örtüsünün son 600 yılda “benzeri görülmemiş” bir düşüş yaşadığını ve kar örtüsü süresinin artık 36 gün daha kısa olduğunu ortaya çıkardı.
Bazıları, küresel sıcaklıkların Paris Anlaşması tarafından belirlenen sınırlarda tutulması ve endüstrinin adapte olması durumunda kayak sporunun hayatta kalabileceği düşüncesine tutunuyor. tepki gösteriyor. Uluslararası Kayak Federasyonu’nun (FIS) sporun hayatta kalmasını sağlamak için attığı adımlar ise yetersiz bulunuyor.
FIS’in 2019’da, o dönemki başkanı Gian Franco Kasper’ın bir röportajda iklim değişikliği inkârcısı olduğunu açıklaması tartışmalara neden oldu. Kasper, çevrecilerle uğraşmaktansa diktatörlerle kaynaşmak istediğini belirtmişti.
Daha sonra Kasper görevinden ayrıldı ve yerine Johan Eliasch geçti. Ancak bu, federasyonun üzerindeki baskıyı azaltmadı.
Bu yıl 500 profesyonel kış sporu sporcusu, FIS’in iklim konusunda daha fazla eyleme geçmesi çağrısında bulunan bir mektup yayımladı. Kayakçıları haftadan haftaya Atlantik üzerinde ileri geri uçuşlar yapmaya zorlayan, gereksiz derecede büyük karbon ayakizleri yaratan bir yarışma programı olduğunu vurguladılar ve federasyona, değişen iklime saygı göstermek için sezonu daha geç açıp daha erken bitirmesi için çağrıda bulundular.
Bunu Ekim ayında, federasyonu iklim değişikliğiyle mücadele için daha fazla çaba göstermeye çağıran ve 35 binden fazla imza toplayan bir kampanya takip etti.
Kampanya ile, FIS’in kendi çevresel etkisini tam şeffaflıkla yayımlamasını, yarış takvimini en az bir ay ertelemesini, uçak seyahati gereksinimini azaltmasını ve hükümet düzeyinde iklim eylemi için politik etkisini kullanması isteniyor.
FIS, BM İklim için Spor Eylemi Çerçevesi’nin imzacılarından biri olarak karbon emisyonlarını 2030’a kadar %50 oranında azaltmayı taahhüt etti ve karbon ayakizini ölçeklendirirken en doğru tahmini sağlamak adına önümüzdeki kış sezonunda mümkün olduğunca veri toplayacaklarını açıkladı. Bunun yanı sıra FIS, sezonu bir hafta ertelediklerini ve daha fazla erteleme gerekip gerekmediğini belirlemek için gözlem yaptıklarını belirtti.
Dilekçenin arkasında yer alan Keep Our Winters UK’den Dom Winter, bilimin, eğer küresel emisyonlar azaltılırsa kayak sporunun devam edebileceğini gösterdiğini ve bunun kış sporları topluluğunda iklim eylemini motive ettiğini söyledi.
Winter, “Kış sporunun geleceği, önümüzdeki yıllarda emisyonları ne kadar hızlı ve güçlü azaltabildiğimize bağlı” dedi ve ekledi: “Elbette, 2 derecede daha alçak konumlu tatil köyleri büyük sıkıntı yaşayacak. Ancak Alpler’de hâlâ doğal kar olan yerler olacak, bu nedenle daha yüksek rakımdaki tatil köyleri hayatta kalabilir. Endişe, bunların ne kadar pahalı ve elitist hale gelebileceği.”
Winter, yapay olarak az miktarda kar üretmenin bazı tatil yerlerinin, özellikle de alçak rakımlıların ayakta kalmasına yardımcı olacağını söyledi ancak büyük miktarda kar yapımı, çok pahalı ve çok fazla enerji ve su kullanıyor.
Basel Üniversitesi tarafından yapılan bir araştırma, 1.800 ila 2.000 metrenin altındaki tatil yerlerinin alçak yamaçlarını terk etmek zorunda kalacağını ve yalnızca yüksek yamaçlarını açık tutmak için giderek daha fazla yapay kar kullanmaya ihtiyaç duyacağını ortaya çıkardı.
Yapay karın 100 gün boyunca kullanılması, su tüketimini yaklaşık 540 milyon litre artırıyor. Bu su kullanımı konusundaki rekabet nedeniyle tatil köylerinin yerel toplulukların suyunu gasp etmesine neden olabilir.
Araştırmaya göre, Fransız Alpleri’nde yapay kara bağımlılık nedeniyle su tüketimi 2100 yılına kadar dokuz kat artabilir.
Federasyon ise, yalnızca karbon dengeleme kullanılarak Paris Anlaşması’nın 1.5 derece hedefine ulaşmanın mümkün olacağını belirtti ve bunu başarmak için FIS Yağmur Ormanları İnisiyatifi’ni oluşturdu.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…