Küçük ada devletleri, zengin ülkeleri sert bir şekilde eleştirirken, eylemsizliğin bedelini, neredeyse hiçbir katkıları olmadığı halde, ilk elden kendilerinin ödediğini söyledi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, fosil yakıt endüstrisine yönelik öfkeli suçlamalara tanık olunan iklim zirvesinde, iklim krizinin daha da kötüleşmesine izin vererek insanlığın “cehennemin kapılarını açtığı” konusunda uyardı.
Guterres, en yoksul ulusların öfkelenmeye hakkı olduğunu söylerken, “Neden olmadıkları bir krizinden en çok acı çekenler oldukları, vaat edilen finansman gerçekleşmediği ve borçlanma maliyetleri çok yüksek olduğu için kızgınlar” dedi.
Guterres, dünya çapında giderek kötüleşen sıcak hava dalgaları, sel ve kontrol edilemeyen yangınlar nedeniyle “insanlığın cehennemin kapılarını açtığını” ve sanayi öncesi döneme kıyasla 2,8 derecelik küresel ısınmanın insanlığı “tehlikeli ve istikrarsız” bir geleceğe sürüklediğini söyledi: “İnsanlığın geleceği bizim elimizde. Tempoyu artırmalı, planları eyleme dönüştürmeli ve gidişatı değiştirmeliyiz.”
Zirve, fosil yakıt endüstrisine yönelik bazı ateşli suçlamaları içerdi. Bu, diğer BM forumlarında benzer eleştirileri susturan önceki diplomatik yaklaşıma bir tezat oluşturuyordu.
Şili Devlet Başkanı Gabriel Boric, dünyanın fosil yakıtları terk etmesi gerektiğini söylerken büyük şirketlerin “yeşil badana” uygulamasını eleştirdi. Pasifik ada ülkesi Tuvalu’nun başbakanı Kausea Natano ise, deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle ciddi risk altında olan ülkesi için çağrıda bulundu: “Fosil yakıtlara ne kadar uzun süre bağımlı kalırsak, karşılaşacağımız etkiler de o denli güçlü olur” dedi.
Diğer bazı gelişmekte olan ve küçük ada devleti liderleri de, zengin ulusların vaat edilen 100 milyar dolarlık iklim yardımını sağlama konusunda ilerleme kaydedememesinden ve daha şiddetli fırtınaların olduğu bir dünyaya uyum sağlamak için gereken altyapıyı oluşturmak için makul oranlarda finansman sağlamanın zorluklarından yakındı.
Barbados Başbakanı Mia Mottley, “Bu gezegeni korumak için gereken eylemlerin son aşamasındayız ve ne yazık ki herkesin bunu anladığını düşünmüyorum” dedi ve şöyle devam etti:
“Neden olmadığımız bir şey için dayanıklı bir altyapı inşa etmek amacıyla borçlanmayı artırmamızı istemeniz ve aynı zamanda gerekli sorumlulukları üstlenmeyen bir kayıp ve zarar fonuna sahip olduğunuzdan emin olmak istediğinizi görmeye devam etmek acı verici. Bu vicdansızlıktır ve neredeyse insanlığa karşı işlenen bir suçtur.”