Bir anket çalışmasına göre, Birleşik Krallık halkı hükümetin koronavirüs karşısında aldığı ciddi önlemleri iklim değişikliği karşısında da almasını istiyor. Kamuoyunun kararlı tavrının hükümeti harekete geçirip geçirmeyeceği ise merak konusu.
Haber: Jon Stone
Çeviri: Çisil Sevinç
Yürütülen bir anket çalışmasına göre, katılımcılar hükümetin iklim değişikliği karşısında mücadele ederken koronavirüs krizinde olduğu gibi radikal politikalar düzenlemesi gerektiğini düşünüyor.
Opinium tarafından yürütülen anket, halkın %48’inin iklim değişikliği önlemlerini COVID-19’da uygulanan seviyede beklediğini, %28’inin ise buna karşı çıktığını belirtti.
Çevrecilere göre, anket sonuçları hükümetin iklim krizi önlemlerini sıkılaştırması için yeşil ışık yakmalı ancak siyasetçiler hâlâ kamu görüşünden uzak.
Anket sonuçları aynı zamanda halkın iklim değişikliği ile mücadeleyi daha ciddiye aldığını da ortaya koyuyor.
Birleşik Krallık’ın net sıfır karbon taahhüdü var ancak ülkenin kendi İklim Değişikliği Komitesi bile mevcut önlemlerin geçerli hedefe ulaşmak için yeterli olmadığı konusunda uyarılarda bulunuyor.
Yeşil Milletvekili Caroline Lucas, anketi başlatan Compassion in Politics Podcast’e, “Anket rakamları gerçekten heyecan verici. Hükümetin iklim kriziyle mücadelesinde beklenenden çok daha istekli olması gerektiğini gösteriyor. Genellikle halkın nasıl tepki vereceğinden emin olamadıkları için atacakları adımlardan emin olamıyorlar. Bu anket, halkın siyasetçilerden çok daha ileride olduğunu gösteriyor ve siyasetçilerin temiz stratejiler edinmesi gerekliliğini ortaya koyuyor. Bu anket konusunda çok heyecanlıyım, umarım iklim eylemini ileri boyutlara taşır” şeklinde konuştu.
COVID-19 krizi, geçici olma ihtimali de olsa, karbon emisyonlarında büyük düşüşler meydana getirdi. Araştırmalara göre, ekonomik faaliyetlerdeki durgunluk ve işlerin dijital ortama taşınması sonucu tarihteki en büyük emisyon azalımı yaşandı.
CarbonBrief’de Çarşamba günü (15 Nisan) yayımlanan bir araştırmada, küresel salgının bu sene 2,000m ton CO2 (MtCO2) azaltımına neden olabileceği saptandı.
Kriz aynı zamanda içinde bulunduğumuz mücadelenin ne kadar zorlu olduğunu da ortaya koyuyor. Azalan emisyonların küresel düzeydeki toplamı %5.5’e tekabül ediyor ancak bilim insanlarına göre küresel ısınmayı 1.5 derece seviyesinin altında tutabilmek için bu oranın yılda %7.6 olması gerekiyor.
Compassion in Politics direktörlerinden Jeniffer Nadel, “Halk, iklim değişikliği ile mücadele etme konusunda hükümetten çok daha ileride. Siyasetçiler halkın yönlendirdiği noktaya doğru hareket etmeli. Bu anket Birleşik Krallık hükümetinin iklim eylemini ileriye taşıması ve çok daha büyük düşünmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Kamuoyunun COVID-19’a yanıtı, zorluklar karşısında insanların birbirini düşünerek hareket edebileceğini gösterdi. Aynı ruh hali, yaratıcılık ve kararlılıkla iklim çöküşünü durdurmalı ve onarımını sağlamalıyız. Bu kriz, hükümetin ekonomik kaldıraçları kullanarak iklim değişikliği sorunuyla ilgilenebileceğini gösterdi. Karbon yoğun endüstrileri kurtarmak yerine, yeşil yeni düzene yatırımlar yapılabilir ve böylece Birleşik Krallık’ın bu krizden daha dirençli ve adil bir toplumla çıkması sağlanabilir” ifadelerini kullandı.
Yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.
BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…
İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…
G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…
Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…
Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…
UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…