İklim değişikliğinin etkileri hızlandıkça, insanlığın gıda üretme yolları da sert bir şekilde değişmek zorunda kalacak. Hatta Birleşmiş Milletlere göre iklim değişikliğinden en çok etkilenecek sektör de tarımsal üretim olacak.
Belirli havzalarda gerçekleşen yerel iklimsel değişiklikler çoktan bazı ürünlerin rekoltesini düşürmeye başladı ve durum gittikçe daha da kötüleşiyor olabilir. Örneğin, Montana Çiftçi Sendikası, eyaletteki üreticilerin 2055 yılına kadar hava sıcaklığının 35 dereceyi aşacağı birçok gün geçirebileceğini öngörüyor. Bahar buğdayının nem için kar erimesine bel bağladığı göz önüne alındığında, bu büyük bir problem anlamına geliyor.
Ancak, tarımın kendisi de en büyük suçlulardan biri. Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli, insanlar tarafından yayılan seragazı toplamının %10 ila 12’sinin her yıl tarımdan geldiğini tahmin ediyor.
Brezilya sığır eti endüstrisinin de iklim değişikliğiyle yakın bir ilişkisi var. Vice News’in haberine göre dünyadaki en büyük ikinci sığır eti üreticisi olan Brezilya’nın sığırlara uygun araziye olan ihtiyacı, Amazon’un ormansızlaşmasına doğrudan katkıda bulunuyor. Ve bu da, insanlığın iklim değişikliği ile mücadele kabiliyetini ciddi şekilde engelliyor.
Ancak iklim değişikliği gıda üretimi için sadece yeni sorunlara neden olmuyor, mevcut engelleri daha da kötü hale getirebiliyor. Meksika’da tam da bu sorun yaşanıyor: İklim değişikliği kaynaklı, tahmin edilemeyen yağışlı mevsimler, kahve bitkilerine saldıran bir mantarın yayılmasını kolaylaştırıyor.
Bununla birlikte, olası çözümlerin varlığını da göz ardı edemeyiz ve bunlardan bazıları doğrudan tarımdan geliyor. Örneğin Meksika’da Ricardo Romero adlı bir çiftçi, karbon çiftçiliği olarak bilinen bir uygulamayı mükemmelleştirdi bile.
Bazı restoranlar da kendi rollerini oynamaya çalışıyor. San Francisco’da, The Perennial adlı bir restoran, kaliteli yemeklerle sürdürülebilirliği bir araya getirebilecek yenilikçi yollar öneriyor.