Kutup, kıta buzulları, buzul kalkanları ve deniz buzulları ile yüksek dağlardaki alpin vadi buzullarından oluşan buz kürenin iklim sistemini oluşturan bileşenlerden biri olduğunu belirten Prof. Dr. Murat Türkeş, “Son 50 yıllık dönemde dünyanın pek çok bölgesinde buzullar hacimsel ve alansal olarak küçülüyor çünkü iklim ısınıyor, kar yağışı azalıyor, kar yağsa bile hava sıcaklıkları arttığı için hızla eriyor, buzullar beslenmiyor. Türkiye’de de durum böyle” dedi.
Güneş ışınlarının yaklaşık % 80’ini yansıtarak dünyanın aşırı ısınmasını engelleyen kutup buzullarının her yıl artan miktarda erimesi, hidrometeorolojik dengeyi etkileyerek aşırı hava olaylarının sayısını ve sıklığını artırıyor. Sıcaklıklardaki artış, kuraklık, yağış rejimindeki değişiklik ve daha kurutucu, sert esen rüzgarlar şeklinde kendisini gösteren bu hava olayları ise orman yangınlarındaki artışta önemli faktörler oluyor.
AA’nın haberine göre, Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, kutup, kıta buzulları, buzul kalkanları ve deniz buzulları ile yüksek dağlardaki alpin vadi buzullarından oluşan buz kürenin, iklim sistemini oluşturan bileşenlerden biri olduğunu söyledi.
“Buzullar Hacimsel ve Alansal Olarak Küçülüyor, Çünkü İklim Isınıyor”
Buzulların varlığını sürdürebilmesi için kar yağması, yağan karın yerde bir süre kalmasını ve dağların üstündeki buzul çevresinde bulunmasını sağlayan iklimin olması gerektiğini anlatan Türkeş, şöyle devam etti: “Sorun da burada çıkıyor. Son 50 yıllık dönemde dünyanın pek çok bölgesinde buzullar hacimsel ve alansal olarak küçülüyor çünkü iklim ısınıyor, kar yağışı azalıyor, kar yağsa bile hava sıcaklıkları arttığı için hızla eriyor, buzullar beslenmiyor. Türkiye’de de durum böyle. Buzullar bu hızla erimeye devam ederse önümüzdeki yüzyıl içerisinde kutuplar ısınacak, tümüyle eridiği bir dünya bugünden belki 10 santigrat derece daha sıcak olacak. Bu Türkiye’de tropikal, çok sıcak, çok kurak koşulların etkin olması anlamına geliyor.”
“Yüzyılın Sonuna Varmadan Kötü Senaryoyu Yaşamaya Başlayacağız”
Sıcaklık ve kuraklığın tarımda ciddi bir krize, tarımsal rekoltenin hızlı düşmesine, su kaynaklarının azalmasına ve orman yangınlarının alan ve takvim olarak genişlemesi anlamına geldiğini vurgulayan Türkeş, yangın riskinin daha uzun dönemde, ilkbahar ortasından sonbahar ortasına uzayacağı, büyük yangın riskinin artacağı uyarısı yaptı.
Büyük orman yangılarının on binlerce yılda oluşmuş yaşam ortamlarını bozduğunu işaret eden Türkeş, şu değerlendirmeleri paylaştı: “Ormanlar karbon yutağıyken, yandığında atmosfere bir de karbondioksit yayılıyor. Ayrıca ormanların kaybolması su kaynaklarının da azalması anlamına geliyor. Daha sıcak, buharlaşmanın hızlı ve büyük oranlarda olduğu, hidrolojik döngünün kuvvetlendiği bir dünyada afete, sele, taşkına ve heyelanlara yol açacak; şiddetli, aşırı yağışlar olacak. Eğer iklim değişikliği önlenemezse, bugün gözlemlenen olumsuz durumlar hızlanacak ve yüzyılın sonuna varmadan kötü senaryoyu yaşamaya başlayacağız.”