Global Energy Monitor’ün bu yıl dokuzuncusunu yayımladığı “Yükseliş ve Çöküş 2023: Kömürlü Termik Santralların Küresel Takibi” raporuna göre, Çin hariç hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde işletmede olan ve planlanan kömürlü termik santral sayısı azaldı.
Planlanan kömürlü termik santral kapasitesi önemli ölçüde azalmış olsa da, işletmedeki kömürlü termik santrallar yeterince hızlı bir şekilde kapatılmıyor.
Rapora göre, Paris Anlaşması’nın hedeflerine uymak için yılda ortalama 117 GW’lık kömürlü santralın kapatılması gerekiyor, bu da geçen yıl kapanan (26 GW) kapasitenin dört buçuk katına denk geliyor. Ayrıca yeni kömürlü termik santralların yapımı da durdurulmalı.
Rapora göre Türkiye, planlanan kömürlü termik santral kapasitesi bakımından Çin ve Hindistan’ın ardından dünyada üçüncü sırada yer alıyor.
2022 itibarıyla, Türkiye’nin proje stokunda yaklaşık 11 GW’lık kömürlü termik santral projesinin yer aldığı belirtilen raporda, bu projelerin tamamının finansman bulmakta zorlandığına ya da bir dizi yasal aksaklıkla karşılaştığına dikkat çekildi. Bu durumu kanıtlayan gelişmelerden biri de proje stokundaki 11 GW kömürlü termik santral kapasitesine karşılık Enerji Bakanlığı’nın Ulusal Enerji Planı’nda 2035 yılına kadar 3,2 GW’lık yeni kömürlü termik santral kapasitesi öngörmesi.
Paris Anlaşması’nı onaylayan Türkiye’de 2022 yılında açılışı yapılan tek santral, 1,3 GW’lık kapasiteye sahip Adana’nın Yumurtalık İlçesi Sugözü sahilinde faaliyete geçen Çin finansmanlı Emba Hunutlu kömür santrali.
Avrupa İklim Eylem Ağı (CAN Europe) Türkiye İklim ve Enerji Politikaları Koordinatörü Özlem Katısöz, mevcut proje stokunun büyüklüğüne rağmen, Türkiye’de bundan sonra yeni bir kömürlü termik santral açılmasının olası gözükmediğini söylerken, “Ne bunun için gerekli dış finansman var ne de yöre insanları yaşadıkları yerde termik santral istiyor. Ulusal Enerji Planı bile 2035 yılına kadar sınırlı kapasitede yeni kömürlü termik santral öngörüyor. Şimdi, Ulusal Enerji Planı’nın daha iddialı bir enerji dönüşümü için net bir politik ortam yaratacak şekilde revizyonuna ihtiyacımız var. Özellikle depremin ardından, Türkiye’nin önündeki yeniden inşa sürecinde, enerji verimliliği ve depolamaya odaklanarak rüzgar ve güneş enerjisine dayalı, herkes için güvenilir, sürdürülebilir ve uygun fiyatlı bir enerji sistemini inşa etmek yetkililerin öncelikli görevi olmalı” dedi.
Raporun diğer öne çıkan verileri şöyle:
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…