Küresel boyutta iklimle ilgili davaların sayısı, 2015’ten bu yana iki kattan fazla arttı.
Yeni bir rapora göre, dünyayı en çok kirleten şirketler, iklim değişikliği konusundaki eylemsizliklerine ve yanlış bilgi yayma girişimlerine meydan okuyan davaların giderek daha fazla hedefi haline geliyor.
London School of Economics Grantham İklim Değişikliği ve Çevre Araştırma Enstitüsü tarafından yapılan araştırma, geçtiğimiz yıl boyunca fosil yakıt endüstrisi aleyhine açılan davalarda – özellikle ABD dışında – bir artış ve diğer kurumsal sektörlerde de artan eylemlerin bulunduğunu gösterdi.
İnsanlar 1980’lerin ortalarından beri iklim değişikliği gerekçesiyle yasal itirazlarda bulunuyorlar, ancak bu son zamanlarda kendiliğinden gelişen bir strateji.
Dünya genelinde iklim değişikliğiyle ilgili davaların sayısı, 2015’ten bu yana iki katından fazla arttı ve bugüne kadar kaydedilen 2 bin davanın yaklaşık dörtte biri yalnızca son iki yılda açılan davalar.Bu davaların çoğu, Hollanda hükümetine emisyonlarını kesmesini emreden 2019 tarihli dönüm noktası olan karardan ilham alırken, devletlerin eylemsizliğine meydan okuyor.
Fosil yakıt endüstrisi de kampanyacıların giderek daha fazla ilgi alanına giriyor. Avrupa merkezli en büyük kirleticilere karşı en az 13, Avustralya’daki gaz şirketi Santos’a karşı ise en az iki dava açıldı.
Raporda gıda ve tarım, ulaştırma, plastik ve finans sektörlerinin de giderek artan bir şekilde hedeflendiği tespit edildi. Bu davaların çoğu yeşil badana ile mücadele etmeye çalışırken, davacılar giderek artan bir şekilde “bireylerin tüketici ve yaşam tarzı seçimlerinin, emisyonların azaltılmasına yapabileceği katkı hakkında devam eden kamuoyu tartışmaları esnasında, endüstrinin yanlış bilgilendirmesi ve eylemsizliğinin, bu tür seçimlerin üzerinde gerçek bir fark yaratmasını engelleyebileceğine dair yaygın endişeler içinde.”
Bu strateji, dünya çapında iklim eylemini hızlandırmak için etkili olduğunu kanıtladı. İklim davaları, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin son raporunda, dünya çapında iklim politikasının şekillendirildiği birkaç önemli yeni yoldan biri olarak tanımlandı.
Almanya gibi ülkeleri emisyon stratejilerini yeniden çizmeye zorlamanın yanı sıra, yasal zorlukların özel sektörde somut etkileri oldu.
Rapor yazarları, Grantham Araştırma Enstitüsü’nden Joana Setzer ve Dünya İklim Değişikliği Yasaları projesi koordinatörü Catherine Higham; çelik, çimento, tekstil, denizcilik ve havacılık gibi diğer yüksek emisyonlu sektörlerin bir sonraki kurumsal hedefler olacağını da tahmin ediyor.
COP29 başmüzakerecisi Yalchin Rafiyev’in "üç yıllık teknik süreçte ilk kez tartışma için uygulanabilir bir temel"…
BM iklim müzakerelerine ilk defa heyet gönderen Taliban, Afganistan’ın iklim finansmanından yararlanmasını talep ediyor. Geçimi…
Climate Action Tracker tarafından yapılan analiz, mevcut politikaların devam etmesi durumunda ortalama sıcaklık artışının 2100…
Önde gelen bağımsız ekonomistlerden oluşan bir grubun yaptığı yeni bir çalışma, yoksul ülkelerin, 2030 yılına…
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Bayraktar, Türkiye’nin ilk olarak COP28'te duyurulan nükleer enerji kapasitesini 2050'ye…
COP29 zirvesinde iklim finansmanı müzakereleri hız kazanırken, yeni bir çalışma, IMF’nin iklimle ilgili felaketlerden zarar…