Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) düzenlediği Doğa ve İklim Söyleşileri’nin ikinci konuşmacısı Berlin Doğa Tarihi Müzesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Emrah Çoraman oldu. “Antroposen’in Geleceği: İklim Değişirken Genler, Türler, Ekosistemler” başlıklı söyleşide konuşan Çoraman, “İnsan tarafından yapılan doğa tahribatı ve iklim değişikliği türlerin yok oluş hızını arttırdı, bu da altıncı büyük yok oluşa neden oluyor” dedi.
Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi’nin (İPM) doğa koruma ve iklim değişikliği alanında çalışan araştırmacı, akademisyen ve sivil toplum gönüllülerini buluşturan Doğa ve İklim Söyleşileri’nin ikincisi “Antroposen’in Geleceği: İklim Değişirken Genler, Türler, Ekosistemler” başlığı altında geçtiğimiz Pazartesi günü (18 Şubat 2019) gerçekleşti. Çevre ve iklim alanlarını çok disiplinli bir anlayışla buluşturmak amacıyla düzenlenen Doğa ve İklim Söyleşileri, farklı konuşmacılarla iki ayda bir yapılıyor.
Doğa ve İklim Söyleşileri’nin ikinci konuşmacısı, Berlin Doğa Tarihi Müzesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak görev yapan Emrah Çoraman oldu. Uzmanlık alanı yarasalar ve mağara ekosistemleri olan ve türlerin evrimsel tarihini araştıran Çoraman; evrim, iklim, türlerin gelişimi ve yok oluşu, insanların doğaya ve biyolojik çeşitliliğe etkisi ve en önemlisi de Antroposen Çağ’dan bahsetti.
IPM’den Ümit Şahin’in moderatörlüğünde gerçekleşen söyleşide Çoraman, “İnsan tarafından yapılan doğa tahribatı, türlerin yok oluş hızını arttırdı. Soyu tükenen türlerin sayısı o kadar hızlı artıyor ki, bilim insanları bunun altıncı büyük yok oluşa neden olacağını düşünüyor. İşin daha da can alıcı kısmı, şu andaki gidişatta iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin henüz tam olarak devrede olmaması. Yakın gelecekte iklimin daha da ısınması, canlı türlerinin büyük kısmını ortadan kaldırabilir” uyarısında bulundu.
[bctt tweet=”İnsanların olduğu ve olmadığı coğrafyalar arasında ciddi farklar olduğunu belirten Emrah Çoraman, insansız coğrafyalarda stabil bir dengede bulunan biyolojik çeşitliliğin insanların bölgeye gelmesi ile ciddi bir düşüş yaşadığını söyledi.” username=”iklimhaber”]Çoraman, insan kaynaklı iklim değişikliğinin pek çok canlı türünün yaşayabilmesi için uygun koşulları ortadan kaldırdığını ifade ederek, “İklim değişikliği, neredeyse bazı tür hayvanların keşfedilmesinden iki hafta sonra yok olmasına neden oluyor. Memeli ve kuşlarda bu kayboluşun daha çok farkına varıyoruz. Kayboluşlarının farkına varamadığımız böcek amfibiler ise besin zincirinin bozulmasına neden oluyor. Biyoçeşitliliği korumak zorundayız” dedi.
Hemen Panik Olmamız Gerekiyor
Biyocoğrafya üzerine çalışmalar yürüttüğünü ifade eden Çoraman, geçmişte yaşanan çevre koşullarındaki değişimlerin türleri nasıl etkilediğini anlattığı konuşmasında günümüzdeki iklim değişikliğinin de türleri nasıl etkilemekte olduğuna dair örnekler sundu. Çoraman, söyleşide, kendi araştırmaları ve çalıştığı doğa tarihi müzesindeki deneyimlerinden yola çıkarak altıncı büyük yok oluş ve iklim değişikliği konularını aktardı ve yok oluşu durdurmanın yollarını tartışmaya açtı.
İnsanların olduğu ve olmadığı coğrafyalar arasında ciddi farklar olduğunu belirten Çoraman, insansız coğrafyalarda stabil bir dengede bulunan biyolojik çeşitliliğin insanların bölgeye gelmesi ile ciddi bir düşüş yaşadığını söyledi.
Biyolojik çeşitliliğe olan etkimizin geçen bin yıllar boyunca arttığını, sanayi devrimi ile başlayan Antroposen Çağ’da ise sürdürülebilir olmayan seviyelere ulaştığını belirten Çoraman durumun vahametini bazı istatistikler ile anlattı. Çoraman, Antroposen Çağ’ın en açık belirtileri olarak insanların ortaya çıkışından itibaren yabani memelilerin %83’ünün, deniz memelilerinin %80’inin ve bitkilerin %50’sinin yok olması örneklerini verdi. Çoraman, insanların doğaya artan müdahalesinin yeryüzünde çok büyük değişiklere yol açması ile tanımlanan Antroposen Çağı’nın daha da çarpıcı bir belirtisi olarak bugün dünyada yaşayan memeli hayvan kütlesinin %60’ının çiftlik hayvanı, %36’sının insan ve sadece kalan %4’ün doğada yaşayan yaban hayvanları olduğunu belirtti.
Yaşayan Gezegen Endeksi’nin verilerinden bahseden Çoraman, “Türlerin azalma sebepleri inceleyen endekse göre şu ana kadarki yok oluşlarda iklim değişikliğinin etkisi %7 seviyesinde, yani iklim değişikliğinin etkisi henüz birinci sıralarda olmasa da büyük bir yok oluş meydana geliyor. Bu, önümüzdeki yıllarda küresel ısınmanın etkisiyle yok oluş sürecinin giderek hızlanacağı anlamına geliyor” dedi.
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…
Çatışmalardan etkilenen bir grup ülke, halklarının karşı karşıya olduğu doğal afet ve güvenlik krizleriyle mücadele…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan ve komşuları hâlâ büyük ölçüde fosil yakıtlara bağımlı ancak yenilenebilir…
COP29'a ev sahipliği yapan Azerbaycan, 2229 kişiyle zirvede en büyük delegasyona sahip ülke olarak kaydedildi.…
Fosil yakıt lobicileri COP29’da iklim açısından en hassas ülkelerin delegasyonlarını gölgede bıraktı; zirveye iklim açısından…