Reuters tarafından, COP görüşmeleri öncesinde gerçekleştirilen iklim ekonomistleri anketine göre net sıfır emisyona ulaşmak için yıllık küresel GSYH’nin %2-3’ünün yeşil yatırım için kullanılması, katılımcıların çoğunluğu tarafından desteklendi.
Reuters iklim ekonomistleri anketine göre, Paris Anlaşması’nın net sıfır karbon emisyonu hedefine ulaşmak, 2050 itibarıyla her yıl dünya üretiminin %2-3’üne eş değer oranda yeşil bir geçişe yatırım yapılmasını gerektirecek; ancak bu oran eylemsizliğin ekonomik maliyetinden çok daha az.
Katılımcılar ayrıca böyle bir geçişin, zengin dünyanın gelişmekte olan ekonomilere yardım etme vaatlerini yerine getirmesine ve mevcut planların çoğunda ulaşılan karbon fiyatının oldukça üzerinde, en az 100 dolarlık bir fiyat belirlemesine bağlı olduğunu söyledi.
Reuters, 31 Ekim-12 Kasım COP görüşmeleri öncesinde Avrupa, Asya ve Amerika’daki ekonomistlerle anket yaptı.
Reuters tarafından yapılan türünün ilk örneği olan anket, Ocak 2020’den bu yana COVID-19 pandemisine yanıt olarak toplam 10.8 trilyon dolar veya küresel üretimin %10,2’sini harcayan hükümetleri bekleyen göz korkutucu mali zorluğun altını çizdi.
Glasgow’daki COP26 görüşmelerinin Paris Anlaşması hedeflerine ulaşılmasına yardımcı olup olmayacağı sorulduğunda, kötümserlerin oranı iyimserlere göre neredeyse üçe bir oranında ağır bastı ve 44 katılımcıdan 32’si bu konuda karamsar olduklarını söyledi.
16 Eylül- 20 Ekim anketi ayrıca iklim değişikliği ve karbonsuzlaştırmanın ekonomik risklerinin nasıl ölçüleceği konusunda üst düzey tahminciler arasındaki farklılıkları ortaya çıkardı, erken ve koordineli eylemin yararı konusunda ise güçlü bir görüş birliği olduğunu gösterdi.
Stanford Üniversitesi’nde ekonomi profesörü olan Charles Kolstad, “İklim değişikliği konusunda harekete geçmeyi geciktirirsek, 2050 itibarıyla net sıfır emisyona ulaşmanın maliyeti o kadar yüksek olur. Gelişmekte olan ülkelerin en yoksul vatandaşlarına yardım ederken ve gelişime para aktarırken uyum için kaynak ayırması beklenemez” dedi.
Net sıfır emisyona ulaşmak için yıllık küresel GSYH’nin %2-3’ünün ayrılması fikri, katılımcıların çoğunluğu tarafından desteklendi. Bu oran diğer kuruluşlar tarafından belirtilen tahminlerden biraz daha yüksek.
IMF bu ay, 2050 yılına kadar net sıfır olma tahminlerinin, önümüzdeki 20 yılda miktarı 12 trilyon-20 trilyon dolara varacak küresel GSYH’nin yıllık %0,6 ile %1’ine denk gelecek ekstra yatırım anlamına geleceğini belirtiyor.
Reuters anketinde, ihtiyaç duyulan kümülatif yatırım için ekonomistler tarafından kullanılan farklı metodolojileri yansıtan dolar tahminlerinin ölçeğinde önemli farklılıklar vardı. Elde edilen medyan görünüm 44 trilyon dolar oldu.
Oxford Economics iklim değişikliği makroekonomisi başkanı James Nixon, enerji ve diğer sektörlerde ihtiyaç duyulan kümülatif yatırım miktarını 2050 itibarıyla yaklaşık 140 trilyon dolar olarak belirtti; bu ankette elde edilen en yüksek tahmin.
2030, 2050 ve 2100 itibarıyla sırasıyla 1.6, 2.4 ve 4.4 derece sıcaklık artışlarına yol açan “alışılagelmiş iş modelleri” gidişatı, ankete verilen ortalama yanıtlara göre, 2030 itibarıyla %2,4, 2050 itibarıyla %10 ve 2100 itibarıyla %18 oranında üretim kaybına neden olacak.
Buna karşılık, ülkeler sıcaklık artışını yüzyılın sonuna kadar ortaklaşa 1.4 dereceyle sınırlayabilirlerse, küresel üretimdeki kaybın 2030 itibarıyla %2’ye, 2050 itibarıyla %2,3’e ve 2100 itibarıyla %2,5’e düşeceğini tahmin ediyorlar.
Dünya Bankası’na göre ise, COVID-19’un neden olduğu ekonomik faaliyetin durdurulması dünya ekonomisini geçen yıl %4,3 oranında küçülttü.
COP26 görüşmelerinin amacı, ülkelerin net sıfır emisyona ulaşma taahhütlerini ikiye katlamalarını ve tam olarak hangi araçları ve zaman dilimini kullanmayı düşündüklerini açıklamalarını sağlamak.