Geçtiğimiz 29 yılda 1300’e ulaşan iklim davalarının sayısı, uzmanlara göre giderek artacak ve yayılacak. İklim değişikliğinden olumsuz etkilenen insanlar, yeteri kadar mücadele etmediklerini düşündükleri hükümetleri ve şirketleri suçluyor.
İklim krizine ilişkin hükümet ve şirketlere karşı açılan toplu davaların sayısı 1990 yılından bugüne 1300’e ulaştı. Grantham Institute ve London School of Economics tarafından yapılan araştırmaya göre, ABD 1023 dava ile iklime ilişkin ihtilaflarda başı çeken ülke. Araştırmanın sonuçları The Guardian’da yayımlandı. Araştırmanın başyazarlarından Joana Setzer, “İklim değişikliğiyle mücadelede başarısız olmaları nedeniyle hükümetlerin ve şirketlerin dava edilmesi küresel bir olgu haline geldi” dedi. Setzer, vatandaşların ve çevreci grupların sadece ABD’de değil tüm dünyada hükümet ve şirketleri iklim değişikliği ile mücadelede başarısız oldukları gerekçesiyle dava ettiklerini aktardı: “İnsanların bu konuyu mahkemelere taşıyacağı ülkelerin sayısı giderek artacak.”
Araştırma sonuçlarına göre, Avustralya’da 94, Britanya’da 53, Brezilya’da beş, İspanya’da 13, Yeni Zelanda’da 17 ve Almanya’da beş dava açıldı.
Dört yıl önce Pakistan’da emsal niteliği taşıyan bir dava, iklim değişikliğine ilişkin yeterli adım atılmamasının insan haklarına aykırı olmasına dayandırılarak açılmıştı. Güney Pencap’lı bir çiftçi hükümeti iklim değişikliğinin etkilerini bertaraf etmek konusunda başarısız olarak insan haklarını ihlal ettiğini iddia etmiş; liderlerinin su, gıda ve enerji güvenliğini sağlayamadığını söylemişti. Mahkeme çiftçinin lehine karar verdi ve dava sonucunda bir iklim değişikliği komisyonu kuruldu.
350turkiye.org’da yer alan habere göre, bu davaların arasında, 2015’te Hollanda hükümetine açılan ve mahkemenin Hollanda’nın 2020’ye kadar emisyonlarını önemli oranda azaltmasına karar verdiği ‘Urgenda davası’gibi hükümetleri doğrudan iklim değişikliğinden sorumlu tutan davalar da bulunuyor. Hollanda hükümeti kararı temyize götürmüştü. Ekim ayında hükümetin temyiz davasını kaybetmesiyle birlikte Urgenda davası iklim davaları açısından çok önemli bir emsal oluşturdu.
2018 yılı mayıs ayında AB’den dokuz aile ve Fiji hükümeti, AB’nin 2030 emisyon azaltım hedeflerinin yaşam, sağlık, meslek seçme ve malvarlığı edinme hakları dahil olmak üzere temel haklarını ihlal ettiği iddiasıyla AB’ye dava açmıştı.
Fransa’da da dört sivil toplum kuruluşu; Fondation pour la Nature et l’Homme (FNH), Greenpeace Fransa, Oxfam Fransa ve Notre Affaire à Tous tarafından Aralık 2018’de hükümete karşı açılan tarihi davaya destek verenlerin sayısı ise 2 milyonu geçti. Fransa hükümetinin iklim değişikliği konusunda yeteri kadar önlem almadığı ve temel hakları ihlal ettiği gerekçesi ile açılan dava, tarihteki en büyük imza kampanyalarından birine dönüşmüştü.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…