Politika

İklim STK’ları Enerji Dönüşümü Planını Değerlendirdi: “Fosil Yakıtlardan Çıkmak Şart”

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın “Enerji Dönüşümü Yenilenebilir Enerji 2035” yol haritasını değerlendiren iklim ve enerji alanında çalışan sivil toplum kuruluşları, yenilenebilir enerjinin yaygınlaşmasına yönelik bu adımı önemli bulurken, enerji dönüşümünün kapsayıcı bir bakış açısıyla değerlendirilmesi gerektiğine yönelik ihtiyacı yineledi.

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı 21 Ekim 2024 tarihinde yaptığı açıklama ile Türkiye’nin 2035’te yenilenebilir enerjide güneş ve rüzgarın kurulu gücünün bugüne göre 4 kat artarak 120 GW’a ulaşacağını belirtti. Yol haritasındaki temel üç unsur arz güvenliği, dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 Net Sıfır emisyon olmak. İklim ve enerji alanında çalışan uzmanlar, fosil yakıt kullanımını azaltmayan bir enerji politikasının yol haritasındaki üç unsurdan ikisini, dışa bağımlılığı azaltmak ve 2053 Net Sıfır emisyon olmak, karşılamaktan uzak olduğu görüşünde.

Kömürden Çıkış Mümkün ve Gerekli

İklim ve enerji konusunda çalışan sivil toplum ve düşünce kuruluşları, Türkiye’nin Paris Anlaşması’na taraf olmasıyla birlikte ülkenin 2053’te Net Sıfır olması amacıyla uygulanabilir, güvenli, kesintisiz ve karbonsuz bir ekonomik dönüşümün olasılıklarını araştırıyor. Bu kapsamda 2021 yılında yapılan bilimsel çalışmalardan biri olan Kömürden Çıkış 2030 Raporu’nun temel bulgusu, 2030’da kömürden çıkışın maliyetinin ekonomik olarak yönetilebilir ve yenilenebilir enerji yatırımlarının teşviksiz dahi fosil yakıtlardan daha uygun maliyetli olduğuydu. Uzmanlar, Bakanlığın açıkladığı 2035’te 120GW’lık kurulu rüzgar ve güneş gücüne ulaşılması durumunda yine, kömür ve nükleer enerjiyi kullanmadan tahmin edilen 510TWh’lık talebin karşılanabileceği görüşünde.

Süper İzin Süreçleri

Uzmanlar, yenilenebilir kapasitenin artırılması için yapılan izin süreçlerinin, ormanlar, tarım alanları ve zeytinlikler gibi doğal varlıklarımızın tahribine yol açmaması gerektiğini vurguluyor. İklim değişikliğinin türler, yaşam alanları ve geçim kaynakları üzerinde halihazırda büyük bir baskı kurmuş durumda olduğunu belirten sivil toplum kuruluşları, enerji dönüşümü için gerçekleşmesi beklenen yatırımların bu baskıyı artırmayacak şekilde olması gerektiğini ifade ediyor. Enerji dönüşümünün prensipleri olarak aşağıdakiler göz önünde bulundurulmalı;

  • biyolojik çeşitliliği koruması/gözetmesi, arazi kullanımının planlı ve bütüncül politikalarla yapılması.
  • gıda güvencesini sağlayabilmek için verimli tarımsal arazilere kurulmaması.
  • ekosistemleri koruması ve yöre insanının ekolojik ve sosyal haklarını gözetmesi.

Nükleer Enerjideki Artış Soru İşareti

Bu ölçekte bir yenilenebilir enerji hedefi varken, nükleer enerjiye para harcanması bir soru işareti. Yakıt ve teknoloji açısından dışa bağımlılık, yüksek maliyet, güvenlik ve radyoaktif atık (kirlilik) risklerini barındıran nükleer enerji yerine yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine odaklanarak, enerji üretiminde daha temiz ve sürdürülebilir bir yol izlenmeli.

120 GW: Önemli ama Eksik bir Enerji Dönüşümü Hedefi

120 GW güneş ve rüzgar enerjisi kapasitesine ulaşmak, Türkiye için ciddi bir enerji dönüşümünü ifade ediyor. Bu, aynı zamanda emisyonların bugünden itibaren azaltılması, diğer bir deyişle iddialı bir 2035 iklim hedefinin yolunun açıldığı anlamına da geliyor.

Adil Geçiş ve İklim Adaleti

Enerji dönüşümü sürecinde kimsenin geride bırakılmadığı bir “Adil Geçiş Mekanizması”nın oluşturulması gerektiğini belirten kurumlara göre, bu dönüşüm yeni istihdam olanakları yaratmalı ve yerel ekonomilerde kalkınma fırsatlarını getirmeli. Karbon fiyatlandırmasından elde edilecek gelirler, bu dönüşüm sürecinde destek fonları olarak kullanılabilir.

SEFiA Direktörü Bengisu Özenç, Bakanlığın yenilenebilir enerji hedeflerinin çarpıcı bir gelişme olduğunu vurgularken, Türkiye’nin bu hedeflere ulaşmak için küresel yenilenebilir kapasite taahhütlerine daha fazla dahil olması gerektiğini belirtti.

Avrupa İklim Eylem Ağı Türkiye Koordinatörü Özlem Katısöz ise, 120 GW’lık hedefin Türkiye’nin 2035 iklim taahhütleri için kritik bir adım olduğunu ve kömürden çıkışın bu sürecin bir parçası olması gerektiğini ifade etti.

Ekosfer Derneği’nden Özgür Gürbüz ise, nükleer enerjinin dışa bağımlılık ve güvenlik risklerine işaret ederek, Türkiye’nin yenilenebilir enerjiye daha fazla odaklanması gerektiğini savundu.

Önceki Haberler

Emisyonlar Artmaya Devam Ederken BM Uyardı: Katastrofik Bir Isınmaya Doğru Gidiyoruz

BM’nin Emisyon Açığı Raporu’na göre, küresel seragazı emisyonları 2023 yılında 57,1 GtCO2e ile yeni bir…

25 Ekim 2024

Sağlıksız Bir Dünyada Sağlığın Geleceği: ekoIQ’nun 114. Sayısı Yayında

ekoIQ’nun 114. sayısında küreselleşen dünyanın sağlık sistemlerinden yola çıkarak “Sağlıksız Bir Dünyada Sağlığın Geleceği”ni mercek…

24 Ekim 2024

İklim Finansmanına Avrupa Engeli

Avrupa Merkez Bankası, Afrika ve Latin Amerika için iklim finansmanını artırma planına engel koydu. Afrika…

24 Ekim 2024

Türkiye COP29’daki Liderler Zirvesinde Konuşma Yapacak 106 Ülke Arasında

Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 100’den fazla ülke COP29’daki Liderler Zirvesinde konuşma yapmak için başvuruda bulundu.…

23 Ekim 2024

COP29’un Ev Sahibi Azerbaycan Fosil Yakıttan Vazgeçmiyor

Kasım ayında Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi COP29’a ev sahipliği yapmaya hazırlanan Azerbaycan hakkında yeni yayımlanan…

23 Ekim 2024

Orman Yangınları Kaynaklı Duman Binlerce Kişiyi Öldürüyor

Büyük çaplı orman yangınlarından kaynaklanan duman kirliliği her yıl binlerce kişinin ölümüne yol açıyor. İklim…

23 Ekim 2024