;
Bilim

Hayvanların ve Bitkilerin Genetik Çeşitliliği Azalıyor

genetik
FOTO: Pexels

600’den fazla türün analizi, hayvanlarda ve bitkilerde genetik çeşitliliğin son 30 yılda küresel olarak azaldığını ortaya çıkardı.

Nature dergisinde yayımlanan araştırma, incelenen popülasyonların üçte ikisinde azalma tespit etti, ancak acil koruma çabalarının genetik çeşitlilik kayıplarını durdurabileceğini ve hatta tersine çevirebileceğini kaydetti.

Düzinelerce bilim insanı, 1985 ile 2019 yılları arasında 628 hayvan, bitki, mantar ve kromist (bir organizma türü) türündeki genetik çeşitlilik değişikliklerini ölçen 882 çalışmayı uluslararası olarak inceledi ve genetik çeşitlilikteki değişikliklere ilişkin bugüne kadar türler arasındaki “en kapsamlı araştırma” adını verdikleri veri setini oluşturdu.

Çalışmanın baş araştırmacısı Sidney Üniversitesi’nden Doç. Dr. Catherine Grueber, tür içi çeşitliliğin (aynı türün bireyleri arasındaki çeşitliliğe atıfta bulunarak) bir popülasyonun çevresindeki değişikliklere daha iyi uyum sağlamasına olanak sağladığını söyledi.

“Yeni bir hastalık ortaya çıkarsa veya bir sıcak hava dalgası varsa, popülasyonda bu yeni koşullara tolerans göstermelerini sağlayacak belirli özelliklere sahip bazı bireyler olabilir” dedi ve şöyle devam etti: “Bu özellikler bir sonraki nesle aktarılacak ve popülasyon yok olmak yerine varlığını sürdürecek.”

Yabani ve evcilleştirilmiş türlerdeki genetik çeşitliliğin korunması, 2022’deki Cop15 biyoçeşitlilik konferansında kabul edilen hedeflerden bir tanesi.

Grueber, genetik çeşitlilik kaybının önde gelen nedenlerinin çoğunun, popülasyonlardaki düşüşle aynı olduğunu söyledi: “Habitat kaybı, iklim değişikliği, istilacı türler, yeni hastalıklar gibi şeyler.”

Araştırmacılar, inceledikleri popülasyonların %65’inde hasat ve arazi kullanımındaki değişiklikler de dahil olmak üzere ekolojik bozulmaya neden olan insan faaliyetlerinin rol oynadığını buldu; ancak hiçbir bozulma bildirilmediğinde bile genetik çeşitlilik kaybının meydana geldiğini ve bunun türler arasında genetik çeşitlilik kaybının arka planda devam ettiğini anlamına geldiğini ifade etti.

Grueber, “Bunun, gezegenin karşı karşıya olduğu daha genel biyolojik çeşitlilik krizini ve iklim değişikliği gibi ekolojik bozulmaların daha geniş etkilerini temsil ettiğini düşünüyoruz” dedi.

Bununla birlikte, özel koruma stratejilerinin genetik çeşitliliği iyileştirdiği çeşitli örneklerin altını çizdi. ABD’de koruma biyologları, kara kuyruklu çayır köpeklerinin genetik çeşitliliğini, üzerlerine bir ilaç sıkarak korumayı başardılar ve böylece pirelerin bir salgın sırasında veba yaymasını önlediler. Grueber, “Popülasyonlar gelişebildi ve arazide daha fazla hareket ederek diğer çayır köpekleriyle çiftleşebildiler. Doğal sistemlerimizin genetik çeşitliliğini korumamız önemli. Bunu çalıştıracak yöntemlerimiz var” dedi.