;
Politika

İkizköy Çevre Komitesi: “Sağlıklı, Doğa Haklarına Saygılı, Kömürsüz Gelecek Mümkün”

YK Enerji’ye ve kamu kuruluşlarına seslenen İkizköy Çevre Komitesi, “Daha fazla kimsenin yaşam hakkını gasp etmeden; iş garantisini elinden almadan kömürden çıkın!” çağrısında bulundu.

İkizköy Çevre Komitesi  kamuoyunu bilgilendirmeye yönelik yeni bir açıklama yaptı. Açıklama yapmanın zorunlu bir hal aldığını vurgulayan İkizköy Çevre Komitesi, “Yeniköy ve Kemerköy Termik Santralları Cephesinde Yeni Bir Şey Yok!” diyerek kamuoyuna seslendi.

İkizköy Çevre Komitesi’nin 10 Temmuz tarihli basın açıklaması şu şekilde:

“Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret AŞ (YK Enerji), kamuoyunu yanıltıcı açıklamalarını sürdürüyor. Çok sayıda tanınmış gazeteci ve televizyoncuyu Kemerköy Termik Santralı’na götürerek ne kadar ‘çevreci’ bir tesis işlettiklerini gösterip gerçekleri gizleyen birtakım bilgileri medyada dolaşıma sokuyor.

Şirket genel müdürü tarafından yapılan açıklamalarda, 270 milyon euroluk bir yatırımla termik santralın ve baca gazı arıtma tesislerinin iyileştirildiği, bu proje ile “kükürtdioksit, azot oksitleri ve toz emisyonları halihazırdaki mevzuat sınır değerlerine ulaştığı, hatta bunların da altına düştüğü’ iddia ediliyor.

Oysa Makina Mühendisleri Odası’nın (MMO) Mayıs 2022 tarihli Türkiye’nin Enerji Görünümü 2022 çalışmasına göre; toplam 5 üniteden oluşan bu santralların sadece iki ünitesi rehabilite edilmiş durumda. Her iki santralda da toz filtresi ve baca gazı kükürt arıtma tesisi var, ancak iyileştirilmesi gerekiyor. İki santralda da tamamlanmış azot arıtma tesisi yok.

Kamuoyunda uzun tartışmalara yol açan ve tepkiyle karşılanan ve sürekli süreleri uzatılan, şirketlere çevre yatırımlarını öteleme hakkını düzenleyen Elektrik Piyasası Kanunu’nun Geçici 8. Maddesi’ne göre baca gazı arıtma sistemi yatırımları, diğer çevre yatırımları ile birlikte, 31 Aralık 2019 tarihine kadar tamamlanmış olmalıydı. Bu tarihte YK Enerji santrallarının iyileştirme projesi için sözleşmeler yapılmıştı. Ancak henüz hiçbir iyileştirme yapılmamış olmasına rağmen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2020’de ‘Çevre İzni’ verildi.

Yine MMO’nun raporuna göre, Kemerköy Termik Santralı’nın günümüze kadar geçen iki buçuk yıllık sürede sadece 1. ve 2. üniteleri ile bunların baca gazı arıtma tesislerinin yenilenmesi tamamlandı. 3. ünitede ve Yeniköy Termik Santralı’nın iki ünitesinde ise iyileştirme çalışmaları hâlâ başlamadı. Şirket içinden aldığımız haberlere göre YK Enerji’nin iyileştirme projesindeki yüklenici firmalar ile sorunları var ve rehabilitasyon çalışması sürdürülemiyor. Bir başka bilgiye göre ise Kemerköy’ün yenilenen ünitelerinden sadece birinin Çevre Bakanlığı’ndan onayı var. Diğer ünitede ise sorunlar hâlâ devam ediyor; baca gazı çıkış değerleri mevzuatta belirlenen limit değerlerin çok üstünde seyrediyor.

Bu zehirli gaz çıkışı Kemerköy’de sık sık yaşanan ‘arızalardan.’ Yöre halkı Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na şikayetlerinden sonuç alamıyor; bıkmış durumda. Şirket, termik santrallarda 2019 sonunda bitirmesi gereken rehabilitasyonu iki buçuk yıldır hâlâ tamamlamadı. 

Öte yandan, kamu eliyle işletildikleri 10 yıllar boyunca ve 2014 yılında yapılan özelleştirmeden sonra YK Enerji tarafından bugüne kadar doğru düzgün çalışan baca gazı arıtma sistemleri olmadığı halde çalıştırılan bu iki santralın, topluma sağlık bedeli çok yüksek. Sağlık ve Çevre Birliği’nin Ocak 2022’de açıkladığı çalışma sonuçlarına göre; 1986-2020 yılları arasında neden oldukları hava kirliliği ile bu iki santral toplamda en az 35 bin kişinin erken ölümünden sorumlu.

Kömürün Gerçek Bedeli Muğla raporu kapsamında yapılan başka bir modelleme çalışmasına göre, bu santralların baca gazı arıtma tesisleri Avrupa Birliği’nin mevcut en iyi tekniklerine göre iyileştirilse bile 2043’e kadar 5,300 insanın daha erken ölümüne yol açacak. (Ayrıntılı teknik rapor için tıklayınız.). Bir başka önemli nokta ise bu arıtma tesislerinin, anne karnındaki bebeklerde ve çocuklarda sinir sistemi ve beyinsel gelişimi olumsuz etkileyen, otizm riski doğuran cıva gibi ağır metalleri tutamıyor olması.

İşin hukuki boyutuna baktığımızda da bu iki santralın, Yatağan Termik Santralı ile birlikte, yıllardır hukuksuzca çalıştırıldığı gerçeği karşımıza çıkıyor. Santralların kapatılması kararı önce 1996’da Aydın İdare Mahkemesi tarafından verildi; Danıştay da bu kararları onadı. Ancak dönemin hükümeti Bakanlar Kurulu kararı ile bu yargı kararlarını çiğneyerek santralları çalıştırmaya devam etti.  Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 2005’te verdiği ihlal kararı ile bu santralların hukuksuz çalıştığını ve kapatılması gerektiğini Türkiye Cumhuriyeti’ne bildirdi. Neredeyse 20 yıldır uygulanmayan AİHM kararının yarattığı sonuçlar, bugün Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin gündeminde ve takip ediliyor. Bu takip sürecinden, hâlâ çevreyi kirletmeye devam eden Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santrallarını kapatmadan çalıştırmaya devam eden Türkiye aleyhine bir karar daha çıkabilir.

Peki ne yapmalı? YK Enerji’ye ve Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na sesleniyoruz: Mahkeme bilirkişi raporuna göre YK Enerji’nin açılmış kömür sahalarında iki yıllık kömür rezervi var. Bu iki yılda bu santralları kapatmak için planlama yapın. Yeni maden sahası açmayın. Bir köyü daha, binlerce dönüm tarım arazisi ile, 40 bin zeytin ağacı ile, 780 dönüm yaşlı ve doğal kızılçam ormanı ile kömür için yok etmeyin! İkizköy’ü ve #AkbelenOrmanı‘nı rahat bırakın!

Kömür madeninde ve santrallarda çalışan emekçileri bir köşeye atmadan; onları işsiz, gelirsiz, güvencesiz, çaresiz bırakmadan kömürden çıkış mümkün.

Tek bir örnek bile kömürün yarattığı istihdama mecbur olmadığımızı göstermeye yetiyor: İklim için 350 Derneği ve Avrupa İklim Eylem Ağı’nın birlikte gerçekleştirdiği çalışmaya göre; #YKEnerji‘ye bir yılda verilen 260 milyon TL’lik kapasite mekanizması teşvikiyle, 70 adet zeytin/zeytinyağı tesisi kurmak; 700 kişiye istihdam sağlamak mümkün.

Daha fazla kimsenin yaşam hakkını gasp etmeden; iş garantisini elinden almadan kömürden çıkın!

Sağlıklı, insan onuruna yakışır, doğa haklarına saygılı, kömürsüz bir gelecek mümkün! Bunun örneğini, hukuki mücadelemizle, bir yıla varmak üzere olan orman nöbetimizle, yılmadan kömür şirketine direnen İkizköy halkıyla, İkizköy’de hep birlikte kuracağız! İşte o zaman hep birlikte bayram yapacağız!

Akbelen Ormanı’nı Vermeyeceğiz!”