Hastalık taşıyan sivrisinekler, artan sıcaklıklarda daha fazla gelişiyor ve bu durum daha önce etkilenmemiş bölgelerde bulaşıcı hastalıkların ortaya çıkmasına neden olurken sıtmaya karşı mücadele bakımından olumsuz bir etki yaratıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre iklim krizi, sıtmaya karşı mücadele için büyük bir tehdit oluşturuyor; aşırı hava olayları ve artan sıcaklıkların vakalarda ani artışlara yol açtığını gösteren kanıtlar bulunuyor.
COP28 sırasında yayımlanan rapora göre, hastalığın taşıyıcısı olan sivrisinekler, küresel ısınmayla birlikte artan sıcaklık ve nemli koşullara bağlı olarak yayılıyor.
DSÖ Genel Direktörü Dr Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Değişen iklim, özellikle kırılgan bölgelerde sıtmanın ilerleme riskini artırıyor” dedi ve ekledi: “Küresel ısınmanın hızını yavaşlatmak ve etkilerini azaltmak için acil eylemlerle birlikte sürdürülebilir ve dirençli sıtma müdahalelerine artık her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.”
Her ne kadar iklim krizinin uzun vadeli etkisine ilişkin veriler az olsa da, DSÖ’nün Perşembe günü yayınladığı Dünya Sıtma Raporu 2023’te, artan sıcaklıklar ile Afrika’nın daha önce hastalıktan arınmış dağlık bölgelerinde tekrar sıtmanın yayılmaya başladığını belirtti. Yıllık raporda ilk kez iklim krizine ve bunun sıtmayla olan bağlantılarına ayrılmış bir bölüm yer alıyor.
Durgun Su Yatakları Üreme için Elverişli
Raporda, Pakistan’da geçen yıl meydana gelen şiddetli selden sonra sıtma vakalarında beş kat artış görüldüğüne ve 2021’de bildirilen 500.000 sıtma vakası sayısının 2022’de 2,6 milyona çıktığına yer verildi. Bunun yanı sıra durgun su kütlelerinin de sivrisinekler için ideal bir üreme alanı haline geldiği not düşüldü.
AIDS, Tüberküloz ve Sıtmayla Mücadele Küresel Fonu’nun Genel Müdürü Peter Sands, “İklim değişikliğini, gözle görebileceğimiz ancak tam olarak boyutunu ve nasıl gelişeceğini bilmediğimiz sıtma üzerinde oyunu değiştiren bir faktör olarak görüyorum” dedi.
Ayrıca Sands, yerinden edilme, sağlık hizmetlerinin yok olması, artan gıda güvensizliği ve yetersiz beslenme gibi iklim kriziyle ilgili diğer faktörlerin, sıtma vakalarının sona ermesine yönelik ilerlenen yolu da tehdit ettiğini ekledi.
Dünya Sıtma Raporu’ndaki potansiyel etkiye ilişkin tartışmanın tutucu bir yanı olduğunu belirten Sands, “ikinci ve üçüncü dereceden etkenlerin belki de daha dramatik sonuçlar görmemize neden olduğunu vurguladı.
Sıtma vakaları her hafta yaklaşık 12.000 kişinin hayatına mal oluyor ve hamile kadınlar ile beş yaşın altındaki çocuklar hastalığa karşı en kırılgan kesimi oluşturuyor. Vakaların ve ölümlerin çoğu ise Afrika’da.
Rapor, sıtmanın yok edilmesine karşı diğer tehditleri de vurguladı; bunlar arasında haşere ilaçlarına karşı artan direnç ile Asya ve Arap ülkeleri dışına Afrika’ya yayılan Anopheles stephensi adlı istilacı bir sivrisineğin varlığı bulunuyor. Sıtma salgınlarıyla ilişkilendirilen bu tür kentsel ortamlarda büyüyor, yüksek sıcaklıklara dayanıyor ve birçok böcek ilacına karşı dirençli. Dünya Sağlık Örgütü, bu türün hızlı kentleşmeyle birlikte yayılmasının Afrika şehirlerinde sıtma riskini artırabileceğini söyledi.
Rapora göre, 2000 ile 2015 yılları arasında küresel sıtma yükünün azaltılmasında kritik öneme sahip olan artemisinin de dahil olduğu ilaçlara karşı direnç de giderek artan bir endişe kaynağı.
Buna karşın umut verici işaretler de bulunuyor. Sinnis ve Sands, hastalığın direnciyle mücadele etmek için geliştirilmiş insektisit ilacının dağıtımı ve yeni insektisitler ile sıtma ilaçlarının geliştirilmesi gibi bir dizi önlem ve girişim olduğunu söyledi.
Bu yılın başlarında, oldukça etkili bir sıtma aşısı olan R21/Matrix-M, DSÖ tarafından yaygın kullanım için önerildi. Organizasyon tarafından 2021’de onaylanan başka bir aşı olan RTS,S’nin dozları ise önümüzdeki iki yıl içinde doz alması beklenen 12 Afrika ülkesinden biri olan Kamerun’a geçen hafta ulaştı.
DSÖ, RTS,S şiddetli sıtma vakalarında önemli bir azalmaya ve uygulandığı bölgelerde erken çocuk ölümlerinde %13’lük bir düşüş sağladığını ifade etti.
Sands, “Aşılar da dahil olmak üzere oldukça güçlü araçlarımız var” dedi ve ekledi: “Sorun şu ki, bu önlemleri tam anlamıyla kullanmıyoruz bile. Dünya, sıtma ile başa çıkmak için yeterince yatırım yapmıyor, hele ki iklim değişikliği kaynaklı bir sıtmadan bahsediyorsak.”