Şirketlere karşı açılan iklim davalarının sayısı dünya çapında hızla artarken, yeni bir rapor bu davaların çoğunun kazanıldığını ortaya koydu. Londra Ekonomi Okulu’na bağlı olarak faaliyet gösteren ve iklim değişikliği ile çevre konularında araştırma yapan bir kuruluş olan Londra Ekonomi Okulu Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsü’nün yeni yayımlanan analizine göre, 2015 yılından bu yana şirketlere ve ticaret birliklerine karşı iklimle alakalı 230 civarında dava açıldı. Bu davaların üçte ikisi ise 2020’den sonra başlatıldı.
Sayıları hızlı bir şekilde artan dava türü ise şirketlerin çevresel hedeflerine yönelik kaydettikleri ilerleme hakkında yanlış bilgilendirmelerde bulunmakla suçlandıkları “yeşil aklama” üzerine oldu. Analizin bulguları sadece 2023 yılında şirketlere ve hükümetlere karşı 47 benzer davanın açıldığını ortaya koydu. 2016 ile 2023 yılları arasında yeşil aklama üzerine açılan toplam 140 davanın 77’si resmi olarak sonuçlanırken, bu davaların 54’ü davacılar lehine sonuçlandı.
2023’teki 30’dan fazla dava, şirketlerin yüksek seragazı emisyonlarından kaynaklanan iklim zararlarından sorumlu tutulduğu “kirleten öder” prensibiyle bağlantılıydı. Raporu kaleme alanlar ayrıca iklim eylemiyle uyumlu olmayan proje ve faaliyetlere finansman akışını sorgulayan 6 “muslukları kapat” davası tespit etti. Yine 2023 yılında iklimle ilgili açılan 129 dava ile ABD birinci oldu. ABD’yi 24 dava ile Birleşik Krallık, 10 dava ile Brezilya takip etti. Geçen yıl ayrıca Panama ve Portekiz ilk kez iklim davalarına tanıklık etti. Böylece toplamda bugüne kadar 55 ülkede iklimle ilgili dava açılmış olurken, güney yarımküre, artan dava sayılarıyla toplam dava sayısı içinde %8’e ulaştı.
Tarihsel olarak iklim değişikliğiyle ilgili davaların çoğunluğu hükümetlere karşı açılsa da, şirketlere açılan davalarda hızla artış görülmeye başlandı. İklim davalarının en yüksek olduğu ABD’de bu davaların %15’i şirketlere açılırken, bu oran dünyanın geri kalanında %40 oldu.
Öte yandan Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP) da dünya çapında iklim eylemi açısından bu tür davaların önemine dikkat çekti. UNEP Uluslararası Çevre Hukuku Sekreteri Andy Raine konu hakkında, “İklim davaları, paydaşların iklim eylemi ve hesap verebilirliklerine dair ilerleme arayışında kesinlikle önemli bir trend haline geldi” yorumunu yaptı.
2023 yılının en dikkat çeken dava vakalarından biri Montana kararı oldu. Dava, eyalet yetkililerinin fosil yakıtları teşvik ederek, “genç Montana sakinleri”nin, temiz ve sağlıklı bir çevreye sahip olma haklarının ihlal edildiği iddialarını haklı bulan bir kararla sonuçlandı. Geçen hafta ise İngiltere Yüksek Mahkemesi, yerel bir aktivistin Surrey kent konseyinin Horse Hill’de petrol sondaj kuyusuna izin verme kararını mahkemeye taşımasının ardından, kömür, petrol ve gaz yakılmasının emisyon üzerinde yarattığı etkinin, yeni sondaj projeleriyle ilgili planlama başvurularında dikkate alınması gerektiğine dair önemli bir karar verdi.
Akbelen Ormanı’nın büyük bölümünü kömür madeni için yok eden YK Enerji, Türkiye Mükemmellik Ödülleri’nde “EFQM…
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…