Araştırmacılar, 2050 yılına dek 10 milyar insanın gıda ihtiyacını karşılamanın gezegenin dengesi bozulmadan yapılabileceğini söylüyor.
Geçtiğimiz Çarşamba günü (10.10.2018) yayımlanan “Options for Keeping The Food System Within Environmental Limits” (Gıda Sistemini Çevresel Sınırları İçinde Tutmak İçin Opsiyonlar) adlı yeni bir akademik çalışma, 2050 yılında 10 milyar insanı sürdürülebilir şekilde beslemenin ancak daha sağlıklı ve bitkisel temelli beslenme, gıda atıklarının yarıya indirilmesi ve çiftçilik tekniklerinin ve pratiklerinin iyileştirilmesini içeren bir küresel dönüşümle mümkün olabileceğini ortaya koyuyor. Araştırmacılar, bu seçenekleri hayata geçirmenin iklim değişikliği, tarımsal arazi kullanımı, tatlı su kaynaklarının kullanımı, ve aşırı gübre kullanımı ile zorlanan gezegenin çevresel kapasitesinin aşımına dair riskleri azaltacağını ifade ediyor.
Nature dergisinde yayımlanan çalışma, ilk önce gıda üretimi ve tüketiminin gezegenin limitlerini nasıl etkilediğini ölçüyor. Bu veriler, yeryüzünün hayati sistemlerinin üst limitlerini oluşturuyor.
Çalışmanın lideri, Oxford Üniversitesi’nden Dr. Marco Springmann “Hiç bir çözüm tek başına yeterli değil. Ancak farklı çözümleri beraber uygulayarak, artan nüfusu sürdürülebilir şekilde besleyebiliriz. Kararlı ve birlikte planlanmış faaliyetler hayata geçmez ise, dünyamız üzerindeki gıda kaynaklı baskı, artan nüfus ve yüksek yağlı, şekerli ve et odaklı beslenme biçimlerinin artışı yüzünden 2050 yılına kadar %50 ile 90 arasında artabilir” diyor.
Dünyaca ünlü beslenme ve gıda uzmanlarını bir araya getiren EAT-Lancet Gıda, Gezegen ve Sağlık Komisyonu ve Wellcome Vakfı tarafından fonlanan çalışma kapsamında dünyadaki gıda üretim/tüketim verilerini ve çevresel göstergeleri bir araya getiren kapsamlı ve detaylı bir küresel gıda sistemi modeli oluşturuldu. Bu model sayesinde araştırmacılar, küresel gıda sistemini gezegenin kapasitesi içerisinde tutabilecek birçok farklı opsiyonu analiz etme fırsatı buldular.
Araştımanın temel bulguları şu şekilde sıralanabilir:
Springmann “Analizini yaptığımız tüm bu çözümler dünyanın farklı noktalarında uygulanıyor, ancak bu çözümlerin hem ölçeğini büyütmeliyiz hem de güçlü küresel işbirliklerine ihtiyacımız var” diyor.
Stockholm Resilience Centre’dan raporun yazarı Line Gordon ise yaptığı açıklamada “Çiftçilik teknolojilerini ve yönetim tekniklerini geliştirmek için araştırma ve altyapı yatırımlarını arttırmak ve çiftçilere doğru teşvikleri vermek gerekiyor. Bu teşvikler, var olan en iyi teknolojinin ve tekniklerin yaygınlaştırılması, su yönetimi ve gübre kullanımı konusunda daha iyi düzenlemelerin hayata geçirilmesi gibi alanlarda olmalı” diyor.
EAT Bilim Direktörü Fabrice de Clerk ise gıda atıklarına vurgu yapıyor: “Gıda atığı sorununu ortadan kaldırmamız için depolama, taşıma ve paketleme ile etiketlemeden oluşan tüm gıda zincirini etkileyen düzenlemelere ihtiyacımız var. Sıfır atıklı bir gıda zinciri oluşturmak için hem yasaları hem de sektörün iş yapış biçimlerini değiştirmek gerekiyor”.
Son olarak, Springman araştırmanın diğer önemli ayağı olan beslenme alışkanlıklarının altını çiziyor: “Beslenme biçimleri konusunda ise, daha geniş kitlelere ulaşabilmek ve onları etkileyebilmek için, sağlıklı ve daha fazla sebze içeren beslenme yöntemlerinin yaygılaştırabilmek ve bu yöntemleri daha geniş kitlelere çekici hale getirecek kapsamlı politika ve sektör yaklaşımları geliştirmeliyiz. Özellikle okullar ve iş yeri programları, ekonomik teşvikler ve etiketleme ile güncel bilimsel verilere dayalı ulusal beslenme kılavuzları geliştirilmeli”.
Hava kirliliği ile fiziksel rahatsızlıklar arasındaki bağ üzerine daha önce birçok araştırma yapılmıştı. Ancak yeni…
Küresel kömür talebinin bu yıl rekor seviyeye ulaşmasının ardından 2027'ye kadar yatay bir seyir izleyeceği…
Türkiye’de 10 kentte enerji şirketlerinin projeleri için acele kamulaştırma kararı verildi. Niğde, Ankara, İstanbul, Sakarya,…
Dünyanın ortalama sıcaklığının orta vadede 1,5 dereceden öte 2 dereceyi de geçebileceğini belirten Prof. Dr.…
Karbon emisyonları azaltımı hedeflerini açıklayan Kanada hükümeti, resmi danışma kurulunun tavsiye ettiği miktarın altında bir…
Türkiye’de son yıllarda birçok göl ve su kaynağında yaşanan kuraklık, Salda Gölü'nde de derinden hissediliyor.…