Greenpeace Fransa’nın bilim insanlarıyla birlikte yaptığı gemi seferinde Amazon Resifi’nin yakınında yer alan Fransız Guyanası’nda ilk kez görüntülenen kambur balinaların üreme ve beslenme alanları BP’nin petrol sondajı tehdidi altında.
Greenpeace’in haberine göre, Greenpeace Fransa, bilim insanlarıyla birlikte yaptığı gemi seferinde Fransız Guyanası’nda ilk kez kambur balinaların üreme ve beslenme alanlarını görüntüledi. Amazon Resifi’nin yakınında yer alan bu bölge BP’nin petrol sondajı tehdidi altında.
Britanya enerji devi BP, Brezilya’nın kuzey kıyısında Amazon Resifi olarak bilinen bölgenin yakınında sondaj yapmak için lisans almaya çalışıyor. Bu bölgede meydana gelebilecek herhangi bir petrol sızıntısı yakındaki sulara ve Fransız Guyanası’nı da kapsayan habitata geri döndürülemez zararlar verebilir. Geçen sene Fransız şirketi Total’in Amazon Resifi yakınında almak istediği lisans reddedilmişti ancak BP’nin bu yıl içinde sondaja başlayabileceği söyleniyor.
Greenpeace ile araştırmayı ortak yürüten Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden (CNRS) deniz biyoloğu Olivier Van Canneyt,“Yaptığımız sefer bu bölgenin bazı türler için göç yolundan fazlası olduğunu kanıtladı. İlk kez tropikal balinaların burada beslendiğini gördük. Aynı zamanda kambur balinaları bebekleriyle görüntüledik. Bu durum bölgenin balinalar için aynı zamanda üreme ve beslenme alanı olduğunu kanıtlıyor. Fransız Guyanası suları bazı memelilerinin hayatta kalması için yaşamsal öneme sahip” dedi.
Bu bölge balinalar, deniz kaplumbağaları ve bazı diğer deniz hayvanları için aynı zamanda bir göç yolu. Bilim insanları, iki haftalık gemi gezisinde çok farklı deniz canlı türlerini de gözlemledi. Bunlar arasında megafauna, yelken balığı, Atlantik benekli yunus, yalancı orka, cüce katil balina, tropikal yelkovan gibi deniz kuşları da yer alıyor.
Greenpeace’in “Okyanusları Koru” kampanya sorumlusu Edina Ifticèneise “Böyle kritik bir alanda meydana gelebilecek herhangi bir petrol sızıntısı tüm çevre için geri dönüşü olmayan sonuçlar doğurabilir. Bulgular, bölgeyi koruma altına alabilecek Küresel Okyanus Anlaşması’nın ne kadar hayati bir öneme sahip olduğunu ortaya koyuyor” dedi.
Okyanuslar iklim değişikliği, aşırı avlanma, derin deniz madenciliği, petrol çalışmaları ve plastik kirliliği nedeniyle tarihte hiç olmadığı kadar büyük bir tehlike altında. Bilim insanları sucul yaşamı korumak ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak için 2030 yılına kadar okyanuslarımızın en az üçte birinin okyanus koruma alanları kapsamına alınması gerektiğini söylüyor. Birleşmiş Milletler’de (BM) kabul edilecek güçlü bir Küresel Okyanus Anlaşması, okyanusların korunmasını sağlayabilir. Küresel Okyanus Anlaşması’nın üçüncü müzakereleri BM’de 19-30 Ağustos aralığında gerçekleşti. Son toplantının ise 2020 yılında Nisan ayında yapılması planlanıyor.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…