Eşeğini kaybeden ve sonra onu tekrar bulunca çok sevinen Nasreddin Hoca fıkrası, gerçekten de, insanın içinde yaşadığı doğanın önemini, ancak elinden kayıp gittiği zaman anladığını ifade etmek için uygun olabilir. Ama buna bir başka Hoca fıkrasıyla yanıt vermek de mümkün: İklimin değiştiğine inanıyorsun da, bunda senin katkın olduğuna mı inanmıyorsun?
Daha önceki zirvelerde olduğu gibi, 11 Kasım’da başlayan BM İklim Değişikliği Taraflar Konferansı’nda (COP29) da ülkeler pavilyonlarında kendi ulusal kültürlerine dair bazı nesne, görüntü veya sembollere yer veriyor ama bu konuda başı çeken ülkelerin arasında mutlaka Türkiye bulunuyor. Geçmiş yıllarda düzenlenen zirvelerde ebru yapımı, lokum dağıtımı, isim yazan hattat gibi ilginç enstalasyonlara başvuran Türkiye temsilciliği bu kez çıtayı yükseltmiş gibi görünüyor.
Türkiye pavilyonunda sarıklı, yapma sakallı, geleneksel Anadolu kıyafetleriyle dolaşan birini görenlerin şaşkınlığı normal kabul edilebilir. Ama biz bu “karakteri” elbette tanıyoruz: Nasreddin Hoca. Hazır cevaplığıyla, her duruma uygun lafları ve tabii fıkralarıyla ünlü Hoca, Türkiye pavilyonundaki etkinliklerden önce dinleyicilere İngilizce fıkralar anlatıyor. İklim değişikliği hızla ilerlerken ve etkilerini giderek hissettirirken Nasreddin Hocalı bir iklim değişikliği iletişimini düşünmek enteresan. Eşeğini kaybeden ve sonra onu tekrar bulunca çok sevinen Nasreddin Hoca fıkrası, gerçekten de, insanın içinde yaşadığı doğanın önemini, ancak elinden kayıp gittiği zaman anladığını ifade etmek için uygun olabilir. Ama buna bir başka Hoca fıkrasıyla yanıt vermek de mümkün: İklimin değiştiğine inanıyorsun da, bunda senin katkın olduğuna mı inanmıyorsun?