Mevcut emisyon hedefleriyle küresel ekonomi, yüzyılın sonunda 600 trilyon dolar kaybedebilir.
Yeni bir araştırmaya göre bütün ülkeler iklim kriziyle mücadele adına taahhütlerini güçlendirirse ekonomik olarak da daha iyi sonuçlar elde edilebilir. Ancak Paris Anlaşması kapsamında oldukça zayıf kalan mevcut karbondioksit taahhütlerinden daha öteye gidemezlerse büyük ekonomik kayıplar yaşayabilirler.
Nature Communications’da yayımlanan yeni bir araştırmaya göre, ülkeler taahhütlerini güçlendirmezse yüzyıl sonunda küresel ekonomide toplam 600 trilyon dolarlık zarar yaşanabilir.
İklim Haber'i Telegram'da Takip Edin!İklim Haber'i Linkedin'de Takip Edin!
Beijing Teknoloji Enstitüsü ve diğer Çinli enstitülerden bilim insanlarının hazırladığı rapora göre ülkeler mevcut planlarını uygulamazsa, Paris Anlaşması’ndaki sınırın da üzerinde, 3 derecelik bir ısınma ve 800 trilyon dolarlık ekonomik kayıp yaşanması bekleniyor.
Çalışma emisyon azaltımlarının sosyal refaha etkisini ve ekonomik büyümeyi dahil ederek daha önce yapılmış çalışmalara göre, nüfusu yoğun olan gelişmekte olan ülkelerin modellenmesine daha çok ağırlık veriyor. Araştırma, uluslararası iş birliğinin iklim krizine karşı en savunmasız gruplar için daha iyi sonuç vereceğini gösteriyor.
Ayrıca, yüksek iş birliğinin Hindistan, Endonezya, Nijerya ve Çin gibi yüksek emisyona sahip ülkeler için de ABD ve AB gibi ülkelere göre uzun dönemde daha iyi sonuçlar doğuracağını gösteriyor.
Bütün ülkeler en önemli zirve olarak görülen ancak 2021’e ertelenen BM iklim konferansı öncesi seragazı emisyonlarının azaltılması için iyileştirilmiş ulusal planlarıyla gelmeli.
BM ve İngiltere COP26’nın ertelenmesi yönünde baskı gördü. Bu erteleme de hükümetlere, ulusal katkı beyanlarını oluşturmak için daha fazla zaman tanıyor. Ancak bu yönde hareket ettiklerine dair çok fazla kanıt yok. Japonya yeni planlar sundu ancak ülkenin planı yetersiz olarak değerlendirildi.
Friends of the Earth iklim kampanyacısı Rachel Kennerley, zengin ülkelerin daha fazlasını yapması gerektiğini söyledi. “Bütçeler, yoksul ülkelere yardım ederken acil durum finansmanı da sağlamalı. Eğer şimdi yapmazsak, ilerleyen zamanlarda maliyeti daha da artacak. Bu yatırımlar akıllı yatırım olarak görülmeli çünkü birçok faydası var. İklim değişikliğini durdurmakla kalmayacak aynı zamanda dünya çapında daha çok insana daha yüksek refah sağlayacak” dedi.
Araştırmanın yazarlarına göre, seragazı emisyonlarını azaltmanın ekonomik faydaları, yüksek yenileme maliyetleriyle karşılaştırıldığında hükümetleri iklim üzerinde hareket etmeye teşvik etmeli. Ancak, özellikle gelişmiş ülkelerden olmak üzere bu kazanımları gerçekleştirmek için yatırımlara ihtiyaç duyuluyor. Araştırma, kısa dönemde yüksek maliyete neden olsa da erken ve çabuk eyleme geçmenin, artan emisyon açığını kapatmak için daha iyi olduğunu gösteriyor.