Yeni bir ankete göre, insanların yaklaşık üçte biri iklim değişikliği korkuları nedeniyle önemli kararlarını ertelemeyi düşünüyor.
İklim krizi büyüdükçe, geleceğin nasıl olabileceğini hayal etmek zor olabilir. Bu belirsizlik ve çevrenin bozulmaya devam edeceği korkusu insanların kararlarını da etkiliyor.
Araştırma şirketi Elabe ile su, atık ve enerji yönetimi şirketi Veolia tarafından 25 ülkede 25 bin kişiyle yürütülen yeni bir anket, bu endişenin boyutunu ortaya koyuyor.
Dünya sakinlerinin %30’u gelecekle ilgili kaygı duyuyor, “sıklıkla” iklim değişikliğini düşünüyor ve çocuk sahibi olmakgibi uzun vadeli hedeflerinden vazgeçmeyi planlıyor.
Ankette, “Bu sayı, Polonya, Endonezya, Japonya, Brezilya, Şili, Kolombiya, Meksika’da %33’ün üzerine ve Hindistan’da %58’e kadar çıkıyor” yazıyor.
ABD’de, ankete katılanların %25’i bu şiddetli eko-endişenin etkisini hissetti.
Eko-kaygı, gezegenin geleceği hakkında stres ve korku duygularını ifade ediyor.
Şiddetli hava koşulları daha sık hale geldikçe ve manşetler yoğun sel, yangın ve kuraklık haberleriyle doldukça bu yaygın bir duygu haline geliyor.
Anket, iklim değişikliğinin insanların hayat planları üzerinde de büyük bir etkisi olabileceğini ortaya koyuyor.
Ancak, anket iklim eylemi için de artan bir destek olduğunu ortaya koyuyor.
Artık dünya sakinlerinin %75’i iklim değişikliğine insanların neden olduğuna inanıyor.
Bu büyük çoğunluk, sonuçlarını azaltmak için toplu eyleme inanıyor: %55, teknolojik çözümler uygulamanın yanı sıra yaşam biçimimizi de değiştirmemiz gerektiğini düşünüyor.
Dünya nüfusunun %67’si, iklim değişikliği ve kirliliğin sonuçlarının, ekolojik dönüşüm için gerekli yatırımlardan daha pahalıya mâl olacağına inanıyor.
Nüfusun %60’ı da geleceğin bizim elimizde olduğuna inanıyor.
Bu kitle desteğine duyulan ihtiyaç bundan daha acil olamazdı. Son araştırmalar, Dünya’nın küresel ısınmayı geri döndürülemez bir şekilde hızlandırabilecek tehlikeli “devrilme noktalarının” eşiğinde olduğunu ortaya koydu.
İnsanların dörtte üçü, iklim değişikliğinin insanlardan kaynaklandığını kabul etse de, bu inanç eşit şekilde yayılmıyor.
Hollanda, Finlandiya, ABD, Nijerya, Avustralya, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan en yüksek inkar etme yüzdesine sahip.