;
Politika

İliç’teki Facianın Yankıları Sürüyor: “Tehlike İliç ile Sınırlı Değil”

iliç

Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Maden’inde yaşanan göçük sonrasında uzmanlar tehlikenin İliç ile sınırlı olmadığını söylerken, madenin Fırat Nehri’ne olan yakınlığına dikkat çekiyorlar.

Erzincan’ın İliç ilçesinde Kanada-ABD ortaklığındaki Anagold Madencilik ile Çalık Holding’in ortağı olduğu Çöpler Altın Madeni’nin bulunduğu geniş bir alanda toprak kayması meydana geldi. Yaklaşık 10 milyon metreküp toprak, 200 metrelik yamaçtan hızla aşağı doğru aktı. Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, göçük altında işçilerin olduğunu belirtirken; CHP İliç İlçe Başkanı Mesut Güz, ailelerin tespitleriyle 10-15 işçinin öldüğünü iddia etti. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, olayla ilgili 4 cumhuriyet savcısının görevlendirildiğini açıkladı. İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ise göçük altında 9 işçinin kaldığını duyurdu.

9 İşçi Göçük Altında, 4 Kişi Gözaltına Alındı 

Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde meydana gelen ve 9 işçinin göçük altında kaldığı belirtilen faciayla ilgili saha sorumlusu dört kişi gözaltına alındı. Bölgedeki arama kurtarma çalışmaları sürüyor. Ancak henüz bir sonuç alınmış değil. AFAD, JAK, TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü, madenciler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan 339’u arama kurtarma, toplam 827 personel alanda görev yapıyor.

Yağışlı Hava Riski Artıracak

Meteoroloji 12’nci Bölge Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre, ekiplerin aramalarını sürdürdüğü İliç’te bugün yağmur yağışı bekleniyor. Uzmanlar, şiddetli yağış halinde kayan kütleyle birlikte büyük miktarda siyanürün Fırat Nehri’ne karışabileceğini, bu durumun ise bir doğa felaketine yol açacağını belirtti.

“Tehlike İliç ile Sınırlı Değil” 

Yaşanan felaketin sonuçlarına ilişkin konuşan Avukat Barış Yıldırım, daha önce birkaç defa uyarıda bulunduklarını söyledi ve yaşanan felaketin İliç ile sınırlı kalmayacağını ekledi: “Madenin içinde büyük bir göçük oluştu. Göçüğün yaşandığı bölge siyanürden sonra açığa çıkan topraktan oluşuyor. Kayıyor ve pek çok işçi göçük altında alıyor. Ağır kimyasaldan söz ediyoruz. Hem siyanür hem de sülfürik asit gibi kimyasallar taşıyor. Buranın Fırat Nehri’ne yakın olması ciddi bir problem yaratmış durumda. İliç ile sınırlı değil tehlike.”

“ÇED Olumlu Raporların Etap Etap Alınması Hukuka Uygun Değil”

Maden tesisinin aldığı ÇED raporlarına ve buna karşın verilen hukuki mücadeleye değinen Yıldırım, şu şekilde devam etti; “Munzur Havzasında olan bu bölge önemli bir doğal alan. Koruma altında olan pek çok canlı yaşıyor. Florası da oldukça zengin. Munzur Çayı’nın kaynağı olan Munzur Gözeleri’ne de kuş uçuşu 25 km uzaklıkta. Daha önce ÇED olumlu raporu verildi. 2016 yılında bu kararın iptali için Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı’na dava açtık ve iptaline dönük karar aldık. Yani düşünün siyanür kullanılan bir işletme için ÇED gerekli değil deniliyor. Büyük bir vahamet var. Devamında tekrar ÇED olumlu raporu aldılar. Daha sonra kapasite artırımı için bir ÇED olumlu raporu daha alındı. ÇED kararını parça parça alıyorlar. Ruhsat sahasının tümünü değerlendirmiyorlar. Bu yapılmıyor, etap etap beyan ediliyor. Bu hukuka uygun değil.”

Yıldırım, işletmenin derhal kapatılması gerektiğini sözlerine ekledi: “Biz en son Türkiye Barolar Birliği adına 13 Nisan 2022 tarihinde bölgede yapılan keşfe katıldık. Buradaki izlenimleri raporlaştırdık. Dikkat çektiğimiz tehlikeler vardı. Aynı yılın Haziran ayında borunun patlaması sonucu 20 ton siyanür aktı. Şimdi de heyelan oldu. Sıklıkla dikkat çektik buna. Ama önlem alınmadı. İşletmenin derhal kapatılması lazım.”