Ekonomi

“Kirletici Seçkin Topluluklar” ile Yoksulların Arasındaki Emisyon Uçurumu Büyüyor

Yeni veriler, bir ülkedeki zengin ve yoksulların emisyonları arasındaki farkın artık ülkeler arasındaki emisyon farklarından daha büyük olduğunu gösteriyor.

Yeni bir rapor, “nispeten küçük bir grup” zengin insanın emisyonlara orantısız bir şekilde katkıda bulunduğunu tespit etti.

İklim Eşitsizliği Raporu 2023‘ün sonuçları, “kirleteci seçkin topluluklar” ile nüfusun geri kalanı arasında büyüyen uçurumun bir başka kanıtı niteliğinde.

Yapılan analize göre, eğer küresel çapta zengin insanlar kendi emisyonlarını azaltırsa dünyanın en yoksulları refaha ulaşmak adına emisyonlarını artırabilecek alana sahip olabilir.

Çoğu küresel iklim politikası, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler arasındaki farka ve seragazı emisyonları için mevcut ve tarihsel sorumluluklara odaklanıyor. Ancak giderek artan sayıda çalışma, küresel olarak en yüksek gelire sahip kişilerden oluşan “kirletici seçkin toplulukların” yoksullara kıyasla yüksek oranda emisyona neden olduğunu gösteriyor.

Çalışma, gelişmiş ülkelerdeki düşük gelirli insanların iklim krizine daha az katkıda bulunduğunu, gelişmekte olan ülkelerdeki zengin insanların ise daha önce kabul edilenden çok daha büyük karbon ayakizine sahip olduğunu gösteriyor.

İklim Eşitsizliği Raporu 2023 başlıklı raporda, Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı ekonomistleri karbon emisyonlarının şu anda nereden geldiğini inceliyor. Dünya Eşitsizlik Laboratuvarı,  Thomas Piketty’in de dahil olduğu ekonomistler tarafından yönetiliyor.

Raporun tespitleri şu şekilde: “Ülkeler içindeki karbon eşitsizlikleri artık ülkeler arasındaki karbon eşitsizliklerinden daha büyük. Nispeten küçük bir grubun tüketim ve yatırım modelleri doğrudan veya dolaylı ancak orantısız bir şekilde seragazlarına katkıda bulunuyor. Ülkeler arası emisyon eşitsizlikleri devam ederken, küresel emisyonlardaki genel eşitsizlik artık çoğunlukla ülke içi eşitsizliklerle açıklanıyor.”

Rapor ayrıca, gelişmekte olan ülkelere verilecek iklim yardımının yeterli olmayacağını, gelişmekte olan ülkelerin yerel vergi sistemlerinde reform yapması gerektiğini ortaya koydu.

Yazarlar, aşırı kârlar üzerindeki beklenmedik vergilerin düşük karbonlu yatırımın finanse edilmesine yardımcı olabileceğini öne sürüyor.

Geçen yıl PIK Potsdam İklim Araştırmaları Enstitüsü tarafından hazırlanan bir makale, zenginleri vergilendirmenin düşük karbonlu bir ekonomiye geçişi finanse etmenin en iyi yollarından biri olduğunu ortaya koymuştu.

Çevreyi kirleten seçkin topluluklar konusunda yoğun bir şekilde çalışan Sussex Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler profesörü Peter Newell, raporun iklim kriziyle mücadele etmek için tüketim kalıplarının değişmesi gerektiğini gösterdiğini söyledi.

Newell, “Kirleten seçkin toplulukların iklim değişikliğine bu eşit olmayan katkılarını sağlayan tüketim ve yatırım kalıplarının sırasıyla azaltılması ve yeniden yönlendirilmesi gerekiyor. Bu çok büyük bir zorluk” dedi.

Önceki Haberler

COP29: Küresel İklim Finansmanı ve Eylemi için Alınan Kararlar

COP29, küresel iklim değişikliğiyle mücadelede belirli bir adım olmasına rağmen bazı kritik konularda ilerleme kaydedilemedi…

17 Ocak 2025

İklim Değişikliğinin Ekonomiye Etkisi Sarsıcı Olacak

Önemli risk uzmanlarının kalem aldığı yeni bir rapor, iklim krizine yönelik değerlendirmelerin ciddi etkileri göz…

17 Ocak 2025

Gediz Deltası için Doğa Zaferi: “ÇED Gerekli Değildir” Kararının Yürütmesi Durduruldu!

İzmir Gediz Deltası’nda yapılmak istenen Bölgesel Isıtma ve Termal Sağlık Amaçlı Jeotermal Kaynak Arama Projesi’ne…

17 Ocak 2025

Çevresel Riskler 10 Yıllık Risk Sıralamasını Domine Ediyor

2025 Küresel Riskler Raporu'na göre, devlet temelli silahlı çatışma, 2025 yılı için en önemli ve…

17 Ocak 2025

COP29’da Kilidi Açılan Karbon Piyasalarının Avantajları ve Türkiye

COP29 görüşmelerinde ilerleme özellikle karbon azaltım ve giderme projeleri ile kredilendirme ticaretini esas alan 6.4…

16 Ocak 2025

Şirketlerin İklim Planları Hazır Değil

İklim değişikliğiyle mücadelede yeşil ekonomiye doğru bir dönüşüm her geçen gün daha kaçınılmazken, küresel sanayinin…

16 Ocak 2025