Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Çevre Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı, Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD. Öğretim üyesi Prof. Dr. E. Didem Evci Kiraz, yeni çalışmaları “İklim ve Sağlık” (Climate and Health) dergisinin iklim değişikliğinin bir halk sağlığı konusu olarak ele alınmasını sağlayacağının ve konunun disiplinlerarası yönünü kuvvetlendireceğinin altını çiziyor. Uluslararası hakemli bir dergi olan yayına http://climateandhealthj.org/index.php/ch linkinden ulaşabilirsiniz.
İklim ve Sağlık dergisinin çıkış noktasından başlayalım isterseniz. Dergi, pandemi nedeniyle her şeyin altüst olduğu bir dönemde yayın hayatına başlıyor. Dergi neyi amaçlıyor ve Türkiye’deki bilim dünyasında nasıl bir eksikliği doldurmayı planlıyor?
Pandemi veya başka bir acil durum karşısında ilk verilen tepki “uzun bir sessizlik” oluyor. Sessizlik döneminde herkes kendi dünyasında hesaplaşmaya başlıyor. Sonra, eski hayata dönememenin verdiği endişe ve sıkıntıyla, karmaşık bir durumun içine düşüyor. Aslında, yaşam devam ediyor ve insan, sağlıklı ise, üstesinden gelemeyeceği hiçbir zorluk olmadığını görmeye başlıyor. Bir de, yaşanan olağan üstü durumun, geçmişten günümüze sürmekte olan ve artarak devam eden, iklim değişikliğinin etkileri gibi olayları durdurmadığını da anlıyor. Hızla, kendisini toplamaya ve bu süreçten güçlenerek, direnç kazanarak çıkmaya çalışıyor.
İşte böyle bir süreçte; “İklim ve Sağlık” (Climate and Health, http://climateandhealthj.org/index.php/ch) dergisi doğdu. Bir hayali gerçeğe dönüştürmek için ağlarınızın güçlü olması gerekiyor. Ben de çok şanslıyım. Beni seven ve güvenen insanlarla birlikte pandemi sürecinde, bir halk sağlığı doktoru olarak, dergi ve daha birçok güzel, başarılı çalışmaya imza attık. “İklim ve Sağlık” dergisi de bunlardan biri.
Türkiye’de iklim ve sağlık alanlarında kesişen konuları disiplinler ve sektörlerarası yaklaşımla ele alan bilimsel süreli bir yayın bulunmuyor. Gelecekle ilgili bilimsel öngörüler ve içinde bulunduğumuz COVID-19 pandemisi, iklim değişikliğine bağlı olarak halk sağlığını etkileyen süreçlerin artış eğiliminde olduğunu ve iklim ve sağlık alanında farklı disiplinlerin işbirliğinin güçlendirilmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Bu doğrultuda, bu iki farklı disiplinin bir arada ele alınması elzem.
“İklim ve Sağlık” dergisi; iklim, iklim değişikliği, halk sağlığı, çevre ve diğer ilgili alanlarda çalışan akademisyenlerin, araştırmacıların ve sivil toplum kuruluşlarından (STK), kamu kurumlarından ve uluslararası kuruluşlardan alanlarında uzman araştırmacıların bilimsel değerlendirmelerini, araştırma bulgularını ve analizlerini paylaşmak için etkili bir araç olmayı amaçlayan uluslararası hakemli bir dergi.
Derginin editöryal kuruluna baktığımızda ormancılık, iklim politikaları, tarım ve gıda gibi iklim değişikliğine dair farklı alanlarda çalışan birçok isim görüyoruz. Böyle bir editoryal grubun oluşturulmasındaki hedefiniz nedir?
“İklim ve Sağlık” dergisi, alanından uzman araştırmacıların iklim ve sağlık alanında ürettikleri çalışmaları, elde edilen kanıtları ve deneyimleri bir araya getirmeyi amaçlıyor. Bu nedenle, birden fazla disiplin ve birden fazla sektör yaklaşımını değerlendirebilecek bir yayın kurulu oluşturduk. Hakem kurulumuz da dergimize çok farklı alanlarda ulaşabilecek yayınlara cevap verecek şekilde oluşturuldu.
“İklim ve Sağlık” dergisinin yer verdiği çalışmalar aracılığıyla;
- İklim değişikliğinin sağlık üzerine etkilerinin ortaya konulması,
- Bu kapsamda kent ölçeği başta olmak üzere farklı yerleşim ölçeklerindeki erken uyarı, hızlı yanıt, önleme, savaşım, uyum ve dirençli toplumlar yaratma stratejilerinin ve politikalarının tespit edilmesi,
- Söz konusu stratejilerin ve politikaların uygulanmasına ilişkin süreçlerde yer alan farklı paydaşlar arasında iş birliği ve yönetişim kültürünün güçlendirilmesine katkı sunulması hedefleniyor.
Böylelikle çalışmalar kapsamında geliştirilen/önerilen stratejiler, değerlendirmeler, analizler ve politikalarla sağlık ilkesinden hareketle, “İklim ve Sağlık” dergisi karar ve destek mekanizmaları için önemli bir başvuru kaynağı olacak.
Derginizin ilk sayısı ne zaman yayımlanacak ve ilk sayıda ağırlıklı olarak hangi konulara öncelik vereceksiniz?
İlk sayı için hedef tarihimiz, 01.12.2020 idi. Dergimizin web sayfası açıldıktan sonra, bir anda, dergimizi kullanmak isteyen araştırmacılardan mesajlar, sorular ve yayın talepleri gelmeye başladı. Dergimize yayın kurulunda ve hakem olarak katkı sunmak isteyenler de var. Sizin aracılığınızla, hepsine teşekkür ediyorum. Biz de süreci başlattık ve yayınları kabul ediyoruz.
İlk sayı, bizimle olmak isteyenlerin katkıları ile oluşacak, bir bakıma “tanıtım sayısı”. Bundan sonraki sayılarda, dergimizin yayın kurallarına uygun, yayın kurulumuzun önerileri doğrultusunda şekillenecek, hakemlerimizin katkıları ile yüksek kalitede yayınlara yer vermek istiyoruz.
Dergimizin kapsamında;
- İklim değişikliğinin etkilerini tespit etmek,
- İklim değişikliğine bağlı olarak özellikle sağlık alanında etkilenebilirliklerin ve kırılganlıkların ortaya konulması,
- İklim değişikliğinin birey ve toplum sağlığı, sağlık sektörü, sağlığın sosyal belirleyicileri yanı sıra, diğer sektörlerle ilişkili yanlarının değerlendirmek,
- İklim değişikliği sonucunda hâlihazırda ortaya çıkan değişikliklere veya ortaya çıkması muhtemel risklere karşı hazırlıklı olmak,
- Risk yönetimi, risk azaltımı stratejileri,
- İklim değişikliğinin etkilerine karşı hızlı yanıt geliştirilmesi ve uyum stratejileri,
- İklim değişikliğiyle ilişkili etkileri başarılı bir şekilde yönetebilmek,
- Toplumun ortaya çıkan etkilere dirençliliklerinin sağlanması,
- Olumsuz etkiler karşısında yeni normal duruma geçiş süreçlerinin hızlandırılmasına dönük stratejilerin ve politikaların ortaya konulması ve
- Yukarıdaki konular kapsamında geliştirilen kentsel/kırsal politikalara dönük bilimsel çalışmalar araştırmalar, değerlendirmeler ve analizler yer alacak.
Bugünlerde tüm dikkatlerin koronavirüste olmasıyla nedeniyle varlığı çok da önemsenmeyen ancak çok daha kapsamlı ve uzun vadeli bir krizin içerisindeyiz: İklim değişikliği. Bu dönemde hava kirliliği gibi sorunların, koronavirüsün özellikle solunum yollarında yarattığı tahribatı daha da şiddetlendirdiğini gördük. Doğa, iklim değişikliği ve pandemi denkleminde halk sağlığı çerçevesinde nerede duruyor?
Halk sağlığının temeli insan-çevre etkileşimine dayanır. Halk sağlığı bakış açısı ile çevre; fiziksel, kimyasal ve sosyal çevreden oluşur. Ekoloji, biyoçeşitlilik ve sürdürülebilirlik kavramları halk sağlığı bakış açısının başladığı nokta. İnsanı merkeze koyar ve onu etkileyen her unsuru tek, birlikte ve kümülatif olarak ele alır. Küresel sağlık, tek sağlık, herkes için sağlık ve her politikada sağlık ilkelerini benimser.
Halk sağlığı Türkiye’de, Tıp Fakülteleri altında, Dahili Tıp Bilimi’nin bir kolu. Ancak bu kabuğa sığamamakta ve her işe karışmakta, farklı disiplinlerle ve farklı sektörlerle çalışmak zorunda. Çok paydaşlı sağlık yaklaşımı mevzuatına sahip.
Halk sağlığı, koruyucu ve önleyicidir. Tedavi ve rehabilitasyon yönü, toplumun sağlığını geliştirmekle ortaya çıkar. Krizlerin olmaması için, doğa-insan-çevre için riskleri belirler ve yönetir. Bu nedenle, merkezi ve yerel tüm kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, uzmanlar, vatandaşlar, uluslararası kuruluşlarla temasta. Kriz durumlarında, krizlerin insana en az zararı vermesi, insanda en az etkiyi bırakması için gerekli önlemleri alınmasını sağlar. Kriz geçtiğinde de; yaşamın sürdürülmesinde doğanın gücünü kullanarak, insanın, tüm temel ihtiyaçlarına ulaşıp, güvenli ve sağlıklı bir yaşam ortamında, ihtiyacı olan sağlık hizmetine erişerek yaşamasını temin eder.
Pandemi sürecinde adı ön plana çıkan halk sağlığı, aslında “Umumi Hıfzıssıhha Kanunu” ile tanımlanmakta, burada yer alan tüm görevleri üstlenmekte. Görünmezdir. Çünkü, temiz suyun çeşmeden akmasını, maske atıklarının zararsız yok edilmesini, evlerden atılan çöplerin insan sağlığına en zararsız şekilde uzaklaştırılmasını, sel durumunda kanalizasyon sistemi çökünce sağlıklı ve güvenli tuvalet imkanın nasıl sağlanacağını, yangınlarda oluşan tehlikeli düzeyde emisyonların en yakın yerleşim yeri ve hakim rüzgarlarla ulaşabileceği en uzak alanı, değişen iklim modelleri karşısında en kırılgan mahalle ve bu mahalledeki en kırılgan nüfusun sağlık ihtiyaçlarını düşünen ve hepsi için düzenlemelerin yapılmasında rolü olan bir bilim dalı.
Halk sağlığı sadece hekimlerin alanı olamayacak kadar geniş ve kapsayıcı. Hizmet alanları belediyelerle kesişiyor. Belediyeler için en yararlı danışmanlık birimleridir.
İklim değişikliğinin bir halk sağlığı problemi olduğu kabulünden yola çıkararak, COVID-19 pandemisinden alınan dersleri de hatırlayarak, halk sağlığı politikasında ne tür gelişmelerin yaşanmasını bekleyebiliriz? Beklemeliyiz? Acil yapılacaklar neler olmalı?
İklim değişikliğinde halk sağlığı bakış açısı, sağlık ve iklim değişikliği gibi başlıklar en popüler konular haline dönüşecek. Bu hem iyi, hem de kötü yanlarını beraberinde getirecek. İyi yanı; kanıt havuzu zenginleşebilir. Kötü yanı; pandemi sürecinde de gördüğümüz gibi, aceleci, kanıtların süzülmeden değerlendirmeye alınması nedeniyle yanlış olumlu-olumsuz noktaları işaret edebilecek sonuçlara ulaşılması ve bunların toplumla çok hızlı paylaşılması.
Halk sağlığı politikası,
-özünde bulunan koruyuculuk, önleme ilkelerinden uzaklaşmamalıdır.
-İklim değişikliğini tıp dışı bir kavramlar bütünü olarak görmemelidir.
-Sadece hava kirliliği ve sağlık sonuçları gibi, tek yönlü bakış açılarını bırakmalı, birbiri ile etkileşimlere ve kümülatif etkilere odaklanmalıdır.
-Odak noktası değişince, hekimler dışındaki tüm ilgililerle çalışması gerektiğini anlayacaktır.
-Eğitimde sağlık ve iklim değişikliği konularına öncelik vermelidir.
-Aceleci olmamalı, kanıtların sağlamlaşmasını, elenmesini beklemelidir.
-iklim değişikliğinin sağlık etkilerinde henüz bilinmeyen, eskiden var olan ama şimdi olmayan konuları da aklında tutmalı, zaman zaman değerlendirmeye almalıdır.
-teknik insan gücü yetiştirmelidir.
-araştırmacı yetiştirmelidir.
-sahada çalışacak uzmanları desteklemelidir.
-iklim değişikliği literatürüne, bilimsel yaklaşımına, güncel araçlara hızla adapte olmalıdır.
-çevre öyküsü alınması gibi, henüz sağlık sektöründe yerleşmemiş bakış açılarını acilen ele almalı, sisteme dahil etmelidir.