Araştırmacılar, iklimin insan kaynaklı faaliyetlerle ısınmasının küresel olarak aşırı yağış olaylarında önemli bir faktör olduğunu söylüyorlar.
Bir araştırmaya göre, seragazı emisyonları ve arazi kullanımı değişikliği gibi insan faaliyetleri, dünya çapında sel ve toprak kayması gibi aşırı yağış olaylarında önemli bir faktör.
Son yıllarda, çok sayıda sel ve toprak kayması vakası yaşandı. Belirli bir bölge için normal olanı aşan miktarda yağış veya kar yağışı bu tür olayların nedeni olabilir.
El Nino gibi iklimdeki doğal değişiklikler de yağışı etkiliyor. Ancak, Nature Communications’da yeni yayımlanan en son modelleme çalışması gibi araştırmalar seragazı emisyonları ve arazi kullanımı değişiklikleri gibi iklimi etkileyen insan eylemlerinin aşırı olayların olasılığına ve ciddiyetine katkıda bulunup bulunmadığını daha iyi anlamayı hedefliyor.
Çalışmada, UCLA araştırmacıları, antropojenik etkinin – iklimde insan kaynaklı değişikliklerin – aşırı yağışları etkileyip etkilemediğini incelemek için küresel iklim kayıtlarına baktılar. Araştırmacılar, gözlemlenen yağışların çoklu veri setlerini inceleyerek küresel bir resim oluşturabildiler ve hepsinde aşırı yağışı etkileyen insan faaliyetine dair kanıtlar buldular.
Başaraştırmacı Gavin Madakumbura, ” İnsan eyleminin yağış düzenlerinde neden olduğu değişiklikleri belirlemek hayati önem taşıyor. Su kaynaklarını yönetmemize ve iklim değişikliğine karşı uyum önlemlerini planlamamıza izin veriyor” dedi.
Şimdiye kadar, bu alandaki çalışmalar küresel olarak uygulanmak yerine sadece ülkelerle sınırlanmıştı. Ancak araştırma ekibi, küresel bir veri seti oluşturmak için makine öğrenimini (machine learning) kullandı.
İnsan kaynaklı iklim değişikliği, dünyanın sıcaklığının artmasına neden oluyor. Farklı mekanizmalar, daha yüksek sıcaklıkları aşırı yağışa bağlıyor. Madakumbura, “Dünyadaki çoğu bölge için [aşırı yağışa neden olan] baskın mekanizma daha sıcak havanın daha fazla su buharı tutabilmesidir. Bu da, fırtınaları körüklüyor” dedi.
Bölgesel farklılıklar olsa ve bazı yerler daha kurak hale gelse de Met Office verileri tüm dünyada yoğun yağışların arttığını, yani yılın en yağışlı günlerinin yoğunlaştığını gösteriyor. En uçtaki yağış değişikliği değerleri de -çok yoğun yağış günlerinin sayısı – başka bir problem. Bu kısa, yoğun yağış dönemleri, altyapı ve çevre üzerinde yıkıcı etkileri olan ani sellere neden olabilir.
Oxford Üniversitesi’nde kıdemli bir araştırma görevlisi olan ancak çalışmaya dahil olmayan Dr. Sihan Li, “Endüstri öncesi seviyelere kıyasla zaten 1,2 derecelik bir ısınma gözlemliyoruz. Isınma artmaya devam ederse, daha yoğun aşırı yağış olayları ve aynı zamanda aşırı kuraklık olayları da yaşayacağız” dedi.
Li, çalışmada kullanılan makine öğrenimi yönteminin son teknoloji olmasına rağmen, şu anda antropojenik aerosoller, arazi kullanımı değişikliği veya volkanik patlamalar gibi aşırı yağışları etkileyebilecek bireysel faktörlerin atfedilmesine olanak tanımadığını söyledi.
Çalışmada kullanılan makine öğrenimi yöntemi, yalnızca verilerden elde edildi. Madakumbura, gelecekte iklim fiziğini algoritmaya uygulayarak bu öğrenmeye yardımcı olunabileceğini, böylece sadece aşırı yağışın değişip değişmediğini değil, aynı zamanda mekanizmaların neden değiştiğini de öğrenebileceğimiz belirtti ve “Bir sonraki adım bu” dedi.