;
Ekonomi

İklim Finansmanına Avrupa Engeli

iklim finansmanı

Avrupa Merkez Bankası, Afrika ve Latin Amerika için iklim finansmanını artırma planına engel koydu. Afrika ve Amerika Gelişim Bankaları ise daha fazla kaynak elde edebilmek için varlıkların kendileri aracılığıyla yönlendirilmesini istiyor.

Avrupa Merkez Bankası (ECB), Afrika ve Latin Amerika kalkınma bankalarının iklim değişikliğiyle mücadele için büyük miktarda finansmanı harekete geçirme planının önünde engel teşkil ediyor.

Frankfurt merkezli ECB, Euro para birimini kullanan 20 Avrupa ülkesinin kurallarını belirlerken, bu ülkelerin ulusal merkez bankalarına, özel çekme hakları (SDR’ler) olarak bilinen bir tür finansal varlığı, çok taraflı kalkınma bankalarına (MDB’lere) yeniden yönlendirmemeleri talimatını verdi.

Bu durum, Afrika Kalkınma Bankası (AfDB) ve Amerika Gelişim Bankası’nın (IDB), zengin ülkeleri SDR’lerini IMF’ye geri vermek yerine, kendilerine verilmesine yönelik ikna çabalarını da engellemiş oldu. Söz konusu bankalar, bu paranın daha verimli kullanılabileceğini savunuyorlar.

SDR’ler, IMF tarafından üretilen ve üye ülkelerin döviz rezervlerini artırmalarına yardımcı olan bir araç. Bu araç sayesinde, ülkeler rezerv oluşturmak için daha pahalı olan yerel veya dış borçlara olan bağımlılıklarını azaltabiliyorlar. SDR’ler, üye ülkeler, IMF ve “belirlenmiş tutucular” olarak adlandırılan resmi kuruluşlar tarafından tutulabiliyor ve kullanılabiliyor. Bu kuruluşlar arasında bazı merkez bankaları ve bölgesel kalkınma bankaları da yer alırken, hükümetler, SDR’lerin nasıl kullanılacağını bu hafta Washington DC’de IMF’nin yıllık toplantısında masaya yatıracak.

Gelişmekte Olan Ülkelere Destek Mali Politikadan Ödün Olarak Görülüyor

Karayipler’de küçük bir ada ülkesi olan Barbados’un başbakanına iklim dayanıklılığı konusunda özel danışmanlık yapan Pepukaye Bardouille, geçen hafta, Euro bölgesi ülkelerinin SDR’lerini AfDB ve IDB’ye vermekte “zorlandıklarını” çünkü ECB’nin yeniden yönlendirme yeteneklerini kısıtlayan düzenlemelerinin bulunduğunu söyledi.

Aynı basın toplantısında konuşan Avrupa İklim Vakfı CEO’su Laurence Tubiana da, ECB’nin kurallarının bir “sorun” olduğunu belirterek, merkez bankalarının “riske karşı çok duyarlı” olduğunu söyledi ve ekledi:

“Merkez bankalarında duran bu tüm paralar, kalkınma ve yüzleşmemiz gereken önemli sorunların çözümüne yönelik olarak gerçekten işe yaramıyor. Finans alanına yönelik tüm kutuları açmamız gereken bir andayız.”

ECB’nin isteksizliğini dikkat çeken önde gelen ekonomistler Vera Songwe ve Mark Plant, Washington merkezli bir araştırma kuruluşu olan Center for Global Development için yazdıkları bir makalede, merkez bankalarının rezervlerini ticaretin akışını sağlamak ve para birimlerini desteklemek için kullandıklarını belirttiler. Makalede ayrıca şunları kaleme aldılar:

“Onlar, kendi ülkelerindeki mevcut harcamaları veya yatırımları finanse etmek için rezervlerini kullanmaktan, başkalarını desteklemek bir yana, büyük bir nefret duyarlar. MDB’lere borç vermek, gelişmekte olan ülkeleri kurtarmaya yönelik bir adım değil,  yüksek gelirli ülkelerin mali güvenlik paylarından ödün vermek olarak algılanıyor.”

İhtiyacı Olan Ülkeleri Dışlayan Bir Sistem Söz Konusu

COVID-19 pandemisi küresel ekonomiyi etkilediğinde, düşük kredi notları nedeniyle kolayca borçlanamayan nakit sıkıntısı çeken gelişen ülkeler ve küçük ada devletleri IMF’den finansal destek istemişlerdi. IMF de bu talebe 650 milyar dolarlık SDR ihraç ederek yanıt vermiş, bu SDR’ler, otomatik olarak ülkelerin ekonomilerinin büyüklüğüne göre dağıtıldığı için, daha büyük ve zengin ülkeler en fazla payı almış, ihtiyaç duyanlar ise en az payı edinmişlerdi.

O sırada, IMF Genel Sekreteri görevinde bulunan Kristalina Georgieva, zengin ülkeleri SDR’lerini daha küçük ve fakir ülkelere yeniden tahsis etmeye çağırdı. IMF, İyileşme ve Sürdürülebilirlik Fonu (RST) ile Yoksulluk Azaltma ve Büyüme Fonu (PRGT) adında iki fon oluşturdu ve zengin ülkeler bu fonlara bazı SDR’lerini tahsis etti.

Mart 2023’e gelindiğinde, RST ilk kredi paketini onayladı ve bu paket, Jamaika’nın yenilenebilir enerji ve enerji verimliliğine yatırım yapması için 764 milyon doları içeriyordu.

Ancak uzmanlar, RST’nin ulusal borç yüklerini artırdığını ve yalnızca mevcut bir IMF programına sahip ülkelerin bu fona erişebildiğini, bu durumun birçok ihtiyacı olan ülkeyi dışladığını belirtti.

AfDB ve IDB, paranın kendilerine yönlendirilmesinin SDR’leri sosyal ve iklim projelerini finanse etmek için “değerinin dört katına kadar kredi şeklinde kullanmalarına” olanak tanıyacağını savundu.

AfDB Başkanı Akinwumi Adesina, Mayıs ayında bu önerinin, “gelişim finansmanının çarpan etkisiyle ve vergi mükelleflerine hiçbir maliyet getirmeden hayata geçirilebilecek yenilikçi bir yaklaşım” olduğunu belirtti ve “Afrika’nın artan gelişim sorunlarıyla başa çıkmamıza yardımcı olacak türden çözümlere ihtiyacımız var” dedi.

Ancak öneriye pek ilgi gösterilmedi. Songwe ve Plant’a göre, hiçbir ülke AfDB ve IDB’nin teklifini kabul etmedi. IMF, Mayıs ayında öneriyi onaylasa da, ECB Başkanı Christine Lagarde, 2022 yılında bunun “Euro bölgesindeki ülkelerin katılımıyla Avrupa Birliği’nin hukuki çerçevesiyle uyumlu olmayacağını” iddia etti.

O tarihten bu yana ECB, Euro bölgesi ülkelerini SDR’lerini IMF’nin iki fonuna yönlendirmeye teşvik etmeye devam etti. Ancak banka, bunların IMF dışında yeniden yönlendirilmesinin AB Anayasası’nın para finansmanı yasağı ile uyumsuz olduğunu düşünüyor.

Avrupa Konseyi ise SDR’lerin IMF’ye yeniden yönlendirilmesi için resmi bir istisna oluşturdu çünkü bunları hâlâ rezerv varlıkları olarak değerlendiriyor. Fransa ve İtalya, SDR’lerin MDB’lere yeniden tahsis edilmesini desteklerken, Alman merkez bankası SDR’lerin, IMF’ye bile olsa yeniden tahsis edilmesine karşı çıktı.