Politika

İliç’te Siyanür Endişesi Artıyor: “Sudan Korkar Hale Geldik”

13 Şubat’ta Erzincan İliç’te, Çöpler Kompleks Altın Madeni’ndeki siyanür ve ağır metaller içeren yığın liçi alanında kayma meydana gelmişti. Siyanür sızıntısı şüphelerinin bulunduğu bölgede yerel halk süt ve peynirlerini satamazken, bölgedeki doğal su kaynaklarına endişe ile yaklaşılıyor.

Erzincan İliç’te Anagold Madencilik’in işlettiği maden ocağında meydana gelen facianın üzerinden 7 gün geçti. ANKA’nın haberine göre, göçük altındaki 9 işçinin çıkarılması için bekleyiş sürerken bölgede siyanür sızıntısı iddiaları madenin yakınındaki köylüleri tedirgin etmeye devam ediyor.

Maden alanına 11 km uzaklıkta hayvancılıkla geçinen Bağıştaş köylüleri, siyanür tehlikesi nedeniyle süt ve peynirlerini satamadıklarından yakındı. Kemal Yıldırım “Ben süt satmayla geçinen bir insanım. Bu patlamadan sonra benden süt isteyen yok. Memuru, jandarması herkes benden süt alırdı şu anda yok. Burası vatanımız, göçecek yerimiz yok. Benim de oğlum Çiftay’da (taşeron maden şirketi) çalışıyor” dedi.

Kayacık köyünden Ahmet Temel ise “Geçen gün bizim orada binlerce balık öldü. 50 metre baraja benim evim. Doğru dürüst meyve alamıyoruz. Dağdan gelen bir su ondan bile korkuyoruz” diye konuştu.

Maden Kazasının Üzerinden Bir Hafta Geçti

Çalık Holding’in ortağı olduğu Anagold Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Erzincan’ın İliç ilçesindeki Çalık Çöpler Altın Madeni’nde 13 Şubat saat 14.28’de madende kimyasal madde karışımlı liç yığınının kaymasıyla beraber 9 işçi göçük altında kaldı. Olayın üzerinden 7 gün geçti. Ailelerin toprak altında kalan yakınlarının çıkarılması için bekleyişi sürüyor.

Maden sahasına 9 km uzaklıktaki Bağıştaş köyü de madenden olumsuz etkilendi. Geçimini hayvancılıkla sağlayan köylüler siyanür tehlikesi nedeniyle süt ve peynirlerini satamadıklarından yakınıyor. Siyanür iddiasıyla içme suyunu kullanamayan Bahçecik köyü de Bağıştaş köyünün mezrası, iki köy karşı karşıya. Bahçecik ve Bağıştaş köyleri meraları ortak kullanıyor. Maden şirketinin meraları madene açmasının ardından Bağıştaş’taki hayvancılık da etkileniyor.

“Benden Süt İsteyen Yok”

Bir köylü “Mera mı kaldı, her yeri çepeçevre sardılar. Dağı taşı gördün. Madenden gelirimiz, torpilimiz yok. Millet parayı düşünüyor. ‘Para gelsin ne olursa olsun’ diyor. Orada 9 kişi yatıyor ne oldu? Para… para…” diye konuşurken Bağıştaş’ın mezrası olan Bahçecik köyünde yaşayan Kemal Yıldırım (60) ise içme sularındaki siyanür tehlikesine karşı yetkililere ulaştıklarını belirterek, şunları aktardı: “Şirketin insan kaynaklarıyla konuştum. ‘Bugün sizin depodan tahlil alınacak. Gerekirse İliç Belediyesi ile görüşülüp sizin depoya su pompalayacağız’ dediler. Suyumuzun yöreden geldiğini bize söylediler. Ben geçimimi büyükbaş hayvancılıktan sağlıyorum. Merayı gördünüz, bizim hayvanlarımız orada otluyordu. Gittik çevirdik durdurduk. Jandarma geldi muhtarla beni aldı gitti. Ben de muhtardan sonra birinci azayım burada. Bize dediler ki ‘Bir daha engellerseniz tutuklarız.’ Dava açmadık sadece gittik durdurduk burada çalışma yapamazsınız diye.”

Konuşmasına devam eden Yıldırım, “Orada tapulu arazilerimiz var. Kadastro geldikten sonra orayı Çöpler köyünün içine geçirmişler. Özel kadastro getirmişler. Ondan sonra sahayı genişlettiler yani. Ben süt satarak geçinen bir insanım. Bu patlamadan sonra benden süt isteyen yok. Memuru, jandarması herkes benden süt alırdı şu anda yok. Burası vatanımız, göçecek yerimiz yok. Benim de oğlum Çiftay’da çalışıyor” dedi.

“Köyler Peynirini, Hayvanını Satamayacak”

Bağıştaşlı Soner Özmen ise meralarının maden şirketine peşkeş çekildiğini belirterek şunları söyledi: “Bizim merayı peşkeş çekip Çöpler köyüne verdiler. Biz avukat tuttuk, davacı olduk ama kaybettik. Tapulu arazilerimiz var. Kadastro getirmişler kendi kendine onaylamışlar. Maden sahası dediler, Çöplerin yeri dediler elimizden aldılar. Bütün bu çevre köyler hayvancılık yapanlar, şu anda öyle bir şey ki bundan sonraki dönemlerde kimse peynirini, koyununu satamayacak. Hep diyorlar ki, ‘Maden sahasında otluyor, zehirleneceğiz. Maden sahasında otluyor peynirini satamayacağız.’ Millete büyük bir sıkıntı var şu anda.”

“Balık Tutup da Yiyemiyoruz”

87 yaşındaki Ahmet Temel ise Kayacık köyünde yaşıyor. Temel, köylerinin Fırat’a 50 metre mesafede olduğunu belirterek, geçtiğimiz günlerde nehirde toplu balık ölümleri olduğunu söyledi. Temel, şöyle devam etti: “Önceden bizde meyve de ceviz de olurdu. Bitkilerin bile menfaatini alamıyoruz. Madenden sonra biz mağdur duruma düştük. Zararı çok. Bir balık tutup da yiyemiyoruz. Neden? Tehlikeli diye. Korkuyoruz. Bu nedir nereye kadar gidecek bu iş. Tedbir de almıyorlar asla. Geçen gün bizim orada binlerce balık öldü. 50 metre baraja benim evim. Doğru dürüst meyve alamıyoruz. Doğru dürüst suyumuzu içemiyoruz. Dağdan gelen bir su ondan bile korkuyoruz. 50 sene gurbette kaldım buraya geldim huzurum kaçtı.”

Paylaş

Önceki Haberler

“İklim Değişikliğiyle İlgili Komplo Teorilerinin Türkiye’de Yaygınlaşması Muhtemel”

Komplo teorilerine neden inanırız? Doç. Dr. Onurcan Yılmaz ile birlikte yazdıkları çalışmalarıyla bu soruya yanıt…

3 Temmuz 2024

İklim Değişikliğinin Son 19 Yıldaki Maliyeti 2,8 Trilyon Dolara Ulaştı

BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, iklim kaosunun çok büyük bir ekonomik maliyeti olduğunu…

3 Temmuz 2024

Yapay Zeka Yatırımları Karbon Emisyonlarını Artırıyor

Teknoloji devleri yapay zekaya büyük yatırımlar yapmaya devam ediyor. Ancak veri merkezlerinin artan elektrik ihtiyacı…

3 Temmuz 2024

COP29’un Ev Sahibi Azerbaycan İklim Eylem Planını Güçlendiriyor

Ülkenin üst düzey bir yetkilisi yaptığı açıklamada, bu yıl Kasım ayında COP29 iklim zirvesine ev…

3 Temmuz 2024

Yeni Vergi Paketini Uygulamak Yerine Fosil Yakıt Teşviklerinden Vazgeçilmeli

SEFiA’nın yeni çalışması, önerilen yeni vergi paketi ile elde edilmesi beklenen gelirlere karşılık, fosil yakıt…

2 Temmuz 2024

Akçay Sulak Alanı için 2000’e Yakın İmza Toplandı

Akçay Sulak Alanı’nın yok olmasını engellemek adına toplanan 2000’e yakın imza yetkililere teslim edildi. Yurttaşlar,…

2 Temmuz 2024