Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) bugün yayımlanan son raporu, şimdiye kadarki en sert uyarısında bulunuyor: “Büyük iklim değişiklikleri kaçınılmaz ve geri döndürülemez.”
İklim bilimciler, insan faaliyetlerinin Dünya’nın iklimini binlerce veya yüz binlerce yılda “benzeri görülmemiş” şekillerde değiştirdiğini ve bazı değişikliklerin artık kaçınılmaz ve “geri döndürülemez” olduğu konusunda uyardı.
Önümüzdeki 10 yıl içinde, sıcaklıkların sanayi öncesi seviyelerin 1,5 derece üzerinde artmasının; 2015 Paris Anlaşması’nın amacının ihlal edilmesi, yaygın bir tahribat ve aşırı hava koşulları gibi sonuçlarının olması bekleniyor.
İklim bilimi konusunda dünyanın önde gelen otoritesi olan Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’ne (IPCC) göre, bu on yılda sera gazlarında yalnızca hızlı ve ciddi azaltımlar bu tür bir iklim felaketini önleyebilir.
1988’den bu yana IPCC’nin altıncı raporu olan, Pazartesi günü yayımlanan iklim biliminin kapsamlı değerlendirmesi, yüzlerce uzmanın çalışmalarını ve hakemli makale çalışmalarını sıralayarak sekiz yıldır hazırlanıyor. İklim değişikliğinin fiziksel temeli hakkında bugüne kadarki tam kapsamlı bilgileri temsil eden rapor, deniz seviyesindeki yükselmeler, eriyen buzullar, sıcak hava dalgaları, seller ve kuraklıklar dahil olmak üzere iklimdeki hızlı değişikliklerin nedeninin “kesin olarak” insan faaliyetleri olduğunu buldu.
Dünya liderleri, çarpıcı bulguların küresel ekonomiyi düşük karbonlu bir temele kaydırmak için acilen yeni politika önlemlerini zorlaması gerektiğini söyledi. 197 ülkeden hükümetler, COP26 BM iklim görüşmeleri için bu Kasım ayında Glasgow’da bir araya gelecek.
Her ülkeden, seragazı emisyonlarını küresel ısınmayı endüstri öncesi seviyelerin en fazla 1,5 derece üzerinde sınırlandıracak yeni planlarla, Paris Anlaşması’nın amacı ve IPCC’nin vurguladığı bir hedefle COP26’ya gelmeleri isteniyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, yeni kömür santrallarına ve yeni fosil yakıt arama ve geliştirme faaliyetlerine son verilmesi ve hükümetlerin, yatırımcıların ve işletmelerin tüm çabalarını düşük karbonlu bir geleceğe aktarmaları çağrısında bulundu. “Bu rapor, gezegenimizi yok etmeden önce, kömür ve fosil yakıtlar için bir ölüm çanı çalmalıdır” dedi.
COP26’ya ev sahipliği yapan Birleşik Krallık başbakanı Boris Johnson ise, “Bugünün raporu net bir okuma sağlıyor ve önümüzdeki 10 yılın gezegenimizin geleceğini güvence altına almak için çok önemli olacağı açık… Kritik COP26 zirvesi için Kasım ayında Glasgow’da bir araya gelmeden önce dünyanın harekete geçmesi için bir uyandırma çağrısı niteliğinde” dedi.
ABD Başkanı Joe Biden’ın özel elçisi John Kerry ise “IPCC raporu, bu anın ezici aciliyetinin altını çiziyor. Küresel ısınmayı 1.5 derece ile sınırlandırma olanağı ortadan kalkmadan önce dünya bir araya gelmeli… Glasgow bu krizde bir dönüm noktası olmalı” diye konuştu.
IPCC, 1850-1900 döneminden bu yana sıcaklıkların yaklaşık 1,1 derece arttığını, ancak ısınmayı 1,5 derecede sınırlandırmanın hâlâ mümkün olduğunu söyledi. Bu ısınma seviyesi yine de artan sıcak hava dalgaları, daha yoğun fırtınalar ve daha ciddi kuraklık ve sellerle sonuçlanacak, ancak 2 dereceye kıyasla çok daha az bir riski temsil edecek.
Sivil toplum grupları hükümetleri gecikmeden harekete geçmeye çağırdı. Greenpeace İngiltere’nin başbilimcisi Doug Parr, “Bu, bilim insanları tarafından iklim krizinin ciddiyeti konusunda uyarılan ilk nesil dünya liderleri değil, ancak onları görmezden gelmeyi göze alabilecek son kişiler. Son aylarda dünyanın birçok bölgesini kavuran ve sular altında bırakan iklim felaketlerinin artan sıklığı, ölçeği ve yoğunluğu geçmişteki eylemsizliğin bir sonucudur. Dünya liderleri nihayet bu uyarılara göre hareket etmeye başlamadıkça, işler çok, çok daha kötü olacak” dedi.
Dünya, ısınmayı 1,5 derece ile sınırlandırmayı başarsa bile, halihazırda trend olan ısınmanın bazı uzun vadeli etkilerinin kaçınılmaz ve geri döndürülemez olması muhtemel. Bunlar arasında deniz seviyesinin yükselmesi, Arktik buzunun erimesi ve okyanusların ısınması ve asitlenmesi sayılabilir. IPCC bilim insanlarına göre, emisyonlardaki ciddi azaltımlar daha kötü iklim değişikliğini engelleyebilir, ancak dünyayı geçmişteki daha ılımlı hava modellerine geri döndürmeyecek.
Reading Üniversitesi’nde iklim bilimi profesörü ve IPCC’nin başyazarı Ed Hawkins “Daha sık ve aşırı hava olayları dahil olmak üzere iklim değişikliğini zaten yaşıyoruz ve bu etkilerin çoğu için hiçbir geri dönüş yolu bulunmuyor” dedi.
Imperial College London, Grantham Enstitüsü araştırma direktörü ve IPCC başyazarı Joeri Rogelj ise, 1,5 derecenin altında kalmak için hâlâ zaman varken, bu raporun IPCC’nin son raporu olma ihtimalinin yüksek olduğunu ekledi. “Bu rapor, 1.5 dereceye ne kadar yakın kalabileceğimizi, içinde yaşadığımız iklimin ne kadar arzu edilebilir olduğunu ve 1.5 derecede kalabileceğimizi gösteriyor, ancak sadece önümüzdeki 10 yılda emisyonları kesersek” dedi.
Raporun ardından gelecek yıl iki bölüm daha yayımlanacak: İkinci bölüm iklim krizinin etkilerine odaklanacak ve üçüncüsü potansiyel çözümleri detaylandıracak. Rapor üzerindeki çalışmalar, yayımlanmasını birkaç ay geciktiren ve bilim insanlarını ağırlıklı olarak çevrimiçi ve video konferans yoluyla işbirliği yapmaya zorlayan COVID-19 salgını sebebiyle engellendi.