Bilim

Hava Kirliliği COVID-19’dan Daha Fazla Can Alıyor

COVID-19’un neden olduğu can kayıpları hepimizde endişe uyandırsa da, hava kirliliğinin insan sağlığına olan zararları çok daha korkutucu seviyede. Yapılan araştırmalara göre, hava kirliliği COVID-19’un ölüm riskini de artırıyor.

Haber: Damian Carrington  

Çeviri: Çisil Sevinç

Yeni bir araştırmaya göre, hava kirliliğinin yol açtığı ölümler COVID-19’dan gözle görülür şekilde fazla.

Çalışma, salgın öncesi yıllardaki kirlilik seviyelerinde yaşanan en ufak artışın bile ölüm oranını %15 artırdığını ortaya koydu.

ABD’de yürütülen araştırmaya göre, Manhattan’daki hava kirliliği ufak miktarda dahi düşürülebilseydi binlerce insanın hayatı kurtulabilirdi.

İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!

Ülkelerdeki zehirli hava seviyeleri büyük oranda değişiklikler gösteriyor. Bu durumda, hava kirliliği nedeniyle yüksek bölgelerde yaşayan insanların koronavirüsten hayatını kaybetme riski temiz bölgelerde yaşayanlara oranla çok daha fazla.

Bilim insanları, kirli havanın halihazırda akut solunum yetersizliği riskini artırdığını söylüyor ve bunun COVID-19 bağlantılı ölümlere neden olmakla birlikte diğer solunum ve kalp rahatsızlıklarına davetiye çıkardığı konusunda uyarıyor.

İtalya’daki bilim insanlarının hazırlamış olduğu başka bir raporda, ülkenin yüksek hava kirliliği seviyesine sahip kuzey bölgesinde daha fazla ölüm oranları olduğu kaydedildi.

Bilim insanları, bu veriler ışığında yüksek hava kirliliğine sahip bölgelerde virüsün yayılmasını engellemek adına daha fazla önlem alınması gerektiğini söyledi.

Hava kirliliğinde geniş çaplı karantinalar sonucu azalmalar yaşanmaya başladı bile. Ancak bilim insanlarına göre, gelecekte daha temiz bir hava sağlanabilirse COVID-19 ölümlerinde ciddi düşüşler yaşanabilir.

Boston’daki Harvard TH Chan Okulu Kamu Sağlığı araştırmacılarının yapmış olduğu çalışmada, nüfusun %98’ini oluşturan 3000 ABD ilçesinde 4 Nisan’a kadar olan hava kirliliği ve COVID-19 ölümleri analiz edildi.

Araştırma ekibi yaptığı açıklamada, “Bulgularımıza göre, yalnızca PM2.5’de yaşanan 1μg/m3’lik ufak bir artış sonucu COVID-19 ölüm oranı %15 artıyor. Sonuçlar istatistiksel olarak oldukça kayda değer ve hatasız” dedi.

Parçacık kirliliğine 15-20 yıl boyunca az miktarda maruz kalındığında dahi ölüm riski artıyor. Yeni çalışma, bu riskin COVID-19 ölümleri için 20 kat daha fazla olduğunu ortaya koydu.

Araştırmada; yoksulluk seviyeleri, sigara kullanımı, obezite, COVID-19 test sayısı ve hastanedeki yatak sayılarının dahil olduğu pek çok faktör hesaba katıldı.

Harvard ekibi üyelerinden Rachel Nethery, “Önceki çalışma, 2003 salgınında Sars bağlantılı ölümlerin hava kirliliğine maruz kalanlarda daha yüksek olduğunu ortaya koymuştu. Bu durum, elde ettiğimiz yeni sonuçların istikrarlı olduğunu ortaya koyuyor” dedi.

Ekibin bir başka ismi Xiao Wu, “Bu bilgi sayesinde, hava kirliliğine fazla maruz kalan nüfuslara daha fazla önlem getirilebilir. Aşı veya tedavi umutlarımızın aksine, COVID-19 uzun süre hayatımızın bir parçası olabilir. Bu durumda COVID-19 bağlantılı ölümleri azaltabilmek adına ek önlemler getirmeli ve kirliliğe maruz kalmamalıyız” şeklinde konuştu.

Araştırmacılar, sonuçların var olan hava kirliliği düzenlemelerinin gerekliliğinin altını çizdiğini ve başarısız olunduğu takdirde COVID-19 nedeniyle ölü sayılarının artabileceğini söyledi.

Bilim insanları, ABD Çevre Koruma Ajansı’nın çevre yasalarının uygulanmasını 26 Mart’ta askıya aldığını da eklediler.

Londra’daki Queen Mary Üniversitesi profesörü Jonathan Grigg, çalışmada kullanılan yöntemin başarılı olduğunu ancak sigara kullanımlarının hesaba katılmaması gibi bireysel seviyedeki önemli faktörlere yer verilmediğini dile getirdi.

Grigg, “Yerel olarak üretilen parçacık kirliliği karantinadan sonra tekrardan fırlayacağından acilen daha fazla araştırma yürütülmeli” dedi.

ABD, İtalya ve İspanya’dan sonra en yüksek ölü sayısına sahip üçüncü ülke.

Yalnızca İtalya’ya odaklanan bir araştırmada, “Araştırmamızı sonlandırırken, Kuzey İtalya’daki yüksek hava kirliliği seviyesinin bölgede kaydedilen ölüm oranına katkı sağladığının göz önünde bulundurulması gerektiğini söylüyoruz” ifadeleri yer aldı.

Kuzey İtalya’nın Avrupa’daki en yüksek kirliliğe sahip bölgelerden olduğu ve 21 Mart’a kadar olan veriler ışığında kuzey bölgelerdeki ölüm oranlarının %12’lerde seyrederken ülkenin geri kalanında bu oranın %4.5 olduğu not edildi.

Bilim insanları, Mart ortasında hava kirliliğine maruz kalınmasının COVID-19’u çok daha kötüleştireceği konusunda uyarmıştı.

COVID-19 hakkında daha önceden yürütülen bir araştırmada, sigara kullanımı sonucu zayıflayan akciğerlerin virüse daha duyarlı olduğu sonucuna ulaşılmıştı.

Karantinalar sonucu hava kirliliği oranlarında gözle görülür düşüşler yaşansa da, 2019 yılında yayımlanan kapsamlı küresel bir değerlendirmeye göre, uzun süreli hava kirliliği vücudumuzdaki her organ ve hücreye zarar verebiliyor.

Haberin aslına buradan ulaşabilirsiniz.

Paylaş

Önceki Haberler

BM İklim Şefi Finans Müzakereleri Yavaş İlerlerken G20 Liderlerinden Destek İstedi

BM iklim şefi Stiell, gelecek hafta toplanacak G20 liderlerine iklim finansmanı çabalarına destek verme çağrısında…

16 Kasım 2024

Aliyev Bir Senedir Paris Anlaşması’nı Bir Kez Olsun Anmamış!

İlham Aliyev’in geçtiğimiz 1 senede yaptığı konuşmaları analiz eden bir çalışmaya göre, COP29’un ev sahibinin…

16 Kasım 2024

COP29’daki İlk Günün Fosili Ödülü G7’ye Gitti!

G7, son 20 yılda iklim finansmanı borçlarını ödememesi nedeniyle COP29’da “Günün Fosili” ödülünü aldı. BM…

16 Kasım 2024

Fosil Yakıt Liderleri COP29’da “Kırmızı Halıyla” Karşılandı

Bu yılki BM iklim zirvesine ev sahipliği yapan Azerbaycan, fosil yakıt patronlarına ve lobicilere başkanlığın…

16 Kasım 2024

Fosil Yakıt Endüstrisinin Desteğiyle Oluşturulacak Fon “Şimdilik” İptal

Azerbaycan COP29 Başkanlığı, girişimin 2025 sonrası iklim finansmanı hedefiyle ilgili müzakerelerle iç içe geçme riski…

15 Kasım 2024

Metan Emisyonlarını Azaltmak için Taahhüt Var, Eylem Yok

UNEP, küresel ısınmayı olumsuz yönde etkileyen metan emisyonlarını azaltmaya yönelik taahhütlerin arttığını, ancak bu yöndeki…

15 Kasım 2024