Avustralya’da günlerdir devam eden ve yaşanma sıklığının arttığı yangınlar birçok evin hasar görmesine neden oldu. Avustralya hükümetinin iklim krizinden bahsetmemesi ve eylemsizliği yoğun eleştiri topluyor.
New South Wales ve Queensland eyaletlerinde günlerdir devam eden yangınlar sonucunda New South Wales’te bir haftalık olağanüstü hal ilan edildi. New South Wales’te yangınların kontrol altına alındığı ancak Queensland’de 80’den fazla yangının olduğu, 1 milyon hektarlık bir alanın yandığı ve 350’den fazla koalanın öldüğü belirtiliyor.
Sydney için de ilk defa yangın uyarısında bulunuldu. Günlerdir devam eden yangınların Avustralya tarihindeki “en tehlikeli kontrol edilemeyen yangın haftası” olduğu ifade ediliyor. Meteoroloji geçtiğimiz Pazartesi günü ülkenin tamamı için yağmur yağmayacağını öngörmüştü.
İklim Krizi Yangın Mevsimlerini Uzatıyor
Avustralya Meteoroloji Bürosu (ABM) Avustralya’da, özellikle güneydoğu bölgesinde yangınların yaşanma sıklığının arttığını ve yangın mevsimlerinin süresinin uzadığını söylüyor. Kış aylarındaki yağış miktarı güneydoğu bölgesinde azalırken, ülkede sıcaklıklar yükseliyor. Avustralya, çalılık alanlarda çıkan yangınlara uygun ortamı sağlayan sıcak hava dalgalarını daha sık yaşamaya başladı. ABM uzayan yangın mevsimlerinin ve artan sıcak hava dalgalarının iklim kriziyle ilişkili olduğunu söylüyor.
Geçtiğimiz Eylül ayında yayımlanan ve 1973-2017 yılları arasındaki yangın mevsimlerini inceleyen bir araştırma da, yükselen sıcaklıklar ve yağışları etkileyen insan kaynaklı iklim krizinin, yangınların yaşanma sıklığının artmasındaki temel sebep olduğu sonucuna varıyor.
Bilim insanları, bir takım hava olayları ile iklim krizi arasındaki ilişkiyi incelemesinin sonucunda, insan kaynaklı iklim krizinin belli yangınları artırdığının altını çiziyor. Avustralya’nın şu an yanan bölgeleri de dahil olmak üzere bazı bölgelerin en kurak 34 ayı yaşadığı söyleniyor. Son 3 yılda bazı bölgelerde kış aylarındaki yağış miktarının yarı yarıya azaldığı, geçtiğimiz Ekim ve Ocak aylarının şu ana kadar kaydedilen en sıcak Ekim ve Ocak ayları olduğu belirtiliyor.
Avustralya’nın Politik Eylemsizliği
İnsan kaynaklı iklim krizinin yangın sıklığını artırdığı bilimsel bir gerçeklikken, bazı hükümet liderleri iklim krizinin yangınlar üzerindeki etkisini konuşmaktan yana değil. Avustralya Başbakanı Scott Morrison, iklim krizinden bahsetmekten kaçınırken korkunç doğa olaylarından sonra kamu görevlilerinin halka söylediği ve politik eylemsizlikle ilişkilendirilen “düşünceler ve dualar” (thoughts and prayers) sözünü kullanıyor.
Başbakan yardımcısı Michael McCormack ise biraz daha ileri giderek, iklim krizine yönelik artan endişelere “gözü dönmüş şehirli akıl hastaları” ve “aydınlanmış, uyanık başkent çevrecileri” diyor.
Dünyanın en büyük kömür ihracatçısı Avustralya’nın, diğer hükümetlerin seragazı emisyonlarını düşürmeye yönelik attığı adımların kömür piyasasını çöküşe sürükleyecek olmasına rağmen, kömüre olan bağımlılığını değiştirmeye yönelik bir planı bulunmuyor. Avustralya’nın kömür ihracatını 2 katına çıkarmaya yönelik planları bulunurken ülke sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) ihracatını 3 katına çıkardı.
“Bilgisizlikleri ve Kibirleri Yüzünden Yanıyoruz”
Hükümetin iklim krizine yönelik eylemsizliği ve söylemsizliğine yönelen eleştiriler arasında, geçtiğimiz hafta yangında evi hasar gören kent konseyi başkanı Carol Sparks, “Daha sıcak, daha kurak iklimlerin, ormansızlaştırmanın, aşırı sulama ve artan yangınların iklim kriziyle olan bağlantısı yıllardır bilimsel araştırmalarda yer alıyor. Ancak aynı şekilde, yıllardır daha çok şey bildiğini iddia edenler de var. Şimdi bilgisizlikleri ve kibirleri yüzünden yanıyoruz” dedi.
Avustralya’da halkın iklim krizine yönelik endişeleri artıyor ve geçtiğimiz on yıl içerisinde özellikle bu yıl endişelerin en yoğun olduğu yıl. McCormack artan endişeleri “şehirli” olmakla bağdaştırsa da, kırsal kesimde yaşayanların şehirdekilere göre iklim krizinden daha az endişe duyduğuna dair herhangi bir kamuoyu araştırması bulunmuyor. Avustralyalıların %78’i, yani dörtte üçünden fazlası iklim krizinden endişeleniyor.
New South Wales’te evi yanan iklim bilimcisi Ned Haughton, “Devlet ve liberal hükümetler iklim krizine yönelik alınan herhangi bir eylemi durdurmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Gezegene önem veriyorsan, çocuklarını geleceğine önem veriyorsan böyle davranmamalısın” dedi.
İklim Konseyi (Climate Council) CEO’su Amanda McKenzie ise, “İklim krizinin bu devasa yangınları tetiklediğini konuşmamız oldukça gerekli. Topluluklar, itfaiyeciler, sağlık hizmetleri bunları bilmeli” diye konuştu.
New South Wales’te eski bir itfaiyeci olan Greg Mullins ise, “Eğer birisi bu yangınların normal bir döngü olduğunu söylerse, sakince gülümseyin ve uzaklaşın çünkü ne söyledikleri hakkında hiçbir fikirleri yok. 47 yıllık itfaiye hayatımda böylesine bir yangınla karşılaşmamıştım ve artık daha sık yaşanmaya başladı” dedi.